Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini yeniden hatırlayan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Brüksel temaslarında yaşanan hadiseler hükümetin bu işe nasıl baktığının bir aynası oldu.
Başbakanın AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Durao Barroso’nun yaptığı espriye, espriyle cevap vermesinden tutun da, daha önce “provokatörlüğü” ile nam salmış AP Rum Milletvekili Marios Matsakis’le girdiği diyalog görüşmeleri magazinleştirdi.
Diğer bir konu da Erdoğan’ın Rum parlamenter ile girdiği diyalog… Avrupa’nın Dostları isimli kuruluşun düzenlediği toplantıda Rum Parlamenter Matsakis, Kıbrıs’taki Türk askerini “işgalci” olarak nitelemesini ciddiye alarak karşılık vermesi de magazinleştirilmenin başka bir konusu oldu. Parlamenterin el kol hareketi yapması karşısında Erdoğan’ın “Başını istediğin kadar salla, bizim ülkemizde güzel bir lâf var ama buraya uymaz, yakışmaz” demesi kafaları karıştırdı.
Erdoğan neyi kastetti bilemiyoruz, ama AB konusunun böyle magazinleştirilmesine fırsat verilmesi pekte iyi olmadı.
* * *
DERİN DEVLETİ NE ÖNLER?
Türkiye’nin AB üyeliği konusunda çalışmaların tekrar gündeme girmesi Türkiye’nin AB’ye girmesini savunanları ümitlendirirken, istemeyenleri de üzüyordur her halde.
Bugünlerde Ergenekon soruşturması ile ilgili dalgalar hızlanmışken, pek çok kişinin geçmişte “devlet adına yaptığı” işlerde su yüzüne çıkmaya başladı. Geçmişte AB ülkelerinde de böyle soruşturmalar yapılmış, birçok çeteleşme açığa çıkarılmıştı.
Geçmişte bu tür yapılanmaların sıkıntılarını çeken Avrupa ülkeleri Ergenekon soruşturmasını da yakından takip ediyor.
1 Ocak’ta AB dönem Başkanlığını üstlenen Çek Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Eva Filipi’nin Ergenekon’la ilgili söyledikleri işin özeti mahiyetinde. Filipi, Ergenekon dâvâsını anlamakta zorlandığını belirtirken, Türkiye’nin AB üyeliğinin derin devlet gibi yapılanmaları önleyeceğini söyledi.
Ve peşinden şunu ilâve etti: “Çünkü AB’nin prensipleri; şeffaf demokrasi ve özgürlüklerdir, dolayısıyla AB üyeliği, devlet içindeki bu tip hareketleri engelleyecektir. Prensipler çok açıktır ve her üye ülke bunlara uymalıdır…”
** *
SİYASÎ GOL
Mahallî seçimlere yaklaşık 2 ay kalmışken, partiler adaylarını açıklıyor. CHP ile DSP arasında yaşanan ‘birbirini kollama’ daha fazla kendini hissettiriyor. Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in DSP ve CHP arasında karar vermekte zorlanması üzerinde iki parti arasında görünmeyen bir “prensip” kararı alınmasına sebep olmuştu. Büyükerşen’in DSP’de karar kılmasının ardından DSP, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı çıkarmayarak CHP’li Murat Karayalçın’a destek vereceğini açıklamıştı.
Ancak bu görünmeyen prensip kararına karşılık CHP’nin Eskişehir ve Ordu’da aday çıkarması DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’i bir hayli sinirlendirdi. Sezer’in şaşkınlığını anlamamak zor. Baykal kaçıncı kez DSP’ye böyle “siyasî gol” attı?
Hâlâ anlamıyor musunuz?
27.01.2009
E-Posta:
[email protected]
|