Halil USLU |
|
Aç canavara muhabbet |
Herkes haddini bilecektir. Temiz insanlar dürüst şahsiyetler Hz. Mevlânâ'nın tabiriyle “göründüğü gibi olanlar, olduğu gibi görünenler” Hud Sûresindeki “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol”1 sırrına erenler ve yaşayan kişi ve zümrelerden zarar gelmez. Her cihetle Efendimiz (asm) rehberdir. Onun bir adını “Emin” koymuşlar ve dost ve düşman bunda ittifak etmişler. Sosyal hayatın özü ve sözü budur. Hz. Bediüzzaman 100 yıl önce bütün insanlık âlemine açılım paketlerini sunarken diyor ki, “Aç canavara karşı tahabbüb, merhametini değil, iştihasını açar. Hem de diş ve tırnağının kirasını da ister.” 2 Görsel basında hayvan belgesellerine bakınca bunun bütün anlamı tecelli etmektedir. Birbirine sırıtan hayvanlar, bir müddet sonra birbirlerini parçalamışlardır. İnsan sınıfında insanlıktan tecerrüd edenlere Kur’ân-ı Hakimde “Hayvan gibi, hattâ daha da aşağıdırlar”3 buyrulmuştur. Bu itibarla elmaya elma demek suç olmadığı gibi, zalimlere zalim demek suç olmaz. Dünya adına şeriatta rüşvet verilmez.. Hz. Üstad İngilizlerin zalim kısmının (Irak'ı bombalayanlar gibi) İstanbul'un işgalinde (1920), İstanbul’un o günkü ceridelerinde “Düşmanın çizmesi boğazımıza bastığı zaman onun yüzüne tükür! Ruhun mahkûmiyetten kurtulsun” azametini göstermiştir. Sözün de haddi ve sınırı vardır, ülkelerin sınırları oldu gibi. Bunları aşamazsın, yıkamazsın. Aşar ve yıkarsan altında kalır ve evdeki pirinçten de olursun. Artık hiçbir şey kapıların ardında kalmıyor ve kalamaz da. Onun için attığın adıma ve ağzından çıkan söze ve attığın imzaya dikkat edeceksin. Çünkü “Bilerek zarara girenlere acınmaz.” Bir çok konferanslarımda söyledim ve makalelerimde yazdım: En dar daireden en geniş daireye kadar, bilhassa ülkenin mukadderatıyla uğraşan siyaset âlemine ve ülkenin yöneticilerine, bir vatan evlâdı olarak haykırdım “Sineklerle uğraşmayın. Gelin evvela bataklığı kurutun, kuruyan bataklıktan sinek üremez.” Çıkış bazında da bir çok âyetlerle birlikte Hz. Bediüzzaman’ın “Evet tevhid-i imani elbette tevhid-i kulubu ister.” 4 Ve “İslâmiyet selm ve müsalemettir dahilde niza husumet istemez.” 5 Ve “Kimin imanı varsa o cihetle kardeşimizdir” 6 gibi kalp ve gönüllere hitap eden esasların maarif sıralarında hayata geçmesiyle olacaktır. 2010 itibarıyla 70 bin lise ve dengi okulumuzda 16 milyon genç kardeşimizin tedrisata başlamasında, öncelikle bu hakikatlerin hayata geçmesi, Türkiye’deki bir çok bataklığın kurutulmasıdır. Okulları boykot etmek isteyenlerin dahi, bu sınıfların ve yavruların ne kadar önemli olduklarını bilmektedirler. Onların beyinlerini ve kalplerini ele geçirenler Türkiye’de ve dünya âleminde çok şeylere hakim olacaklarını bilmektedirler. Üzülerek görüyorum ki, bir çok kesimler maziden gelen asırlar boyu birlik ve beraberliklerini unutarak, kendilerine özel dersler, özel tanınmalar, ders kitaplarına konulmalar ve 80 bin camiden özel hutbeler istemektedirler. Daha da hadlerini aşarak Türkiye’yi lahana kabukları gibi ayırmaya çalışmakta ve çocukların topraklardaki oynamaları gibi yeni haritalar çizmektedirler. Bunların yanında Türkiye’nin ve dünyanın parmakla ve iftiharla gösterdikleri ve milyonları aşan manevî dergâh müntesipleri, Türkiye’deki birlik ve beraberlikten ve manevî vahdetten başka hiçbir şey istemiyorlar. Onun için “Aç canavara karşı muhabbet edenler” ayağa kalkın ve bu öz evlâtlarınızı alkışlayın. Çünkü bunlar Türkiye harcının çimentolarıdır…
Dipnotlar: 1- Hud Sûresi 112. âyet.; 2- Mektubat, B. Said Nursî, Hakikat Çekirdekleri; 3- A’râf Sûresi, 179. âyet. 4- 22. Mektup, Mektubat, B.S. Nursî; 5- Lemaat, B. Said Nursî; 6- Kastamonu Lâhikası. 24.09.2010 E-Posta: [email protected] |