20 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

S. Bahattin YAŞAR

“Çocuklarım için yaşıyorum diyen” anne babalar!


A+ | A-

Çocukları için söylenmiş anne baba sözleri duyarız zaman zaman. Öyle içtendir, öyle acıklıdır ve öyle iç yakıcıdır ki, şaşıp kalırsınız.

“Ben yavrum için saçlarımı süpürge yaptım.”

“Yemedim, içmedim onu okuttum.”

“Onun her şeyini temin ettim.”

“Gençliğimi, her şeyimi onların yoluna harcadım.”

“Gözü dışarıda olmasın diye evine interneti, televizyonu, radyosu, cep telefonları, hepsini aldım.”

“…”

En sonunda ise, “Ben daha ne yapabilirim?” cümlesi sahneyi kapatıyor.

Evet, ilk etapta bakıldığında hakikaten anne baba, evlâtlarına karşı bütün ‘annelik’, ‘babalık’ görevlerini yapmış gibi gözüküyor.

Bu bir kaçış aslında. Annelik, babalık bu değil.

Şimdi size bizzat müşahede etmiş olduğum bir aile görüntüsünden bahsedeceğim. Bahsini edeceğim aile, işte şu yukarıdaki bütün adımları çocukları için atmış bir aile.

Anne ile konuşuyoruz; “Ben kendimi, hayatımı, gençliğimi, pek çok duygularımı çocuklarım için feda ettim. ‘Ben yaşamadım, onlar yaşasın’ diye şu an bir zemin katta terzilik yapıyorum. Akşamlara kadar, sanki bir hapis hayatı gibi, bir insan yüzü bile görmeden çalışıyorum. Aldığım maaşı da olduğu gibi çocukların internet aboneliği, elektrik, doğalgaz, su gibi harcamalara kullanıyorum. Geriye de bir şey kalmıyor. İşte bizimkisi böyle bir şey” diyor.

Anneyi dinledikçe içimiz ürperiyor. Bu, gerçekten sağlıklı bir hayat değil. Yani böyle bir yapıda ne anne, annedir; ne de evlât, evlâttır.

Bakalım, baba ne diyor.

“Biz, hayatımızı çocuklarımıza adamışız. Tamamen onlar için yaşıyoruz. Artık biz diye bir şey kalmadı. Ne varsa yoksa, hep çocuklar için. Onlar ne diyorlarsa o oluyor. Biz sadece bize uzatılan faturaları ödüyoruz. Başka da ne yapabiliriz. Elimizden bu geliyor. Kendimi zaten gişe memuru gibi hissediyorum.”

Bu da baba düşünceleri…

Anne ve baba, çocuklara içinde ilgi, sevgi, şefkat, aile sıcaklığı olmayan kupkuru bir dünya sunuyorlar. Yani aslında anne baba, kendilerine böyle bir gelecek hazırlıyorlar.

Evin gençlerinin hayat algısını dinliyoruz ve ortaya tam bir dram çıkıyor.

“Burası bir aile değil. Yatılısı olan bir okul gibi, bir lokal, bir hotel, bir pansiyon gibi… Belki onlar bizim buradan çok daha disiplinli ve düzenlidir. Bu evde anne baba diye bir şey yok. Yıllar geçiyor, anne babamızla oturup da bir aile meselesi konuşamıyoruz. Sabah uyandığımızda annesiz ve babasızız; akşam ise yine annesiz ve babasız uyuyoruz. Burada bizi tutan tek şey var, o da internet, televizyon, radyo vs. Yoksa çekilir gibi değil burada hayat. Zaten biz gece geç saatlere kadar internetteyiz. Gündüz ise geç saatlere kadar uyuyoruz. Babam, ‘Bunların internette evde olmaları, dışarıda olmalarından daha iyidir. Varsın akşamlara kadar da uyusunlar’, diyor.”

“Annem-babam, ‘Biz onlara her şeyi verdik’ diyorlar. Babam hafta sonları evde olduğu saatlerin çoğunu internette tanıdıklarıyla okey oynayarak geçiriyor. Problem, babamın evde olduğu saatlerde bizim internet hakkımızın kalmaması. Onun için babanın olmaması bu noktada iyi oluyor. Yani bizde ‘babalık’, ‘annelik’ gibi çok özel duygular yok. Benim bazı arkadaşlarım annelerinden bahsederken gözleri doluyor. Biz ise bu özel duygulardan mahrumuz.”

Gençler, ağlamaklı konuşuyorlar…

Bir aile ocağından gelebilecek en ağır cümleler bunlar. “Çocuklarım için yaşıyorum” diyen anne babalar, tam bir şefkat suistimali taşıyorlar.

Evet, gençler için dünyevî her şey düşünülmüş. Ama sevgisiz.

İşte asıl cinayet bu.

Çocuklarına dünyalarını vermiş anne babalar, onların maddî ve manevî dünyalarını yıkıyorlar. Evet, bu dünya buralarda yeniden kurulmalı. Anne, baba, kardeş ve aile; yeniden tanımlanmalı.

Büyük veli, bu günleri görerek söylemiş sözü: “Kazanmak için dünyayı verdik dinimizden; / Din de gitti, dünya da gitti elimizden.”

Evet, artık ‘internet çocukları’ diye bir kavram doğdu. İnternetin eğittiği evlâtlar yetişiyor. Bu yeni kavramlar, ‘internet anne-babaları’ kavramlarını doğuracağa benziyor. İhtiyaçları zamanında evlâtlar, anne babaların bulunduğu odalara internet çekecekler ve “Baba! İnternetten görüşelim.” diyecekler.

İşte asıl tokat bu. Çocukları için hayatlarını harcamış anne babaların, çocukları tarafından hayatları, duyguları fütursuzca harcanacaktır.

Yani gülünç değil mi? Çocuklar için terk edilmiş evler, çekilen çileler, katlanılan hayatın ağır yükleri ve karşılığında ‘sevgisiz’ yetişmiş, şefkatsiz büyümüş evlâtlar. Yüklemediğiniz programı, gerektiğinde siz de kullanamazsınız.

Anne sevgisinin yerini ne alabilir?

Evet, ‘Anne-baba cinayetleri’, ‘evlât katilleri’ yeni mahsul.

“Çocuklarım için yaşıyorum, çalışıyorum” iddiası boş.

İçi boş, ruhsuz, duygusunu yitirmiş cümleler bunlar.

Cennet iklim şefkat; sarıp sarmalayan, büyüten anne sıcaklığı; özlenen baba rolleri; ve arzu edilen aile fotoğrafları…

Evet, helâket ve felâket asrı bu. Büyük yıkılışlar yaşanıyor.

Ama, kararan gecenin sabahı yakındır.

Haydin bakalım.

Yaşananlardan bir ders çıkarıp, temelini Yaratıcının attığı aile ocaklarına dönelim ve tövbe ederek, yeni bir aile sayfası açalım.

Geç kalmış sayılmayız.

20.09.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (13.09.2010) - Haklı olmak iddiası çözüm üretmiyorsa, haksızdır

  (06.09.2010) - Kendimizi ve ehlimizi, ‘şer’rimizden korumak

  (30.08.2010) - Çocuklarımız hakkındaki konuşma hakkımız

  (23.08.2010) - Serin ve selâmetli sıcaklar

  (16.08.2010) - Âlimi, âlim yapan sır

  (09.08.2010) - Kişilik, üzerindeki esma tecellilerini okumaktır

  (03.08.2010) - İstişare, danışmaktır

  (27.07.2010) - Pozitiflik nerede öğrenilir?

  (19.07.2010) - İmanı olup da negatif olanlar olabilir mi?

  (12.07.2010) - İmanı olmayan insanlar pozitif olabilir mi?


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.