Suna DURMAZ |
|
İslâma saldırmakla şöhret olmaya çalışanlar |
Şöhret peşinde olmak hastalıklı bir hâlet-i rûhiye içinde olan zayıf iradeli insanların işidir. Yoksa, aklın, ilmin, zekânın, fizikî güzelliklerin, kısacası sahip olunan herşeyin Yüce Yaradan tarafından bahşedilmiş olan nimetler olduğuna inananların işi değildir şöhretperestlik. İnsana yaratılmış âciz bir kul olduğunu unutturan hubbu-câh yüzünden bir çok insan şeytanın kucağına düşer ve nefsinin istekleri yerine gelsin diye mel’ûn iblis ile işbirliği yapar. Olayların merkezinde enesini görmek isteyen insan, artık helâl-haram ayırımı yapmadan her işi yapar. Ve böylece esfel-i sâfilin olmaya hak kazanır. Veliyâzübillah! Günümüzde, doğudan ve batıdan şöhret meftûnu bir çok süflî nefisli insan, her türlü vesileyle İslâm ve onun değerlerine saldırarak nazarları üzerlerine çekmeyi hedeflemektedirler. İşin garip tarafı, “Yahudi soykırımı yapılmamıştır veya iddia edildiği gibi 6 milyon Yahudi öldürülmemiştir” diye bir söz sarf eden insanlara hapis cezası veren Batı, “fikir özgürlüğü” kisvesi altında girip, İslâm karşıtı kitaplar yazan, filimler çeken, resim ve karikatürler çizen insanlara ödüller verip onları bağrına basmaktadır. Danimarkalı karikatürist Kurt Westergaard, Holandalı politikacı Geert Wilders, Holandalı film yapımcısı Theo Vangogh, Hintli yazar Selman Rüşti, Bangaldeşli jinekolog yazar Teslime Nesrin, Mısırlı gazeteci yazar Newal Sa’dawi, Somalili yazar Ayan Hırsi Ali, İslâm karşıtı fikir ve eylemleriyle şöhret bulmuş ve bu yolla Batıdan ödüller almış insanlardır. Alman Başbakanı Angela Merkel’in İslâm Peygamberi Hz. Muhammed’i başında bombalı terörist görünümünde çizen Danimarkalı karikatürist Kurt Westergaard’a 2010 yılı Basın ödülü verirken “Avrupa, inanç ve din özgürlüğünün olduğu ve bunlara saygının kıymet taşıdığı yerdir” diye açıklaması, “fikir özgürlüğü” konusunda çifte standart uygulandığının işaretidir. Amerika’nın Florida eyaletine bağlı Gainsville şehrindeki “Dove World Outreach Center” Rahibi Terry Jones da İslâm karşıtı hareketlerde bulunarak şöhret olmayı arzulayanlara katıldı. Çağrıda bulunduğu “11 Eylül Kur’ân Yakma Günü” eylemi ile birden medyatik oldu. Neyse ki, uluslar arası kamuoyunun yapmış olduğu yoğun baskı sonucunda bu çirkin eyleminden şimdilik vazgeçti. Peki Terry Jones’i bu eyleme iten sebep neydi acaba? Amaç: İslâm karşıtı olan fanatik Hıristiyanları küçücük ve etkisiz bir kilise olan “Dove World Outreach” çatısı altında toplamak mıydı? Yoksa, eşiyle beraber sahibi oldukları online satış yapan “TS and Company” adlı mobilya şirketinin reklâmını yapmak mıydı? Görünen o ki, Terry Jones’in arkası karanlık. Bu olayda din ve mal birbiri içine girmiş durumda. İnternette yer alan haberlere göre, arsaları ve evleri olduğu gibi bankalara yüklü borcu da olan Terry Jones’in kilisesine sadece 50 kişi kayıtlıymış. Hıristiyanlık hakkında akademik bir eğitim almamış olan Terry Jones, kiliseden ayrılmaya kalkanları ‘Tanrı’nın lânetine uğramakla tehdit ediyormuş. Agresif tutumları, kiliseyi değil kendini ön plana çıkarması ile tanınıyormuş. Bundan başka, vergiden muâf olan kilise mülklerini kendi özel çıkarları için kullanıyor ve kilise müdavimlerini de mobilya paketlemede ücretsiz olarak çalıştırıyormuş. Kiliseye yapılan bağışları kendi ticaretinde kullanıyormuş.
http://www.gainesville.com/article/20090719/ARTICLES/907191005?p=all&tc=pgall&tc=ar 15.09.2010 E-Posta: [email protected]@hotmail.com |