23 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Hasan YÜKSELTEN

Uhrevî kariyer ve Isparta kahramanları


A+ | A-

Büyük İskender bir gün filozof Diyojen’e ‘Hayata yeniden gelseydim Diyojen olmak isterdim’ der. Diyojen dönüp; ‘Neden şimdi olmuyorsun da, ikinci kez dünyaya gelmeyi bekliyorsun?’ diye sorunca, İskender: ‘Ama benim daha fethedecek ülkelerim var’ diye cevap verir.

Kariyer ve ekonomik özgürlük kandırmacası altındaki günümüz insanı için dünyevî kariyer planları çok küçük yaşta başlıyor artık. Kariyer kelimesi, Latince yarışmak anlamına gelen ‘carrera’dan türeyen bir kelime. Günümüz kariyer dünyası sürekli yarışmaktan dinlenmeye vakit bırakmıyor insana. İş dünyası, araç olmaktan çıkıp amaç olmaya doğru yol aldıkça, insanlığın uhrevî meseleleri tefekkür etme, ruhunu tatile çıkarma imkânı kalmıyor maalesef.

Yakın zamanda Barla Kabristanı’nı ziyaret etme imkânım oldu. Ebedî gençliğin taht kurduğu mezarlıklarda dünyanın ayrılık estiğini hissediyorsunuz. Dünyevî kariyer hikâyelerinin anlamsızlığı daha bir çarpıyor gözünüze. İnsan ölümünden sonra, farklı mânâlarla yaşamaya devam ediyor aslında. İşte Barla Kabristanı'ndaki Isparta kahramanları... Fani hayatları sona erse de, hizmetleriyle hâlâ hayattarlar. Zira onlar dünyevî kariyeri değil, uhrevî kariyeri yani Allah’ın rızasını kazanmayı tercih ettiler. Dünyalarının sıkıntıya girmesi pahasına, uhrevî olan hizmetler için koşuşturdular. Risâlelerin ilk telif edildiği mekânlarda, o zor zamanlarda Bediüzzaman’ın yanında yer alıp, kıyamete kadar devam edecek olan hizmetin ilk bayraktarları oldular.

Onlar vazifelerini en güzel şekilde tamamlayıp bu dünyadan göçtüler. Şimdi birçoğu, sonsuz bir sükûn ve huzur içerisinde Barla Kabristanı'nda birbirlerine komşu halde mahşer sabahını beklemekteler. İşte Muhacir Hafız Ahmed, Marangoz Mustafa Çavuş, Sıddık Süleyman, Şamlı Hafız Tevfik, Şem’i Güneş, Bayram Yüksel ve daha nice kahramanlar...

Barla Kabristanı'ndan dönüşte, 3-5 kasadan müteşekkil, üzerinde manav yazan bir yer ilişiyor gözüme. Başında 9-10 yaşlarında bir çocuk. Sebze meyvelerin fiyatını öğrenip, ‘Pahalı satıyorsun ama’ diye takılıyorum. Aldığım cevap Üstad’a Çam Dağı'nda misafir iken ikram-ı İlâhî olarak gönderilen ekmek için ‘Acaba helâl midir?’ diyen ve bu sözü üzerine adı Mübarek Süleyman’a çıkan zatı hatırlatıyor: ‘İleride ağacın altında daha ucuza veriyorlar ağabey’. Demek ki Mübarek Süleyman’ın torunları hâlâ Barla’da aynı safiyetle varlar. Sürekli kazanmak ve hırs üzerine kurulan, ‘cin gibi’ olmanın ‘melek gibi’ olmaya tercih edildiği hayat anlayışının aksine, tevekkül içinde saf ve mütevazî hayatlarından memnun, vicdanları bozulmamış, tertemiz yaşıyorlar.

Düşünüyorum da, bizler de kendisini kandıran Büyük İskender gibi miyiz acaba? Nefis hep dünyaya çağırırken, dünyevî kariyer peşinde koşturup dururken, kalbimizin bir tarafında, Isparta kahramanlarına arkadaş olma arzusu duyuyoruz belki. Ama bizim daha fethedecek çok dünyevî meselelerimiz var. Şu evi bir alayım, şu arabanın da borcu bitsin, hele çocuklar da büyüsün, hele bir emekli olalım da, vs... Günün birinde, belki vakit kalırsa uhrevî kariyer için de çok uğraşacağızdır.

Oysa o vakit hiç gelmeyecektir. Şeytanın yarınları bitmez. Günün birinde bir ayrılık rüzgârı eser. Üstünde gezdiğimiz toprağın altında buluruz kendimizi. Ve o zaman kim bilir planladığımız hangi işlerimiz yarım kalır?

Isparta kahramanlarına arkadaş olmak istiyorsak, ihlâsa, uhuvvete, iktisada, kanaate, tevekküle riayet etmeliyiz. Yani dünyevî kariyer yerine uhrevî kariyeri, dünyevîleşme yerine uhrevîleşmeyi tercih etmeliyiz.

İkinci kez dünyaya gelme şansımız yok... Kabir bizi çağırıyor.

Ve Isparta kahramanlarına arkadaş olma fırsatı bizi bekliyor.

23.07.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (07.07.2010) - Şehir vicdanı öldürüyor mu?

  (12.10.2009) - “Ruhsat Müslümanlığı”na karşı azîmete dâvet

  (17.08.2009) - Sesimi duyan var mı?

  (02.05.2009) - Oteller ve dünyevîleşme

  (03.03.2009) - İdealist olmak lükstür bazen

  (30.01.2009) - İnsanda derin bir yaradır köksüzlük

  (21.01.2009) - Hayatın bebek hâli

  (15.01.2009) - Kalbimizde vehn mi var?

  (05.11.2008) - Ben hiç mahrum kalmadım

  (16.10.2008) - Sebepler sukut ettiğinde


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.