Osman ZENGİN |
|
Uludağ’da bir ulu piknik |
“Ulu“ kelimesi Türkçe’de; ”büyük,” Arapça karşılığı olarak da “kebir” mânâsında kullanılan bir kelimedir. Nitekim Araplara ulu camiyi tarif ederken, “cami-i kebir “ deriz. Bundan birkaç ay önce, üstad Said Nursî Hazretlerinin vefat yıldönümü münasebetiyle, Bursa’mızın Ulu Camiinde bir mevlid okutmuştuk. Bayağı güzel, unutulmaz bir merasim olmuştu. Cemaatî irtibat, uhuvvet, muhabbet gibi sıfatlara medar ve sebeb olan bu gibi faaliyetlerin, yaz aylarındaki ismi pikniklerimiz oluyor. Bundan bir hafta önce de, İzmit’li arkadaşlarımızın pikniğine iştirak etmiştik. Hemen onu takip eden haftada, Bursa Uludağ’da gerçekleştirdiğimiz piknik ise, gerçekten ulu bir piknik olmuştu. Cemaatimizin bu mezuniyet pikniklerinin zannedersem hem öncüsü, hem de büyüğü olan Uludağ pikniği çok güzel ve sürprizlerle geçti. Her zaman olduğu gibi yine, görülmesi gereken manzaralara şahit olduk. Hararetli şekilde kucaklaşmalar, uzun zamandır birbirini görmeyen arkadaşların, neredeyse birbirini hatırlamakta zorlandıkları simalarıyla birbirine sarılmaları, enteresan manzaralar meydana getiriyordu. Üstad Hazretlerini gören Bursa’nın saff-ı evvel ağabeylerinden Ali Çakmak Ağabeyimiz ve bu mümasil mübarek zatların da iştirak ettiği piknikte, bizim davetimiz üzerine, İstanbul’dan kalkıp gelen Mısırlı ve Türkçe bilen, Muhammed, Amer ve Amr kardeşlerimizin orada bulunması ve Muhammed’in intibalarını ve Risâle-i Nurları nasıl tanıdığını anlatıp, üstadımız ve Risâle-i Nurlardan sitayişkârâne bahsetmesi, orada bulunanların dikkat ve merakla dinlediği şeyler oldu. Tabiî, en büyük sürpriz de, mehter takımı konseri oldu. Arkadaşlarımız, hassaten de Mehmed hocamız sağ olsun, onun sayesinde herkese çok güzel bir mehter konseri dinlettiler. Heyecan ve meraklı gözlerle, çok kimsenin de kamera tesbitiyle, bazı gözlerin nemlenmesiyle, ecdadı hatırlatan bu manzara da, hafızalarda güzel bir yer bıraktı. 06.07.2010 E-Posta: [email protected] |