15 Nisan 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Osman ZENGİN

Arabesk müzikten, TRT Arapça kanalına…


A+ | A-

Osmanlı’nın yıkılmasından sonra, yerine ikame edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin iplerini eline geçirenler, Osmanlı’ya, İslâma ait ve onları hatırlatıp, çağrıştıracak ne varsa hepsini silip, süpürmeye gayret etmişlerdi. Ama bu dinin sahibi yüce Yaradan, bin senedir İslâma hizmet ve bayraktarlık yapan bu aziz milletin evlâtlarını muhafaza etmiş, böyle art niyetlere fazla müsaade etmemişti.

Hatta öyle ki, sonraki yıllarda her alanda bu tutum ve davranışlarını devam ettirmişler, hani, “iğneden-ipliğe” diye bir tabir vardır ya o misal, her alanda İslâm dinini ve onun lisanı olan Arapça’yı ve Arab’a ait ne varsa onları zikretmemeye, daha doğrusu, ademe mahkûm edip, unutturmaya çalışmışlardı. O yıllarda TRT’yi ellerinde bulunduranlar, bizim öz müziğimizi de ikinci plana iteleyip, Avrupa’dan, Amerika’dan müzik idhal ederken, “Müziğin milleti ve dili olmaz, müzik evrenseldir” diyerek, milletin gözünün içine baka, baka, ona ait olmayan şeyleri sinsice yerleştirmeye başlamışlardı.

Öyle diyen; millet ve din düşmanı devrimbaz ve düzenbazlar, 60 lı yılların sonu ve 70'lerin başında zuhur eden, Orhan Gencebay’ın başlattığı müzik çeşidine, Arap müziğinden kopyalanarak yapıldığından, sırf müziğinden dolayı karşı çıkarak, hem de ona “arabesk” diye bir isim uydurarak, o tarz müziğe yıllarca düşman olmuşlar. Neredeyse “Görüldüğü yerde ezilmelidir” muamelesi yapmışlardır.

Halbuki kulağa hoş gelen Arap müziğinin dışında, sözleri öyle pek makbul bir şey değildi o tarzın. “Yetimane hüzünler,” karamsarlık, ümitsizlik gibi bizim ölçülerimize uymayan bir tarzdı aslında o müzik. Ama işte dediğimiz gibi, “ne Arabın yüzü, ne de Şam’ın şekercileri” fetvayı vermişti bir kere. O müzik türü, o ki Arab’ı, dolayısıyla İslâmiyet’i (akıllarınca) hatırlatıyordu. Olmazdı, olamazdı. Ama ne zamana kadar?

Ve bir zaman geldi ki, artık o müzik de, bazı kimselerce tasvip edilip, yerini bulunca, muhalifler de artık fazla direnemedi galiba. Ve TRT’nin o tarz müziğe kapalı kapıları, ardına kadar açılmıştı bile…

Nereden nereye? O yıllarda bahsi dahi yapılamayan bazı şeyleri bugün görünce, biz de şaşırıyoruz. Hem o günleri ve halleri, hem de bu günleri görerek yaşayanlardan olarak.

İşte bunun en güzel misali de, geçtiğimiz günlerde TRT’nin yayına başlayan Arapça kanalıdır. “Olur mu, olmaz mı?” diye, Kürt’çe yayına başlayan TRT Şeş’in arkasından, TRT Arapça’nın da yayına girmesi çok büyük bir şeydi. Ve ne irtica hortladı, ne de yobazlar memleketi ele geçirdi bu sayede! Herkes, her şey yerli yerinde duruyordu. Hele, açılışta Başbakanın selâmla ve Arapça hitabıyla başlamasına ne demeliydi? Ne oldu, öyle oldu da ne devrimler, ne de laiklik buhar olup uçmadı. Aksine onların yerinde sabitlenmesi daha iyi devam ettiriliyor belki de…

Arap kardeşlerimizle, Müslüman Arap kardeşlerimizle uhuvvetimizi, muhabbetimizi temin edeceğini ümid ettiğimiz bu kanal hayırlı olsun. İnşaallah, hayırlı ve iyi şeylere vesile olur. Arap memleketlerinde bulunduğumuzda, oranın dindar kimselerinin rahatsızlıklarını dile getirdiği, bizden ihraç diziler türü şeylerle onlara hitap edilmez inşaallah. Yoksa yazık olur. Sefahati ve nefsanî şeyleri nazara vererek onlara hitap etmeye çalışırsak, bu işten iyilik yerine kötülük çıkacağını da unutmayalım. Hele Atatürklü manzaralar ve programlar, oralarda hiç revaçta olan şeyler olmaz.. TRT Genel Müdürü, değerli dostumuz İbrahim Şahin Bey, bunlara da dikkat eder İnşaallah. Her şeye rağmen yine de “Hayırlı olsun “diyoruz.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

15.04.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (14.04.2010) - Dergilerimizi derleyelim

  (10.04.2010) - Lise mektebinin avlusunda raks eden taşlaşmış kızlar!

  (23.03.2010) - Yarım asırdır bilinmeyen mezar

  (20.03.2010) - Ulu Cami’de, Bediüzzaman’a Fatiha okumaya bekliyoruz!

  (13.03.2010) - Askeriyenin kamyonu mu yok?

  (10.03.2010) - Demirden bina da yıkılır

  (24.02.2010) - Said Nursî hayranı bir Japon

  (22.02.2010) - İki farklı ölüm

  (21.02.2010) - Kırk bir kere maşallah!

  (19.02.2010) - Ya bir de, bizden hesap sorarlarsa?

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı- Yeni Asya Gazetesi- Bizim Radyo- Sentez Haber- Yeni Asya Neşriyat-Promosyon- Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım