Hüseyin EREN |
|
Tüketim töreleriyle kutlama |
Haftalara bölünmüş anış; modern zamanların uydurduğu avuntu, başkalaştırma ve tüketime dönüştürme çabası. ‘Bir hafta bunu konuştuk, sıradaki gelsin’ sıradanlığı. Orman haftası, trafik haftası vs. Her haftaya bir konu, her konuya bir hafta; tüketim argümanlarıyla kutlama, kutlu günleri bile ticarîleştirme… Kutlu Doğum Haftası; gül ve kitap dağıtılan günlere dönüştürme, reklâm ve görüntüye inen anma… Ondan önceki ve sonraki haftalar; kutlu doğumun müjdesini taşımıyor mu? Hangi zaman, hangi an ondan nur taşımıyor; hangi mekân onun nuruyla aydınlanmıyor? Modern tüketim töreleriyle onu anmak ve anlamak mümkün mü? Orman haftasında ağaç dik, kutlu doğumda gül dağıt, okumasan da kitap dağıt. Mail gruplarında mail yönlendir, “Facebook”a gelenleri paylaş; sanal kutlama. Teknolojik iletişim araçları elbette kullanılmalı, gereğince faydalanmalı; fakat onda boğulunmamalı. Saatlerce onda eğlenileceğine biraz olsun salâvat getirmek daha anlamlı bir anış ve anlayış değil mi? Kitap sektöründe birçok kitap çıkar bu haftada; herkes okusun denir; kaç kişi okur basitleştirilmiş metinleri? Dağıtmak daha kolaya gelir; zaten hafta dolayısıyla ucuzlatılmıştır kitaplar, çiçekler de öyle, markalı başörtüler de. Sinsice içe girer dünyevî tüketim virüsü, fark ettirmeden kendine benzetmeye çalışır tüketim töreleri. Kurumsal kimlikli firmalarımız var artık ve olma yolunda olanlar... Ne derece iktisada, kanaate, hakkaniyete uyuyorlar? Onlar aracılığıyla bir şeylere uydurulmaya çalışılıyor olmayalım? Başka ne yapabiliriz kolaycılığına kaçmak çözüm değil; başka ne yapılabileceğini yaptığımızla yapmadıktan sonra, bir zihniyetin kopyası olmayı sürdürürüz böyle; kopyala yapıştır, kes yapıştır. Kandiller kandil simidiyle “iyi kandiller” denerek-iyi akşamlar der gibi-kutlanırsa, kutlu doğum haftası da aynı zihniyetin bir hafta süren serüveniyle kutlanır olur. Daha fazla tüketmek için markalı ürünler indirime girer, kurumsal firmaların ciroları artar; gelecek yılın haftasına şimdiden projeler hazırlanır. Modern kuşatılmışlığın kıskacında kutlama yaparız böyle. Uyarıcı eserleri daha fazla okuyarak ve hayatımıza tatbik ettiklerimizi başkalarına örnekliklerle anlatabiliyorsak, her ânı kuşatan bir kutlu doğuma şahitlik etmiş olmaz mıyız? O (asm) kâinatın nuru, kâinat onun nurundan yaratılmış ve onun nuruyla varlığını sürdürüyor. Onun nurunu taşıyan bütün haftalar kutlu; her haftada, her anda o nuru görmek, ona uyarak başkalarına da yol göstermek… Kâinat kitabını, Kur’ân kâinatını onun rehberliğinde okumak… Salât ü selâm getirmek... Kısa süreli bir kutlama değil, hayat boyu süren yaşam tarzı hâline getirmek… Hedef ve gaye bu olsa gerek. Bunun için ne günü, ne de haftayı beklemeye gerek var. Tükenen her nefeste ona tükenmez nefesler adedince salât ü selâmlar olsun; bütün günler ve haftalar boyunca.
13.04.2010 E-Posta: [email protected] |