Raşit YÜCEL |
|
İşkence |
İşkencenin çok çeşidi vardır. Eskiden emniyette bunlar sık sık yaşanırdı. Şimdi şükür bu hâller yaşanmıyor. Ya psikolojik işkenceler? Bunun bile birçok çeşiti vardır. “Bir derman haddinden geçse dert getirir“ diyor Bediüzzaman. Çok söz faydalı dahi olsa insana işkence çektirebilir. Niyeti halis olmayanların bazen nasihati damara dokunur. İnsanın yarım saatten sonra dikkati dağılır, bir-iki saat süren dersler işkenceye dönüşür. Tekrarlar yine işkence olur. Ziyaretler de öyledir. Kalkmak bilmez misafir. Hane sahibi sıkılır, bunu belirtici haller sergiler. Ama misafir fazla kalması ile hâne sahibine işkenceler yaşatır. Böyle bir misafir Bediüzzaman’ı ziyarete gelir. Bediüzzaman ise fazla kalmasına razı değildir. “Sen safa geldin kardeşim” der. Misafir anlamaz. Halbuki misafirin kalmasının işaretidir bu. İkinci defa aynı ikazı yapar. Ama netice değişmez. Misafir bunu yanlış değerlendirir. “İyi ki gelmişim, Üstadım, sık sık ‘Safa geldin’ diyor” diye geçirir içinden. Sonunda ayağa kalkan Bediüzzaman iki eliyle kapıyı göstererek: “Sen safa geldin kardeşim“ der. Ve misafir durumu anlamış ve vedalaşmıştır. .... Vaktiyle medreseyi bitiren bir öğrenci köyüne yaklaştığı anda köylü bir ihtiyara rast gelir. İhtiyar, ilmine hürmeten merkebini öğrenciye verir. Yol uzar, fakat ehl-i mektep bir türlü merkepten inip ihtiyara vermez. Neyse köye varırlar, ihtiyar mektepliye şu ibretli sözü söyler: “Evlâdım sen bir yıl da umur-u hâriciye okumalısın“ der. Bugünkü anlamı ile ”sosyal davranışlar”... Bu da işkencenin başka bir versiyonudur. Hayat böyle devam edip gider. Bin bir işkence çeşitleri ile karşı karşıya kalırız. Borcunu ödemeyen insanlar, Bol yalanlı siyasetçiler, Personeline bin bir çeşit sıkıntı yaşatan idareciler, “Dinde hassas, muhakeme-i akliyede noksan” insanlar, Ailesine zulüm çektiren aile reisleri, Anne ve babasına çile çektiren evlâtlar, Geçimsiz ev hanımları, Evet bunlar hep işkencenin çeşitleridir. Daha niceleri vardır. “Çin işkenceleri” bunun en ilginçleridir. Sabır, bunun tek çaresidir. Fakat bu haller insanı bir kurt gibi kemirir ve bitirir. 29.04.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (22.04.2010) - Büyüklüğün şanı (15.04.2010) - Yıpratılan değerlerimiz (01.04.2010) - Emniyet teşkilâtı ile 165 yıl (23.03.2010) - Ondan ayrılalı 50 yıl oldu |