Hakan YILMAZ |
|
Denetlenmeyen kör kuruş kalmasın |
Türkiye’de vergi vermeye karşı oluşmuş psikolojik bir direnç vardır. Bu direnç bazı durumlarda “vergi kaçırma” ve bazen de “vergiden kaçınma” şeklinde tezahür eder. ‘Vergi kaçırma’ yasal olmayan bir vergiye karşı direnme yoludur. ‘Vergiden kaçınma’ ise iyi yetişmiş vergi uzmanlarının malî mevzuatın satır aralarındaki boşluklardan yararlanarak geliştirdikleri bir tür vergi ödememe yoludur ve tamamen yasaldır.
Her iki halde de esasında sonuç aynıdır: Devlete daha az vergi ödenir. Batı aleminde “tax payer” denen mükellef, acaba neden vergi vermek istemez? Vergi vermemeye veya daha az vermeye dönük oluşan bu direncin kaynağı nedir?
Direncin kaynağı, mükellef nezdinde oluşan ‘verdiğim vergiler kamu kesimince etkin harcanmamakta ve kamu kaynakları israf edilmekte’ olduğuna ilişkin yaygın inançtır. İşte bu noktada toplanan her kör kuruş verginin etkin, verimli ve israftan uzak kullanıldığına ilişkin “iyi yönetim ve verimli harcama” örneklerinin kamuoyu ile paylaşılması mükelleflerin ikna edilmesine ilişkin atılmış olumlu adımlar olarak değerlendirilebilir.
Pek tabiî ki demokrasilerde ‘iyi yönetim’ ve ‘verimli harcama’ örnekleri etkin çalışan denetim kurumlarının ürettiği denetim ve inceleme raporlarıyla sağlanabilir. Sayıştay, halkın vergilerini ve halkın vergileri ile oluşan bütçenin harcanmasını TBMM adına denetlemek ve bulgularını raporlayarak yine halkın temsilcileri olan Türkiye Büyük Millet Meclisine sunmakla görevli bir denetim kurumudur. Sayıştay, bu görevi icra ederken bağımsız hareket eder ve Fransızların deyişiyle suijenarist (kendine has) bir yüksek yargı organıdır.
Şu sıralar Sayıştay’ın yeni teşkilât yasası ve denetim alanının genişletilmesi gündemde. Sayıştay, Avrupa uygulamalarını da dayanak yaparak askerî harcamalar ve belediyelerin birlik ve şirket denetimleri de dahil denetlenmeyen kamu harcamaları, incelenmeyen kamu malları kalmasın istiyor.
Hatta bana kalırsa denetleyen Sayıştay’ın başkanı mı olur, yoksa meclis başkanının belirleyeceği başka bir kıdemli denetçi mi olur her kim olursa olsun örtülü ödenek bile denetlenmelidir.
Bununla beraber Sayıştay’ın denetim ve inceleme raporlarının görüşülmesi ‘Plan ve Bütçe Komisyonu’ tarafından değil, Batı Avrupa ülkelerindeki gibi muhalefetin çoğunlukta olduğu yeni kurulacak ‘Sayıştay Komisyonu’ tarafından yerine getirilmelidir.
Daha etkin ve verimli işleyen bir Sayıştay, mükelleflerin vergiye karşı direncini minimize edebilir. Halkın vereceği vergileri arttırabilir.
Türkiye’nin iyi yönetim ve etkin harcama örneklerine ihtiyacı var. Yazarı ile çizeri ile aydını ile buna destek olmalıyız. Çünkü çocuklarımıza miras bırakacağımız geleceğin Türkiye’sini bu destekler şekillendirecektir. 21.04.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları |