Recep TAŞCI |
|
Üzümünü ye, bağını sor |
Düzenli ve sağlıklı gelir kaynaklarınız yetersiz... Harcamalarınız da hesapsız kitapsız ise... İki yakanız bir araya gelmez. O zaman da... Her yol mübahtır. Elde avuçta ne varsa satıp savılır. Tefecilere mahkûm olunur... Ak kara hiç fark etmez... Yeter ki para gelsin. Bu amaçla bütün etik değerler çiğnenir... Gerçekler ters düz edilir... Rakamlar çarptırılır, drajelenir... Kamuoyu yanıltılır. Olup bitenin farkında olanlar da... Dokuzuncu köyden de kovulmamak için... Sus pus... Köşelerinde oturur. Son örnek... Meçhul bir şahıs... Yurtdışından 7.1 milyar getirmiş. Geçen haftanın en çok konuşulan konusu idi. İnanılmaz boyutta bir para. Bütün bankalarda toplam mevduat 477 milyar TL. Mukayese edin. Değerlendirin. Peki... Bu muazzam para niye getirilmiş? “Varlık Barışı” adı verilen bir yasadan faydalanmak için. Varlık Barışı! Eşitliği bozan, vicdanı sızlatan, güveni sarsan bir yasanın “Barış” diye yutturulması trajik bir durumdur. Açalım. 2008 ve 2009 yıllarında iki kez uygulandı. Resmî gerekçe... İşletmelerin malî bünyelerini güçlendirmek. Kayıt dışı kalmış para, menkul ve gayrimenkul gibi varlıkların değeri üzerinden yüzde 2 veya yüzde 5 oranında vergi ödenmesi halinde hiçbir şekilde sorgu sual olmayacak, vergi kaçırmışlarsa dahi haklarında herhangi bir işlem yapılmayacak. Bu ulufeden istifade etmek isteyenler... Toplam 48 milyar 100 milyon TL değerinde kayıt dışı varlık beyan etmiş. Karşılığında 1 milyar 58 milyon TL vergi ödemişler. Sağolsunlar. İşin vahametini iki açıdan yorumlayalım. İlki; “Para gelsin de gerisini boş verin.” şeklindeki hastalıklı bir yaklaşım. Bir aczin göstergesi. Bu paralar niçin ve nasıl yurtdışına kaçırılmış? Kimler göz yummuş? Hangi işten kazanılmış? Kara para mıdır? Vergisi neden ödenmemiş? Soruları uzatabiliriz. Faydası yok. Zira bu sorular sorulamayacak. Kanun bu teminatı veriyor, aklıyor. İkinci husus şu: Hazineye 1 milyar 58 milyon TL girmiş. Ne iyi. İyi de... Maliyenin kaybı ne? Merak edenler için hesaplayalım. Kanundan yararlananların daha sonra bir vergi incelemesi sonunda... 48 milyar 100 milyon TL kazanç gizledikleri tesbit edilse bile... Beş kuruş vergi ödemeyecekler. Oysa... Varlık Barışı Kanunu olmasa idi yüzde 20 Kurumlar Vergisi oranına göre ödenmesi gereken vergi; 9 milyar 620 milyon TL olacaktı. Bir o kadar da cezası. Ayrıca en az 4 milyar 810 milyon tutarında gecikme faizi. Toplayın. 24 milyar 50 milyon TL. Devletin vazgeçtiği gelir. Buna karşılık kasasına giren sadece 1 milyar 58 milyon TL. Fark... 23 milyar TL. Pek çok sorunu çözecek bütçe açığının yarısına yakın bir tutar. Kimse bu hesabı yapmıyor. Bir yanlışlığımız varsa.... Buyursunlar, düzeltsinler. Hodri meydan diyoruz. Devleti zarara sokan böyle bir kanun neden yürürlüğe girdi? Çünkü... Acil para lâzımdı. Döviz gerekliydi. Gerisi önemli değildi. Böyle bir anlayış devlet ciddiyetiyle bağdaşmamaktadır. Yalnız ilk defa yaşanmıyor. Dara düşen hükümetler geçmişte de aynı çıkmaz yola saptı. “Şu kadar ilâve vergi ödersen, kaçırdıklarını affedeceğim.” şeklinde çarpık bir zihniyet. Her af kanunu dürüst mükellefleri cezalandırıyor, hazine zarara uğruyor. Vergiye direnci artırıyor. Kısır döngü kırılamıyor. Çaresi... Temel felsefesi... “Üzümünü ye, ama bağını da sor.”...olan köklü bir vergi reformudur. Yoksa lokmalar haram olur.
19.04.2010 E-Posta: [email protected] |