22 Nisan 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Robert MİRANDA

Wisconsin hapishanelerinde Risâle-i Nur hareketi


A+ | A-

Bir zamanlar Amerika hapishanelerinde sadece Hıristiyanlık dinine ait hizmetlere izin verilmekteydi. Bunun istisnası olarak bir tek Yahudiler için, dışarıdan özel bir Haham getirtilerek Sebt (Cumartesi) törenleri yapılmasına da izin veriliyordu. Kur’ân-ı Kerim resmî olarak Amerikan hapishanelerinde yasaktı ve eğer bir mahkûmda bulunacak olursa el konuluyordu. Bu durum 1960’lara kadar bu şekilde devam etti. O tarihten sonra ise İslâmiyet resmen tanındı ve hapisteki Müslümanlara da kendi dinlerinin gereklerini yerine getirme hakkı tanınmaya başlandı.

Bir zamanlar bir çok Amerikalı mahkûm tarafından garip ve korkulan bir din olan İslâmiyet bugün hapishanelerde çok iyi tanınan bir din haline gelmiş durumda. İşin gerçeği, 500 binin üzerinde Müslüman şu anda Amerika’nın federal, devlet ve yerel hapishanelerinde diğer 8 milyon Amerikalı mahkûm ile birlikte cezalarını çekiyor.

İşin tuhaf yanı ise, bu Müslüman mahkûmların bir çoğu aslında hapse ilk girdiklerinde gayrimüslimdiler. Nitekim, son 10 yılda, Amerikan hapishanelerinin resmî yetkililerinin açıkladığı bilgilere göre büyük sayıda mahkûm manevî duygularını tatmin etme ihtiyacından dolayı İslâmiyet’i seçmiş durumda. Raporlarda dile getirilen bir başka husus ise, bu mahkûmların Müslüman olduktan sonra kişiliklerinde ve davranışlarında olumlu yönde gözle görülür bir ıslâh ve iyileşme belirlenmesi...

Yapılan araştırmaya göre hapse girip de dini bir arayışa giren mahkûmların yüzde 80’i bu arayışlarının sonunda İslâmiyet’i seçmiş. Bu gerçek ise Amerika’da gerek hapis içinde gerekse dışında İslâmiyet’in yayılışının bir başka delilidir.

Amerika’nın bu yeni gerçeğini araştıran bilim adamlarına göre, bu insanların İslâmiyet’i seçmelerinde iki temel faktöre rastlanıyor. Birincisi, hapse giren gayrimüslim insanlar, burada tanıştıkları Müslüman mahkûmlarla bir arkadaşlık kurarak ve onlarla kurdukları sosyal ilişkiler neticesinde İslâmiyet’e ilgi duymaya başlıyor. İkincisi ise, başta Kur’ân-ı Kerim olmak üzere İslâmî eserleri keşfeden ve okuyan mahkûmlar kendi aralarında bir tartışma ve sohbet ortamı oluşturuyorlar.

Amerikalı mahkûmlar için de, İslâmiyet, batı ve doğu dinleri arasında orta bir noktada duruyor. İhtida eden mahkûmlar, Kur’ân-ı Kerim’de yer alan tarihi anlatımlara ve kıssalara ilgi duyuyor ve özellikle İslâmiyet’i Hıristiyanlık ve Yahudilikten ayıran karakteristik özelliklerinden dolayı cazip buluyorlar. Bu özellikler ise; ruhani bir hiyerarşi ve ayrıcalıklı sınıf bulunmaması, eşitlikçi olması, dünyanın politik, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarına şümullu çözüm ve reçeteler içermesi ve olağünüstü derecede rasyonel olması...

İslâmiyet diğer doğu dinlerinden oldukça farklı özelliklere sahip. İslâm’da, Yaratıcı ve Kâinatın Hakimi olan Allah tektir; bunun yanında insanlarla doğrudan irtibatlı, onlarla kutsal kitapları, melekleri ve peygamberleri aracılığıyla iletişim kurar; ahlâkî kuralları ve emirleri vardır; insanlar yaptıkları yüzünden sorumlu ve Allah’a hesap verecektir. İslâmî dünya görüşü bir amaç ve mânâ taşımaktadır. İnsanoğlu Allah’ın yeryüzünde bir halifesi ve O’nun emanetinin yüklenicisidir. Bu dünyanın bir sonu olacak ve son bir diriliş gerçekleşecek, hesap verilecek ve neticesinde insana sonsuz bir varlık bahşedilecektir.

Bunların yanı sıra, mahkûmlar İslâm’ın ibadetleri ve pratiklerine de sıcak bakıyorlar, zira bunları yerine getirmek için herhangi bir aracıya, kuruma veya hiyerarşik kişiye ihtiyaç duyulmamaktadır. Böylece mahkûm ibadetinin kabulü için herhangi bir kilisenin otoritesine gerek duymayacaktır ki, mahkûmlar için en cazip olan İslâmiyet’in bu türden bütün hiyerarşik anlayışlara zıt olmasıdır. Gerçekten de, bu vesileyle dışardan kimsenin aracılığı ve onayı olmadan ibadet edebilecektir. Ayrıca günde beş defa büyük bir düzen ve özenle cemaat halinde kılınan namazlar da oldukça ihtişamlı ve etkileyici olmaktadır. Diğer yandan, Ramazan ayı geldiğinde de, hapishanedeki mahkûmlar üzerinde özel bir etki oluşuyor. Oruçta yaşanan kişisel disiplin ve adanmışlık duygusu onları oldukça etkiliyor.

Buna ek olarak, İslâmiyet toplum içinde yaşayan kişilerin ıslâh ve terbiyesine çok önem vermektedir. Zaten bir suçtan dolayı içeri giren mahkûmlar bu süreç içinde yardım ve ilgiye ihtiyaç duymaktadır. Bir mahkûmun ıslâh ve rehabilitasyonu ise hapishanede başlamalı ve oradan çıktığı zaman da devam etmelidir. Bir kişinin ıslâhı ise “kişisel bir temizlenme” (tezkiye-i nefis) süreci ile başlar. Bunun için de, iman, takva ve ameli salih kombinasyonuna ihtiyaç vardır. İnanan bir insan, “cihad” olarak nitelenebilecek bu “tezkiye-i nefis” mücadelesinin içinde sürekli yer almalı ve bu süreçte Rabbinden daima rahmet ve rızasını talep ederek, ümitvar olmalıdır.

Amerika hapishanelerinde İslâmiyet ile şereflenen insanların mensup olduğu etnik grupların en büyüğü Afro-Amerikanlar’dır.

Geçtiğimiz günlerde ise, Milwaukee’de faaliyet gösteren Risâle-i Nur USA, benim genel müdürlüğünü yürüttüğüm Hispanik Yardımlaşma Vakfı Esperanza Unida ve yine Milwaukee’deki Muslim Action Network grubu, Wisconsin eyaleti genelinde hapislerde tutulan Müslüman mahkûmların ihtiyaçlarını karşılama konusunda bir işbirliği başlattı.

Bu çalışma çerçevesinde, hapishanelerde yatan ve İslâmiyet’i yeni seçmiş yüzlerce Amerikalı mahkûma Risâle-i Nur’un mesajı ve Said Nursî’nin düşünceleri anlatılacak. Ayrıca özel bir çalışma olarak, Said Nursî’nin hapishanedeki mahkûmlara özel olarak yazmış olduğu mektuplar derlenerek bir kitapçık haline getirilecek ve Amerika’daki bu mahkûmlara ücretsiz dağıtılacak. Bizim ümidimiz odur ki; bu mahkûmlara bu mesajlar ulaştırıldıktan sonra, bu insanlar hapisten çıkıp toplum içine karıştıkları zaman, Esperenza Unida olarak, kendilerine meslekî eğitimler verilecek, iş bulmalarına yardımcı olunacak ve Risâle-i Nur USA grubu ve Muslim Action Network ile irtibatları sağlanarak İslâmî pratikleri yaşamaya devam etmeleri ve hapiste öğrendikleri dinimiz ile ilgili daha derin bilgi sahibi olmaları sağlanacaktır.

İnşallah, bu gayretimizde muvaffak oluruz.

Risale-i Nur grows in Wisconsin

The only religious services permitted in American prisons were for Christianity. The only other exception was for Judaism, and a rabbi from outside the prison was provided to offer Sabbath services. The Qur'an was not allowed in American prisons and if found with an inmate, was confiscated. It was not until the 1960s that Islam received legal recognition allowing Muslims the right to practice Islam while incarcerated.

Once considered by many American prisoners as a strange and feared religion, Islam today is no longer an unknown religion within American prisons. In fact, over 500,000 Muslims are incarcerated in Federal, state and local prisons that currently incarcerate more than 8,000,000 Americans.

Most of the inmates now in prison came into prison as non-Muslims. However, in the past 10 years, American prison officials are acknowledging that large numbers of inmates are converting to Islam for the fulfillment of spiritual needs. Many officials also acknowledge that once these inmates convert to Islam, a positive change in their personalities is noticed by their non-Muslim overseers.

It is estimated that of those who seek faith while imprisoned, about 80% come to Islam. This fact alone is a major contributor to the phenomenal growth of Islam in the U.S. in and outside of prison.

According to scholars researching this American phenomenon, two factors stand out as most significant for those encountering Islam. First, some prisoners come in contact with a Muslim acquaintance or friend, and through this casual social association, an attraction to Islam begins. Second, exposure to Islamic literature of some kind - including the Qur'an – stimulates debate and discussion among the prisoners.

For American prisoners, Islam becomes a middle point in this search between Western and Eastern religions. The converts are familiar with historical descriptions in the Qur'an and are attracted by distinctive characteristics of Islam that separate it from Christianity or Judaism, such as: no clerical hierarchy or a privileged class; its egalitarianism; its comprehensively encompassing apolitical, economic and social agenda for this world; and its superb rationality.

Islam is even more distinct from other Eastern religious alternatives. God, the Creator and Lord of the Universe is One; as well as personally involved in human affairs, communicating via His Book, His Angels and His Prophets; there is a moral order and humans are answerable to God for their actions. The Islamic worldview carries a purpose and meaning. Humankind is God's representative on Earth and endowed with His trust. There will be an ending, and a final resurrection leading to a final judgment followed by a state of eternal existence.

Also, inmates particularly appreciate Islamic practices because they are unbound by any institutional or hierarchical requirement. An inmate does not need a church authority for its confirmation; in fact, for the prisoner, Islam is antagonistic to any concept of clerical hierarchy. Indeed, he can perform the prayers without resorting to outside attestation. One cannot but be impressed by the elegance of the five daily obligatory salat (prayers) performed in a group. As another instance, the month of Ramadan in particular, has a special significance for inmates in prison. The self-discipline and devotion it inspires impresses them.

In addition, Islam places great emphasis on the reformation of an individual within a society. Even more so, on individuals who are guilty of a crime, they should be reminded and helped in this endeavor. Reformation and rehabilitation of an inmate must start within the prison and continue when he or she leaves. Individual reformation starts with a self-purification process (tazkia tun-nafs) that includes cultivation of faith (iman) and God-consciousness (taqwa), combined with the righteous conduct (aml salih). A believer must be constantly engaged in this struggle (jihad) of tazkia tun-nafs with his ultimate desire being to attain the grace (rahmah) and pleasure (rida) of God.

The largest ethnic group to convert to Islam in America’s prisons is African American.

Recently, Risale-i Nur USA in Milwaukee joined with the Hispanic non-profit group that I am executive director, Esperanza Unida and the Muslin Action Network in Milwaukee in order to address the needs of Muslims incarcerated in Wisconsin prisons.

Through this effort, the message of Risale-i Nur and the work of Said Nursi will be introduced to a larger number of newly converted Muslims in prison. To the incarcerated we are going to introduce Said Nursi’s booklet in which he wrote his letter to the prisoners providing them with words of hope and guidance as they pursued the path of Islam. It is our intention to ensure that once these prisoners are provided this powerful message, they return to the community and report to Esperanza Unida, where they will get job training, job search support and are networked with Risale-i Nur USA and the Muslim Action Network so that they may continue to practice Islam, the religion they embraced while incarcerated.

Inshallah, we will succeed.

22.04.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (30.03.2010) - Barbaros’tan Aztek’lere şiirsel adalet

  (17.03.2010) - Rand Corporation Amerikan emperyalizmini güçlendiriyor

  (04.03.2010) - Vahşi atlar bize huzur getirdi

  (19.02.2010) - Amerika’da ırkçılığın panzehiri Risâle-i Nur

  (19.01.2010) - Amerika’da İslâmofobya gelişiyor

  (17.12.2009) - İsviçre’de referandum, korkunun gücünü yansıtıyor

  (02.12.2009) - Müslümanlar hoş karşılanmıyor

  (21.11.2009) - Hıristiyanlar ile Müslümanları birbirine düşürme planı

  (12.11.2009) - Cadılar Bayramı ve İslâm

  (20.10.2009) - Capitol Hill’de Müslümanların duâsı

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım