40. Yıl Röportajları |
HASAN KAZEL |
Okuduğumuz gazeteleri başkalarına verirdik |
GAZİANTEP’TE İKÂMET EDEN 40 YILLIK OKUYUCUMUZ AYDIN GÜN:
Bize kendinizden biraz bahseder misiniz?
İsmim Aydın Gün. 1944 Siirt, Tillo doğumluyum, şimdiye kadar birçok ilde ikamet etmişimdir. Şimdi Gaziantep’te ikamet etmekteyim. Gençlik hayatım çok farklı meslek dallarında geçti, meselâ önceleri kebapçılık yapıyordum. Almanya ve Balıkesir’de bulundum. Şuan plastik malzeme alım–satım işini yapıyorum.
Risâle-i Nurlarla ne zaman ve nasıl tanıştınız?
Risâle-i Nur‘ları 1960’larda (askerliğimi yapmadan önce) biliyordum, ama sohbetlere katılmak nasip olmamıştı. Ben daha küçükken (13 yaşlarında) babam vefat etti. Böylece çalışma hayatına atılmak zorunda kaldım. Kebapçılık yapmaya başladım. Talep üzerine Erciş’e gittim ve orada çalışmaya başladım. Patronum da Risâle-i Nur okuyordu. Bize hatıralarını anlatırdı bazen. Arkadaşlarıyla içki içtiklerini, Risâle-i Nurla nasıl tanıştığını, tanıştıktan sonra hayatının nasıl değiştiğini söylerdi. İsmi Ali Bakbak’tı. Oralarda çok hizmetlere vesile oldu. Patronum, rahmetli Bekir Berk ağabeyimizi tanıyordu. Bekir Berk, Erciş ve Van’daki mahkemeye geldiği zaman yanımıza gelirdi. Patronum beni Tillolu hafız olarak tanıştırmıştı. Bekir abi hafız olduğum için beni çok severdi. Ben de onunla tanışmaktan çok mutlu olmuştum. Risâle-i Nur okuyup okumadığımı sordu, ben de pek fırsat bulamadığımı çünkü yoğun olarak çalıştığımı söyledim. Ama ilk fırsatta okumaya başlayacağımı söyledim. 1971’e kadar Erciş’te kaldım, sonra Almanya’ya gittim. Orada çok dolaştım, çok kardeşlerle tanıştım. Herkesin hizmetini gördüm. Ufkumu genişletmek için kendimi okumaya adadım ve sürekli Risâle-i Nur okudum. O zamanlar maddî durumum düzelmişti, derslere düzenli olarak devam ediyordum. Yeni kardeşlerle tanışıyordum ve Vilâyetten Vilâyete sürekli derslere gidiyordum.
Yeni Asya ile ne zaman tanıştınız?
Yaklaşık 40 yıldır Yeni Asya gazetesine ve dergilerine aboneyim. Tamamını her gün okuyamasam da, mutlaka gazetemizi masamda bulundururum. Çünkü Risâle-i Nur’ların yayılmasında çok katkısı olmuştur ve hâlâ oluyor. Ekmeksiz kalacağımı bilsem bile bu şekilde devam ettim. Balıkesir’de de derslerde çok bulunduk. Hatta kardeşlerle okuduğumuz gazeteleri atmayıp nasıl değerlendireceğimizi düşündük. Bir hafta boyunca gazetelerimizi toplardık, sonrada aramızdan biri otobüs durağında bekler, şoförlerden birine gazeteleri bir kahveye bırakmasını rica ederdik. Çünkü gazete Risâle-i Nurların tanınmasına vesile oluyor. Mutlaka istifade edecek biri çıkar. 10 yıl kaldım Balıkesir’de ve bu işi senelerce severek ve büyük bir şevkle devam ettirdik. Daha çok hizmet için bazen yolda istişare yaptığımız bile oluyordu. Nerelere gideceğiz ne yapacağımızı konuşurduk. Gittiğimiz yerlerde evlere değil de kahvelere giderdik. Kahvedekiler “Kim bunlar?” derdi, biz de “Yanlış anlamayın biz bağış toplamak için falan gelmedik. Sadece sizi görmek, sohbet etmek istedik. Müsaade ederseniz sizinle beraber bir çay içip sohbet etmek isteriz”der, birkaç saatte de kalkardık. Ve o insanlar gitmemizi istemezlerdi bir daha gelmemiz için bizden söz almaya çalışırlardı.
Gazetemiz hakkındaki beklentileriniz nelerdir?
Yeni Asya gazetesinin tek amacı Bediüzzaman’ı ve Risâle-i Nurları tanıttırmaktır. İnşallah daha da büyük hizmetlere vesile olmaya devam edecektir. |
HASAN KAZEL / GAZİANTEP 16.03.2010 |