40. Yıl Röportajları |
TALİP ÇİÇEK |
40 YILLIK KARAMÜRSELLİ OKUYUCUMUZ ZAHİR YAVUZ: |
Gazetemiz, Kur’ân hakikatlerinin neşrinde öncü kuvvetler gibi çalışıyor. Kendinizi bize tanıtır mısınız?
Kocaeli ili Karamürsel ilçesi Karapınar Köyünde 1947 yılında doğdum. Dedelerimiz 1877 Rus harbinde Bosna Hersek'ten buraya göç etmişler. İlk okulu köyümüzde okudum, bir müddet köyümüzdeki işlerde aileme yardım ettim. 1966 yılında Amerikan Hava Üssünde altı ay kadar çalıştım, bilâhare askere gittim. Asker sonrası turistik eşya, kuyumculuk ve inşaat gibi ticarî işlerde yaptım. 1996 yılında Bağkur'dan emekli oldum. Şu anda doğduğum köyümde ikamet ediyorum. Ders günleri benim için hem cemaatimizle irtibat, hem de diğer tanıdıklar ve torunlarla görüşme fırsatı oluyor. Onun için haftanın iki günü Karamürsel’e iniyorum.
Risâle-i Nurları kim vasıtasıyla tanıdınız ve Yeni Asya gazetesini ne zamandır okuyorsunuz?
Amerikan Hava Üssünde çalışırken Yusuf Kara isminde bir arkadaşla tanışmıştık. Yaklaşık iki yıl aradan sonra kendisi ile camide namaz vaktinde karşılaştık. Bu arkadaşımız Gölcük'te Faik Cengiz Ağabey vasıtasıyla Risâle-i Nurları tanımış ve Karamürsel'de evlerde dersler yapmaya başlamışlar. İlk derse beni bu arkadaşım dâvet etti, gittim. Derste bizim gibi genç arkadaşlar vardı. Gölcük'ten gelen arkadaşlar Risâle-i Nurdan bir bölüm okudular. Okunan yerden çok istifade ettim, fakat yine de merak edip "Niçin ilmihal dersleri yapmıyorsunuz?" demiştim. Dersin ahengini bozmamak için buna bilâhare cevap verebileceklerini nazikane dile getirdiler. Konu harici sorulara dersin arasında cevap verilmesi zihinleri dağıtacağı için dersin sonunda cevap verilmesinin daha yararlı olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. O zamanlar İttihad gazetesi haftalık olarak yayınlanıyordu. Ben de abone oldum, bilâhare Yeni Asya gazetesi günlük olarak çıkmaya başladı, ben de ilk yayın tarihinden beri almaya devam ediyorum. Bu dâvânın mensubu olmamda Fehmi Peker, Ali Ersöz ve rahmetli Süleyman Özcan gibi arkadaşların çok emekleri olmuştur. Kendilerine teşekkür ve duâ ediyorum.
Duyduğumuza göre namaza başlamanıza bir hadise sebep olmuş. Neydi sizi etkileyen hadise?
Askerlik görevimi Birinci Ordu Tuzla Hava Bölüğünde yaparken bir Cuma günü nöbetçi çavuşuydum. Asker arkadaşlar gruplar halinde Piyade Okulundaki camiye Cuma namazı kılmak için koşarak gidiyorlardı. Onların bu hareketleri beni çok etkiledi. Ben de Müslüman bir anne babanın çocuğu olduğum halde nefsime uyup ibadete tembellik gösteriyordum. Bu halim çok ağırıma gitti, o gün sabaha kadar nefis mücadelesinden sonra namaz kılmaya karar verdim. Elbiselerimi benzinle yıkayarak dezenfekte ettim ve sabah ezanıyla birlikte namaza başladım o günden sonra da bu fariza-i zimmeti aksatmamaya gayret gösteriyorum.
Bir ara siyasetle de ilgilenmişsiniz. Siyasetin içinde bulunduğunuz dönemde neşriyatımızın tanıtımı için ne tür faaliyetler yaptınız?
Risâle-i Nurları tanıdığım sırada Adalet Partisi Gençlik Kollarında aktif görev aldım. Siyasetteki yoğun çalışma ve meşguliyet sebebiyle bir müddet dersleri düzenli takip edemedim. Yine de fırsat buldukça gitmeye gayret ediyordum. DYP'nin Karamürsel'de kurucuları arasında yer aldım. İki dönem de belediye meclisinde görev yaptım. Belediyeye müracaat ederek sahilde aralıksız on beş yıl 20 -30 gün süre ile Yeni Asya yayınları kitap sergisini açarak neşriyat ve gazetemizin tanıtılmasına çalıştık.
Ticarî işlerin yanında dükkânlarınız bir dönem büro hizmeti vermiş, burada neler yaşadınız?
1989 yılında inşaat malzemeleri için yer açacaktım. Hazırlıklar yapıldı, açılış öncesi bu yerde on beş gün Yeni Asya Yayınları kitap sergisi açtık. Bu faaliyet Risâle-i Nurların tanıtılmasında çok yararlı oldu. İlçemizde Yeni Asya bürosu olmadığı için kitap temininde sıkıntımız oluyordu. Bundan sonra ben de nalburiye ile birlikte yayınlarımızın satıldığı bir köşe açtım. O ihtiyacı böylece karşıladık. Bu faaliyetlerimiz mobilya mağazamızla birlikte de devam etti. Risâle-i Nur Külliyatının satış kampanyalarında numune olabilecek güzel örnekler yaşadık. Hanımlar kendi aralarında altın günleri yapıyorlardı. Bu fırsatı daha güzel değerlendirmek için Risâle-i Nur Külliyatı alma gününe dönüştürülmesini hanımlarla istişare ettik, kabul ettiler ve 33 kişi birer takım külliyatın sahibi oldu.
Yeni Asya gazetesini sizi uzun yıllar bağlayıp okutturan sebepler nelerdir?
Öncelikle ben partinin içinde aktif olarak çalışıyordum. Demokrat düşünceyi birlikte olduğumuz arkadaşlara anlatmamızda gazetemizden faydalandık. Dikkat çeken din ve vicdan hürriyeti ile ilgili yazıları onlara da okuttuk. Onlar da çok istifade ettiler. Gazetemizin, asıl dâvâmız olan Kur’ân hakikatlerinin neşrinde öncü kuvvetler gibi yol açması bizi ona bağladı. Sabır, sebat ve metanetle her türlü riski göze alarak doğruları zamanında ve hale mutabık olarak dile getirmesi çok önemlidir diyebilirim.
Yeni Asya size ve ailenize neler kazandırdı?
Ailemizin bütün fertlerini Risâle-i Nur hizmetlerine dost ve taraftar yaptı. Eşim ve ben aksatmadan Risâle-i Nurları okuyoruz ve yapılan derslere de iştirak etme gayretindeyiz. Altınova'da evli olan kızım aktif olarak hizmetlerin içinde. Çocuklarımız ve torunlarımızla birlikte bu Kur’ân nurlarından istifade edip okumak ve hizmetinde bulunma imkânı vermesi için Rabbime duâ ediyorum.
Sizce önemli olan bir kaç hatıranızı bizimle paylaşır mısınız?
İman nurunun insanda ne kadar müsbet değişiklikler yaptığını fiilen gösteren bir hatıramın faydalı olacağını ümit ediyorum. Yusuf Kara, Hava Üssünden sonra bankada veznedar olarak çalışmaya başladı. Benim de bir miktar tasarruf ettiğim param vardı, bunu çalıştığı bankaya yatırmamı söyledi. Ben de bu parayı askere giderken oraya yatırdım. Kendisi İslâmî hayatı yaşamaya başlayınca faizin haram olduğunun farkına varmış. Beni bankaya para yatırmaya teşvik ettiğine pişman olup, faize bulaşmamam için paramı çekmemi söyledi ve kendisi de bankadaki işini değiştirdi. Bir gün dükkânda günlük risâle dersimi okuyordum. Sol görüşlü tanıdık bir arkadaş geldi ne okuduğumu merak etti. Risâle-i Nur olduğunu öğrenince tepki gösterdi. Yanlış olarak "bu kitaplar peygamberden bahsetmiyor" diye itham etti. Ben de rast gele bir sayfayı açtım, tevafuken hazreti peygamberin (asm) anlatıldığı bölüm çıktı. Okumaya başladım ve arkadaşım bilgisinin yanlış olduğunun farkına vardı. Ben konunu yerini bilmiyordum. İnayet-i İlâhî imdadıma yetişmişti... İnşaat malzemesi satarken İstanbul Üniversitesinde görevli prafosör bir müşterim vardı. Bir gün malzeme almak için gelmişti. İşi bitince yazıhanede Risâle-i Nurları gördü. Tenkit için, Üstadın çok malı olduğunu bu faaliyetleri para için yaptığını vesaire asılsız ithamlar yaptı. Yanımda Recep isminde lise öğrencisi bir Nur Talebesi vardı. Üstadın hayatında tatbik ettiği istiğna düsturunu ve Risâle-i Nurların maddî manevî hiçbir şeye alet edilmediğini, yalnız rıza-i İlâhî için hizmet edildiğini, Bediüzzaman'ın bütün mal varlığını bir sepete sığdırdığını ve dünya ile alâkasının sadece hizmet için olduğunu anlattı... Bir lise öğrencisinin gösterdiği bu cesaret benim için Risâle-i Nurları okuyan gençlerin kısa zamanda birçok doğru bilgiyi öğrendiklerinin ayinesi oldu.
Gelecek için okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?
İstikbalde Risâle-i Nur hakikatlerinin daha iyi anlaşılacağını ve bu gelişimde geçmişte olduğu gibi bundan sonra da Yeni Asya'nın büyük katkıları olacağını düşünüyorum. Nur Talebelerinin Yeni Asya'yı, Risâle-i Nurdan elde ettikleri istifadelerini birbirleriyle paylaştıkları bir platform olarak görmelerini ve yazılarıyla katılmalarını istiyorum. Kuruluşundan bu güne kadar gazetemizin elimize gelmesine emek verenleri tebrik ve duâ ediyorum. |
TALİP ÇİÇEK 16.12.2009 |
Önceki 40. Yıl Röportajları (09.12.2009) - 40 YILLIK OKUYUCULARIMIZDAN ALİ ERSÖZ: (15.11.2009) - Yeni Asya, okul ya da öğretmen gibi vazife yapıyor (12.11.2009) - 40 YILLIK OKUYUCUMUZ CEMAL SERİM: |