16 Aralık 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Aile-Sağlık

Babaların iyisi...

‘Bir babanın çocukları için yapacağı en değerli

şey, onların annesini sevmesidir.’

Bu o kadar önemlidir ki, çocuğu hayatı boyunca etkileyecek olan güven ve emniyet duygusunun temelini oluşturur. Anne baba kavgasının ortasında büyümüş herkes, bunun ne kadar önemli olduğunu bilir. Adeta bir ateş hattında çocuklukları savrulmuş insanlar için, hayat yorgun başlar. Hayata ve insanlara güvenmekte zorluk çekerler. Çünkü; anne babanın sağlam olmayan ilişkisi, sürekli yıkılacakmış hissini verir. Ortama hakim olan sevgisizlik ve öfkeli davranışlar, çocuğu korkutur. Hata bazen kendini bile suçlar. Onları üzdüğü için kavga ettiklerini zanneder. Küçüktür, anlamaz diye düşünülür ama, onlar hepsini anlar ve hissederler. Korku ve endişe duyarlar. Özellikle de geleceğe yönelik oldukça yoğun kaygı yaşarlar.

Anne babanın ayrılmasından sonra ortada kalacaklarına inanırlar. Hatta diğer ebeveyni hiç göremeyeceklerini zannederler. Bu duygular küçücük yüreklerine öyle ağır gelir ki, uykuları bozulur, korkulu rüyalar görür ve gecenin bir yarısı ağlayarak uyanırlar. Tam adını koyamasalar da, anne baba arasında döşeli olan gerilim hattında yaşamak, onlar için hiç de kolay değildir.

Bazen de bir tarafı tutması istenir, çocuktan... Kim haklı diye ona sorulur. Anne baba, birbirlerini çocuğa şikâyet ederler. Çocuklar adeta paylaşılır, senin oğlun, benim kızım gibi... Oysa onlar ne annesinden, ne de babasından vazgeçer... Duygusal baskıya rıza gösterip, bir tarafta olmak zorunda hissederler. Aslında çocuğun tarafı olmaz, çocuğun tarafında olunur. Onun için, onun iyiliği için aynı tarafta olunur. Birbirinin rakibi, karşı takımı gibi olan evliliklerde, çocuklar güç savaşının içinde güven duyabilecekleri sığınaklardan yoksun kalırlar. Ev demek, sıcaklık anlamına gelmez, kendini koruması gereken alanlara dönüşür.

Hayata ve kadere duyulan güvenin de ilk temelleri aile içinde atılır, bu sebepledir ki; anne baba olarak sorumluluğumuz sanıldığından da büyüktür. Anne babasının birbirlerini sevdiklerini, saygıyla davrandıklarını gören çocuk, hayatın içinde kendini emniyette hisseder. Kaderin ona sunacakları konusunda, endişe duymaz. Kendini değerli hisseder ve hayatı paylaştığı insanlara da değer verir. Bu sebepledir ki, anne babanın birbirine olan davranışları, çocuğun kader anlayışı üzerinde de etkilidir.

Rabbine güven duymayı, kaderden şikâyet etmemeyi, sürekli sızlanıp dertlenmemeyi aile ortamının huzuru ve emniyeti içinde öğrenir.

Anneyi seven bir baba, çocukların gözünde kat kat büyür. Onların kahramanı olur. Evde ona daha çok saygı duyulur, daha çok hürmet gösterilir. Sözüne değer verilir, öncelik tanınır. Anneye sevgisini göstermeyen, onu inciten, aşağılayan bir babaya karşı, çocuklar cephe oluşturur. Anneyi korumaya alırlar. Onu koruyalım derken, babadan uzaklaştıklarını kendileri bile fark etmezler. Aslında varken ve hayattayken yaklaşamadıkları bir babanın özlemini, orta yaşlarda fark etmeye başlarlar. Ama artık öyle geç kalınmıştır ki... Baba da, çocuk da birbirine nasıl yaklaşacağını, nasıl davranacağını bilemez. Babanın öfkesinden, anneyi koruma pahasına, babası hayattayken, onun duygularını ve sevgisini hissedemeyen nice çocuklar vardır... Anne babanın aralarına ördükleri sınırın bir kenarında, diğerine hasret olarak ve diğerini tanımadan büyürler. Adeta, sebebi olmadıkları bir hikâyenin sonuçlarını yaşarlar.

Bu sebepledir ki, onlar için yapabileceğimiz en büyük iyilik, eşimizi sevmektir. Büyüdüklerinde bize dair olumlu şeyler hatırlamaları, kendi hayatlarına daha sağlam başlamaları için birbirimizi sevelim, bu sevgiyi güzel bir dille ifade edelim, olumsuz yaşanmışlıkları tekrarlayıp birbirimiz ve onları üzmeyelim. İfade edilen sevgi büyür ve büyütür....

BANU YAŞAR / Psikolog&Psikoterapist

[email protected]

16.12.2009


Çocuklar neden saldırgan olur?

UZMAN Psikolojik Danışman Neşe Karaca, çocuklarda saldırganlık tanımının kavga ve geçimsizlikten ibaret olmadığını söyledi.

Uzman Psik. Karaca, saldırganlığın, bütün insanlarda doğuştan itibaren var olan bir özellik olduğunu belirterek, bebek, ilk saldırganlık eğilimlerini dişlerinin çıkmaya başlamasıyla beraber göstermeye başladığını söyledi.

Karaca, çocuk büyüdükçe saldırganlığın varlığını korumakla beraber toplumsallaşmanın da etkisiyle daha sosyal ifade biçimleri bulmaya başladığını, çocuğun rahatlamak için çoğunlukla sözel saldırganlıkla yetindiğini ifade ederek, “Saldırganlık genellikle çocuk kendini anlaşılmamış hissettiğinde ve çocuğun hayal kırıklığı eşiğinin düşük olduğu durumlarda ortaya çıkar. Bu durumlarda çocuk, yaşıtları ve genel olarak çevresiyle uyumlu ilişkiler kurmakta zorluk çeker. Yukarıda bahsettiğimiz tutum ve davranışlarda süreklilik varsa çocuğumuz saldırgan tavır ve davranışlar gösteriyor diyebiliriz” şeklinde konuştu. Karaca, saldırganlık eğilimi gösteren çocukların özelliklerini şöyle sıraladı:

SALDIRGANLIK EĞİLİMİ GÖSTEREN

ÇOCUKLARIN ÖZELLİKLERİ:

-Sinirli ve eyleme hazırdırlar.

-Akranları ve yetişkinlerle ilişkileri gergin ve sürtüşmelidir.

-Hemen parlarlar ve kavgaya hazırdırlar.

-Kuralları çiğner ve ceza görürler. Bir süre sonra cezadan etkilenmez ya da kısa süreli etkilenmiş gibi görünürler.

-Olağan anlaşmazlıklarda bile öfkesine hâkim olmakta zorlanır ve fiziksel olarak sertleşebilirler.

-Tepkileri ölçüsüz ve orantısız olabilir.

-Engellenmelere karşı toleransları düşüktür. Bu sebeple kendi istediklerinin yapılması konusunda ısrarcı olabilirler. Dolayısıyla aile için evde ve okulda sorun meydana getirirler.

-Problem çözme becerileri, duygularını uygun şekilde ifade edebilme becerileri düşüktür.

SALDIRGANLIĞIN SEBEPLERİ

Uzman Psikolog Neşe Karaca çocuklarda saldırganlığın ortaya çıkmasının sebeplerini de şu maddeler halinde sıraladı:

-Saldırganlık, çocuk kendini tehdit altında hissettiğinde ve kendini savunma gereği duyduğunda ortaya çıkar.

-Çocukta güven duygusunun eksik olması,

-Anne-Baba tutumları (Aşırı hoşgörülü ya da sert ve hoşgörüsüz tutumlar, katı cezalandırmalar, sevgi ve ilgi yetersizliği) ortaya çıkmasında etkilidir.

-Kalıtımsal kişilik özellikleri de etkili olabilir.

-TV’de izlediği saldırgan muhtevalı film, haber vb. programlar, çizgi filmler çocukta saldırgan davranışları tetikleyebilir. Çocuk bu davranışları taklit edebilir.

-Fiziksel cezalandırmalar.

-Sağlıksız aile ortamının (Evlilik anlaşmazlıkları, işsizlik, ekonomik sıkıntılar vb.) olması.

SALDIRGANLIK VE CİNSİYET

Yapılan araştırmalarda saldırganlığın, erkeklerde kızlara göre daha fazla görüldüğünü kaydeden Psik.Karaca, “Cinsiyet ve kültürel etkenlerin bu durumda etkili olduğu söylenebilir. Kültürel faktörlerin de etkisiyle özellikle erkek çocuğun saldırganlığına hoşgörüyle bakılarak ‘ataklık’ olarak değerlendirilebilmekte ve çocuğun bu davranışları aile ve çevredekiler tarafından desteklenebilmektedir” şeklinde konuştu. ÇOCUĞUN KENDİSİNE YA DA BAŞKASINA ZARAR VERMESİ ÇOCUĞUN kendisine ya da başkasına zarar verme tehlikesi varsa ya da eşyalara zarar veriyorsa sakin bir şekilde ortamdan uzaklaştırılması gerektiğinin altını çizen Psikolog Karaca, “Kısaca “sakinleştiğinde konuşabiliriz” mesajı verilmelidir. Yapılan konuşma ise onun “duygularını anlamaya” yönelik olmalıdır” şeklinde konuştu. Karaca, diğer yapılması gerekenleri de söyle sıraladı: nÇocuklarınıza yönelik sevgi ve ilginizin, kurallarınız ve disiplin yöntemleriniz konusunda tutarlı olmanız, nAnne-baba olarak davranışlarınızla model olmanız, nÇocuklarınızın çevrenizde ya da evinizde şiddet görmelerini önlemeye çalışmanız önemlidir. nÇocuğun saldırgan davranışları kesinlikle dayakla ya da fiziksel cezalar uygulanarak önlenmeye çalışılmamalıdır. Çocuğa bu davranışın dezavantajları gösterilmelidir. Saldırgan davranışları ile isteklerini elde edemeyeceğini görmeli ve yaşamalıdır. nAnne-baba çocuğun bulunduğu ortamlarda kavga etmekten ya da sert tartışmalara girmekten kaçınmalıdır. nSaldırganlığa eğilimli çocuğun televizyonda ya da diğer kitle iletişim araçlarında şiddet ve saldırganlık içeren görüntüleri izlemesi engellenmeli ve bunları model almasına izin verilmemelidir. nÇocuğunuzun olumlu ve beğendiğiniz davranışlarını ödüllendirmeniz onun kendine güven duygusunu arttıracaktır. nÇocukların içlerindeki enerjiyi boşaltabilecekleri ya da saldırganlığını yöneltebileceği uygun ortamlar hazırlanmalıdır. Resim çizme, boyama, futbol, basketbol gibi faaliyetlere yönlendirme, bir parkta koşma, oyuncak tahtalara çivi çakma vb. faaliyetler ayrıca çocuğun saldırgan duygularını yönlendirebileceği kabul gören çıkış yollarıdır. nAnne babalar, çocuğu ile iletişim kurarken davranışları karşısında kendi duygu ve rahatsızlıklarını dile getirmelidir (Meselâ “Kavga ettiğin zaman rahatsız oluyorum, üzülüyorum” gibi.) OKULDA ÇIKABİLECEK SORUNLAR Psikolog Karaca, saldırganlık davranışlarını okulda çıkardığı sorunları da şöyle sıraladı: -Dikkat ve konsantrasyon sorunları olabilir. -Sınıf aktivitelerinde ‘‘oyunbozan’’ davranışlar sergiler. -Okulda diğer çocuklarla sık sık kavga eder. -Çok az sayıda arkadaşı olur. -Bazen hayvanlara yönelik olumsuz davranışlarda bulunabilir (özellikle saldırganlık dürtülerini hayvanlara yönlendirebilir). Psikilog Karaca, bu gibi durumlarda genellikle anne-baba ya da yetişkin, önleyici tedbir olarak ceza kullandığını belirterek, “Oysaki ceza bir süre için saldırganlığı durdurur ama çocuğun gözünde kendi saldırganlığını da meşrûlaştırır. Sonuçta saldırganlık davranışı büsbütün yerleşir ve verilen ceza da ödeşme yerine geçer. Bu nedenle hemen cezalandırma yerine, çocuktaki saldırganlığın bireysel ve çevresel nedenlerini araştırmak, çocuğun olumsuz tutumunu gereğinde görmezlikten gelmek, bazen açıklamalar yapmak, saldırganlığından beklenilen sonucu elde etmesini önlemek (ilgi, istediğini bu şekilde yaptırmaya çalışması vb.) için çaba sarf etmek yararlıdır” tavsiyelerinde bulundu.

16.12.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl