02 Kasım 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

40. Yıl Röportajları

TALİP ÇİÇEK

40 YILLIK OKUYUCUMUZ MEHMET TOROS:

Gazetemiz, İslâmiyeti doğru anlatır

Kendinizi tanıtır mısınız?

Konya’nın Hadım ilçesi, Yalınçevre Köyünde 1945 yılında doğdum. İlkokulu kendi köyümde, orta okulu Hadım’da okudum. Köyümüzden orta okulu bitirmek ilk bana nasip oldu. Askerliğimi askerî inzibat olarak İstanbul’da yaptım. Polis olmak için müracaat ettim. 1969 yılında vazifeye başladım, meslek gereği yurdun muhtelif yerlerinde görev yaptım ve 1997 tarihinde emekli oldum. Kocaeli Gölcükte ikamet etmekteyim.

Risâle-i Nur ismini nasıl duydunuz? Kitapları ilk size kim tavsiye etti? Yeni Asya’yı ne zamandır okuyorsunuz?

Benim Risâle-i Nurları tanımam birkaç aşamalı oldu. 27 Mayıs 1960 ihtilâlinde ortaokulda okurken öğretmenimiz Demokrat Parti’yi kötülemek için “Gereksiz yerlere fabrikalar yaptıkları yetmiyormuş gibi bir de Said Nursî adında birisini millete tanıtıyorlar. Biz Müslümanız, bizim dinimiz İslâm ve kitabımız Kur’ândır” diye söylediği için Risâle-i Nurları ve Bediüzzaman’ı ilk olarak İslâm harici bir faaliyet olarak duydum. Kendi köyümüzden ağabeyimle birlikte askerlik yapan arkadaşı vardı, ağabeyim askerde vefat etmişti. Ben yaz tatilinde köye geldim ağabeyimin asker arkadaşına ‘hoş geldin’ ziyaretine gittim. Pencerenin üzerinde İşarat’ul İ’caz ve Mesnevî-i Nuriye kitaplarını gördüm. Mahiyetini bilmediğim için “Bu da yolunu şaşırmış” diye düşündüm. Kendisi bize damat olmak istedi, bu yanlış kanaatimle ben onaylamadım. Kendim askerlik görevini yaparken bir arkadaşımda “Nur Âleminin Bir Anahtarı” adlı kitabı gördüm. O arkadaşın nöbet vakitlerinde namaz kılacağı zaman ben yardımcı oluyordum. İstanbul Beyoğlu semtinde inzibat görevi yaparken, Erzurumlu Nizamettin Kotan’ı hemşehrisi olan Mehmet Soslu ziyarete gelirdi. O arkadaşıma risâlelerden vecizeler yazıp vermiş. Okuduğumda bu vecizeler benim de hoşuma giderdi, fakat kimin sözleri olduğunu bilmiyordum.

Terhisten altı ay sonra polisliğe müracaat ettim. Toplum zabıtasında Beşiktaş’ta göreve başladım. Orada İsmet Koştaş’la tanıştık. Sahilde birlikte otururken Gençlik Rehberi’nden bazı bölümleri okudu, ilk dersi dinlemiş oldum.

Ben kendisine “Bu Said Nursî hem Kürt, hem kendisini farklı birisi olarak tanıtıyormuş” dedim. İsmet Bey “Meseleler senin bildiğin gibi değil. Hz. Peygamberi (asm) yazdığı kitapların bir çok yerinde en mükemmel tanıtan kişi odur. Sen yanlış bilgi sahibi olmuşsun” dedi ve külliyattan bu bölümleri okuyarak anlattı.

İnzibat Bölge Komutanlığında görev yaparken hükümetçe o zamanın genel kurmay başkanı Cemal Tural görevden alınmıştı. İnzibat Bölge Komutanı bunu tasvip etmiyordu. Bizlere Risâle-i Nur aleyhinde konuşup Said Nursî hakkında ileri geri yanlış bilgiler veriyordu ve “Siz inzibatlar polislerden üstünsünüz” diye de telkin ederdi.

Ben Risâle-i Nur hakkındaki doğruları öğrenince külliyatın tamamını satın aldım. Kitaplardaki Hz. Muhammed (asm) ile ilgili yerlerini işaretledim ve kitaplarla birlikte İnzibat Bölge Komutanının yanına gittim. Risâlelerdeki işaretli yerleri okudum, komutan itiraz etmedi. “Ben de biliyorum, fakat sen bunları okumakla kendi başına iş açarsın” diye kendince nasihat etmek istedi.

Risâle-i Nurların önemini idrak edip anladıktan sonra yakınlarımızı ve arkadaşlarımızı da bu hakikatlerle buluşturmak için genellikle balık ve yemek ikramını da vesile kılarak bir araya getirmeye başladık.

Bir gün yine böyle bir dâvet için gazeteye gitmiştim. Üstadın yakın talebelerinin bir kısmı oradaydı. Ben Mustafa Sungur Ağabeyi derse dâvet ettim. Sadullah Nutku Ağabey de ona; “Ağabey sen gitme, otur yerinde. Belki bizi yakalatacak” diye lâtife yaptı ve “Senin yerine ben giderim” dedi. O akşam baskın oldu, Sungur Ağabey yerine kendisi cezaevine girdi. Sabah evinden çıkarken hanımına “Ben belki bugün tutuklanabilirim” demiş. Birlikte 1972 yılı Mart ayında bir ay cezaevinde kaldık. Bunun bir haftası sıkıyönetim olduğu için Selimiye Kışlasında geçti. Orada kalırken namaz için abdest almamız gerekiyordu, su istedik. Bir teğmen iki litre kadar su temin etti. Sadullah Ağabey “Ben dökeyim siz abdest alın” dedi. 40 kişi o sudan abdest aldık, sonunda ben kendisi abdest alırken ona su döktüm. Bu onun kerametidir diye düşünüyorum.

Yargılandığımız Sıkıyönetim Mahkemesinde savcının sorgusunda Bekir Berk İzmir’de tutuklandı. “Süleyman Demirel de iktidardan düştü, sizi şimdi kim kurtaracak” diyerek Nurculuk dâvâsını bunların savunduğunu ima etti. “Biz ancak Allah’a güveniyoruz ondan başka kimseden bir beklentimiz yoktur” diye cevap verdik.

Ben arkadaşları dâvet ettiğimiz bu toplantılarda kitap satışını da takip ediyordum. Derslere koli ile kitap taşırdım. Baskın olduğu akşam da götürmüştüm. Bir koli ancak 50 kitap alabilirken sicilime “470 kitapla yakalandı” yazılarak azamî mübalâğa gösterilmişti.

12 Mart muhtırasındaki sıkıyönetim döneminde Konya’ya kitap sevkiyatı yapılması lâzım. Ambarla gönderme imkânı yoktu. Yollarda arabalar en az on yerde durdurulup aranıyordu. Ben de Konya’ya gidecektim. Kitapları götürmemi söylediler, birkaç koli kitap vardı. Yolda aramalar başladı, her yerde Risâle kolilerinin aranmadan geçtiğine şahit oldum. İnayet ve İlâhî teminat altında nurların korunduğunu gözümle gördüm.

İstanbul’da ağabeyler “Kars’ta hizmetimiz yok nasıl başlatabiliriz?” diye sohbetlerde konuşurlardı. Ben de içimden “Bir imkân olsa da ben orada hizmeti başlatabilsem” diye geçiyordum.

Risâle-i Nur okumaktan beraat ettiğimiz halde açığa alınmıştım, ancak Ferit Melen hükümeti zamanında göreve başladım ve tayinim Kars iline çıktı.

Gittiğimizde orada ev tuttuk. Sonradan Millî Selamet Partisi milletvekili olarak parlamentoya giren ve İçişleri Bakanlığı yapan Oğuzhan Asiltürk de orada inşaat işleri yapıyordu. Onunla birlikte kaldık ve Kars’ta hizmetimiz başlamış oldu. O dönemde Sarıkamış’ta bulunan Şaban Döğen sık sık derslerimize iştirak ederdi. İstanbul'da görev yaptığım dönemde Risâle-i Nurların naşiri olan haftalık çıkan İttihad gazetesini okuyordum. Bilâhare sonradan günlük gazeteye ihtiyaç oldu ve Yeni Asya yayın hayatına başladı. O günden itibaren ben daimî okuyucularından oldum. Okudum, okuttum, okumaya devam ettiğim gibi çevreme de tavsiye ettim ve ediyorum.

Sizi Yeni Asya’ya bağlayan sebepler nedir?

Risâle-i Nurların ilâncısı ve her zaman hakkın ve haklının yanında olması ile gazetemizin yazdıklarının daima doğru çıkmasıdır.

Yeni Asya size ve ailenize neler kazandırdı?

Aileme ve çevreme karşı dürüst davranmayı, otuz yıllık meslek hayatımda insanlara karşı hak ve adaletle muamele etmeyi ondan öğrendim. Evimizde istifade edebileceğimiz mükemmel bir kütüphane dolusu eserler oldu. Ben bu güne kadar kendimi gizleme ihtiyacı duymadım. Risâle-i Nurları okuduğum için çevrem tarafından sevildim, itibar gördüm.

Unutamadığınız bir hatıranızı paylaşır mısınız?

1979 yılında İran’da Humeyni devrimi olmuştu. Değirmendere’de görev yaparken Yeni Asya gazetesini okuyordum. Kaymakam ve emniyet amiri birlikte geldiler. Kaymakam “Bu gazete neden bahseder?” diye sordu. Ben cevap verirken emniyet amiri sanki Yeni Asya’yı okumak suçmuş gibi, “Ben Milliyet, Tercüman, Günaydın, Hürriyet dışında gazete okumayacaksınız diye tamim çıkarmadım mı?” dedi. Ben de kendisine “Siz böyle bir tamimi hangi hakla yapıyorsunuz. Bu demokrasi ve insan haklarıyla bağdaşmaz. Herkes istediği gazeteyi okuyabilmelidir” diye cevap verdim. Haklı olduğum için kaymakam bey tekrar Yeni Asya’nın neden bahsettiğini sordu. Ben de İslâmiyeti doğru olarak anlattığını ve demokrasiyi savunduğunu söyledim.

Yeni Asya gazetemizin yaptığı hürriyet ve demokrasi mücadelesinde emeği geçenleri tebrik ile bu istikametli yolda nice yıllar başarı ve muvaffakiyeti diler güzel hizmetleri için duâ ederim.

TALİP ÇİÇEK

02.11.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki 40. Yıl Röportajları

  (19.10.2009) - Gelişen hadiseler Yeni Asya’yı haklı çıkardı

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.