Robert MİRANDA |
|
Barbaros’tan Aztek’lere şiirsel adalet |
İspanya Kralı Charles I, 1519 yılında Kutsal Roma İmparatoru olup Charles V adını alınca, o zamanlar yeni fethedilmiş bir bölge olan ve adına Yeni İspanya denilen bugünkü Meksika’ya Hernan Cortes’i vali, baş kumandan ve başhakim olarak atamıştı. Atanmasından hemen sonra Cortes Mexico City denilen şehrin inşa edilmesi emrini vererek, bölgede bulunan Aztek tapınaklarını ve binalarını yıktırmış ve bunların kalıntılarıyla o zamanlar Avrupa’nın önemli bir şehri haline gelecem olan Americas’ı inşa ettirmişti. Yerli Azteklerin bölgedeki bütün mimari izleri silindikten sonra, sıra onları zorla Hıristiyanlaştırarak kültürlerinden ve kökenlerinden ayırmaya gelmişti. Daha sonra ise yerli halkın birçoğu İspanyolların sahibi olduğu madenlerde ve çiftliklerde bir köle gibi zorla çalıştırılmaya başadılar. Ayrıca Afrika kökenli köleler de Meksika’ya getirilmişti. Cortes’in yönetiminde Kızıl Derililerden, yerli Afrikalılardan ve Afrika kökenlilerden olmak üzere en az 200 kölenin çalıştırıldığı tespit edilmiştir. Meksika’yı ve Latin Amerika’nın büyük kısmını ele geçiren fatihlerin (Conquistadors) ve Cortes’in şuursuzca kan dökme eylemlerine bir örnek de Meksika kabile reisi Cuauhtémoc’ın sebepsiz yere idam edilmesidir. Cortes, kendi adamlarının şiddetli itirazlarına rağmen Cuauhtémoc’ın idam emrini vermekte tereddüt etmemiştir. Diğer yandan Bernal Diaz del Castillo gibilerin aktardığına göre Cortes’in etrafındaki diğer İspanyollar da bu idama sıcak bakıyorlardı. 1521 yılının Ağustos ayında, bir kaç yüz adamla birlikte, Cortes, Aztek İmparatorluğu’na darbe indirmiş, başşehir Tenochtitlan’ı yerle bir etmiş ve 100 binin üzerinde insanı katletmiştir. Kazınılan bu kanlı zaferden sonra ise İmparator Montezuma’nın bütün hazinelerini gemilerine doldurmuş; denilene göre bu hazinede altın ve gümüş külçeleri, 300 pound ağırlığında inci, ‘bir adamın yumruğu büyüklüğünde zümrüt, yeşim taşından heykeller ve 3 canlı jaguar bulunuyormuş... Hasılı kelam bu adam esasında para için insan öldüren bir vurguncudan başka birşey değildi... Latin Amerika’nın bu kimseler tarafından acımasızca talan edildiği o yıllarda Barbaros Hayreddin, Paşalık makamına yükseltilerek, Kaptan-ı Derya yani Osmanlı Donanma Komutanı olmuştu. Barbaros, Akdeniz’i on yıllarca kontrol altında tutan bir Türk korsan ve denizcisiydi. Meksika’da, Meksikalılar arasında bilhassa da Aztek kökenli olanlar tarafından Hernan Cortes tam bir yıkıcı ve talancı güç olarak anılır. Onu halk nezdinde yad edilir kılan tek hasiyeti İspanyol olmasından başka birşey değildi. Hernan Cortes, Meksika’nın yerli halkına sebepsizce ölüm ve yıkım getiren bir fetihçiydi... Onun zulmü bütün köyleri kasıp kavurdu ve binlerce Azteklinin, yerli Meksikalının kanı ellerinde duruyor... Meksika’daki bu sayısız cinayetlerinden sonra Hernan Cortes daha fazla şöhret ve ganimet umarak, donanmasını Genovalı İtalyan Amiral Andrea Doria’nın donanmasına katarak Preveze Deniz Savaşı denilen savaşa iştirak etti. Barbary Coast yahut Berberi Sahilleri, Avrupalılar tarafından 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Mağrib ülkelerini (bugünkü Fas, Cezayir, Tunus, Libya) yani Kuzey Afrika’nın orta ve batı kesimlerini tanımlamak için kullanılan bir terimdi. Bu isim kuzey Afrika’da yaşayan Berberi toplumundan dolayı kullanılmaktaydı. Aynı zamanda Cortes’in son savaşı olan Preveze Deniz Savayşı’nda (1538), Cortes, Charles V’in Andrea Doria komutasındaki kutsal ordusunu yenen Barbaros Hayreddin Paşa tarafından esir edilmişti. İspanyol donanmasının Barbaros’un muhteşem askeri dehası karşısında hiç şansı yoktu. 1538 yılının 28 Eylül’ünde Barbaros Hayreddin Paşa, Hıristiyan donanmasıyla karşılaştı ve onları daha sonra Preveze Deniz Savaşı denilecek savaşta yenilgiye uğrattı. Bu zaferi eşsiz kılan şey bana göre Barbaros’un çok güçlü bir düşman karşısında parlak bir galibiyet kazanmasından ziyade, Hernan Cortes gibi bir İspanyol sömürgecisinin esir düşmesi ve yenilmesidir. Denilebilir ki, Cortes ve kana susamış fetihçilerin Meksikalı Aztek halkına yapmış olduğu zulümlerin ve merhametsiz katliamların karşılığı, şiirsel bir adaletle Müslüman Barbaros’un eliyle verilmiştir. Öyleyse sana minnet borçluyuz ey Barbaros; bu zalim katili yok ettiğin ve adaleti tesis ettiğin için... O ki senin sayende, benim atalarımdan çaldıklarını Preveze Deniz Savaşı’nda yenilince kaybetmiş oldu. Selam olsun sana...
TERCÜME: UMUT YAVUZ
30.03.2010 E-Posta: [email protected] |