Robert MİRANDA |
|
Cadılar Bayramı ve İslâm |
Yakın zamanda, Milwaukeeli hemşerilerimiz bir pagan geleneği olan ve her sene bir çok Avrupa kökenli Amerikalının kutladığı Cadılar Bayramı’nı kutladılar. Cadılar Bayramı’nın kökenleri Kelt (İrlanda) geleneklerine dayanıyor ve kışın sonuna ve aynı zamanda onların kullandığı takvimin son gününe denk geliyor. Keltlerin inanışlarına göre, yaz aylarının son gününde yahut Ekim ayının son günü ve Kasım ayının ilk gününde, dünyada yaşayanlarla ölülerin ruhları bir araya gelirler. Yani bu sözde bayram, Keltlerin inandığı tamamen hayal ürünü ve batıl inançlara dayanmaktadır. “Hıristiyan Savunma ve Araştırma Bakanlığı”nın verilerine göre, Keltler bu gecede ruhların ve hayaletlerin dünyaya dağılarak içlerine girebilecekleri bir beden bulmaya çalıştıklarına inanmaktaydılar. İşte bu sebeple yaşayan insanlar garip garip kıyafetler içine girerek ve sokaklarda deliler gibi yüksek sesle bağırmak suretiyle güya bu kötü niyetli ruh ve hayaletleri kendi bedenlerini ele geçirmesinler diye korkutup kaçırmayı amaçlıyorlar. Pek tabiî ki, bu türden saçma inançlar yüce dinimiz İslâm’a taban tabana zıt ve terstir. İslâmiyet ölülerin ruhlarıyla canlıların bir araya geldiği ve hayaletlerin ele geçirmek için bir beden aradıkları böyle bir gecenin varlığına yer vermez. Milâttan sonra 43 yıllarında Romalılar Keltlerin topraklarını ele geçirdiklerinde, Romalılar Keltlerin iki bayramlarını kendi mitleriyle karıştırıp adapte ettiler. Bunlardan birisi Pomona bayramıydı, Roma mitolojisine göre, Pomona ağaçların ve meyvelerin tanrıçasıydı ve onu temsil eden obje ise bir “elmaydı”. Bu da, bu günde elmalarla ilgili düzenlenen türlü türlü oyun ve yarışmaların (içinde su ve elmalar olan bir kaptan ellerini kullanmadan ağzıyla elma toplama yarışması gibi...) esas sebebidir. Elbette İslâm tanrı ve tanrıçaları da kabul etmez ve her şeyi yaratan bir tek ilâhın varlığını bize bildirir. Biz Müslümanlar deriz ki: “De ki: “O, Allah’tır, bir tektir. Allah Samed’dir. (Her şey O’na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir.) O’ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir). Hiçbir şey O’na denk ve benzer değildir.” (Kur’ân, İhlâs Sûresi 1-4) Hıristiyanlık içinde yer edinen bir başka pagan kültürüne ait bayram da “All Saints’ Day” (Bütün azizler günü) olarak bilinir. Hıristiyanlar bütün azizlerini bu günde anarlar. Bu bayramın Hıristiyanlıkta yer edinmesinin tarihi de 7. yüzyıla Papa Boniface IV’ye dayanır. All Saints’ Day aynı zamanda “kutsama arefesi” (hallows eve) olarak da bilinir. Bu günde insanlar birbirlerinin kapısını çalarak birbirlerine kek ve şekerlemeler hediye eder ve daha önce evlerinde yaşayan geçmiş ölülerinin ruhları için karşılığında duâ edilmesini isterler. Netice itibariyle Halloween yahut Cadılar Bayramı geleneğinin pagan geleneklerle, batıl inançların bir karışımı olarak erken dönem Katolik Kilisesi’ne dahil olduğunu söyleyebiliriz. Bir Müslüman ise hayatına İslâmiyet’i tam anlamıyla ve bütün yönlerine birincil olarak tatbik eder ve daha ondan sonra herhangi başka bir kültürün pratiklerini adet edinmez. Bahusus, İslâmiyet’in temel ilkelerine ters düşen kültürel pratikler bir Müslüman tarafından mutlak surette reddedilmelidir. Amerikalı Müslümanlar olarak çocuklarımızın bu günlerde garip kıyafetler giyip sokaklarda deli gibi “trick or treat” (hile yahut ikram) diyerek bağırmalarına müsaade etmemeliyiz.. Bir Müslümana, kökleri paganizme ve batıl inanışlara dayanan kültürel pratik ve göreneklerin kölesi ve mahkûmu olmak yakışmaz ve uymaz. Allah zaten bizlere kendi özel bayramlarımızı vererek rahmet göstermiştir, bize de bu kutsal günlerimize önem vermek ve hakkıyla idrak edip kutlamakla mükellefiz. Onlar yalan yere şahitlik etmezler, boş sözlerle karşılaştıklarında vakar ile oradan geçip giderler. (Kur’ân 25:72)
Tercüme: Umut Yavuz 12.11.2009 E-Posta: [email protected] |