Hakan YALMAN |
|
Huzur dolu günler pek yakındır |
Geçtiğimiz Cumartesi günü Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfından (TGTV) yaklaşık kırk kişilik sivil toplum kuruluşu temsilcisi ile Diyarbakır’ı ziyaret ettik. Maksat son dönemde gündeme gelen demokratik açılım ile ilgili doğu insanının ne düşündüğünü anlamak, o topraklardaki iklimi teneffüs etmek ve bu konunun hangi noktasında nasıl katkı sağlanabilir bunu anlamaya çalışmaktı. İlk olarak Vali H. Avni Mutlu’yu ziyaret ettik. Sayın valinin demokrasi ve doğu-batı insanı arasındaki güven duygusuna vurgusu çok önemli idi. Diğer önemli olan nokta da valinin halkın yanında olduğu bir tablo gözlemlemiş olmamızdı. Mutlu, o yöre insanında bir problem olmadığını, demokratik açılıma tamamen hazır olduğunu ifade etti. Bu ifadeler devlet-millet yakınlaşmasında katedilen mesafenin ne kadar ümit verici olduğunu da ortaya koyuyordu. Sonraki durağımız belediye başkanı Osman Baydemir idi. Her birimize bir adet gül hediye ederek karşıladı. Bu bana çözümün nur-u Muhammedî (asm) hakikatinde buluşmak olduğuna dair bir işaret olarak yansıdı. Vurgu yaptığı nokta çok önemli idi. Dedi ki: ‘Şu âlemde anne ve babanın evlâdına olan sevgi ve muhabbetinden daha büyük bir gerçek olduğunu düşünmüyorum. Yirmi beş yıldır süren bu olaylar pek çok anne ve babanın yüreğini yaraladı. Ben de genel başkanıma aynen katılıyorum, her askere atılan kurşun bana atılmış gibi yaralıyor. Her iki taraftan öldürülen gençlerin içinde bulundukları duruma son vermek için bize ne düşerse yapmaya hazırız. Bütün ziyaretlerimizde heyetle birlikte olan ve hava alanına kadar bizleri uğurlayan AKP Diyarbakır milletvekili Abdurrahman Kurt da “Bu bölge olaylarının çözümü için Peygamberimizin (asm) ‘Kendi nefsi için istediğini kardeşi için istemeyen bizden değildir’ düsturunu doğu ve batı insanları olarak rehber edinmeliyiz. Bu meselenin barış yoluyla çözümü çok önemli. Bu noktadan sonrasına mutlaka devam etmeliyiz. Ne yapıp edip bu çıkılan yolun sonuna kadar devam etmeliyiz.” Diyarbakır MÜSİAD başkanı Vahdettin Bahadır, olayların çözümü ile ilgili âyet ve hadisleri ortaya koydu. Kürt milleti ve onların dillerini bir âyet olarak ortaya koyması ve yöre insanının haklarının korunmasının Allah’ın âyetlerine sahip çıkmak çerçevesinde ele alınması teklifi çok ilginçti. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki sivil toplum kuruluşlarının istekleri de yeni ve demokratik bir anayasa, ana dilde eğitim, ekonomik şartların iyileştirilmesi, iki taraflı silâhların susturulması şeklinde özetlenebilirdi. Gerek sivil toplum kuruluşlarının gerekse halkın genel manzarasının bizde oluşturduğu intiba, yöre insanının demokratik, kavgasız, huzur ortamı içinde bir çözüm için zihnen tam hazır oldukları idi. ‘Siz Türkler bizi cephede ve camide yanınızda görmek istiyorsunuz. Onun dışında bize çok uzaksınız’ serzenişi, biraz daha yakınlaşmak, birbirini anlamak ve kardeşlik duygularını pekiştirmek arayışının bir ifadesi olmalıydı. Tam da bayram arifesinde, olayın barış içinde ve insânî diyaloglarla çözümü için önemli bir hava yakalanmıştır. En önemli ihtiyaç, her iki yöre insanının birbirini anlaması ve diyalogların artırılmasıdır. Bu kucaklaşma terör mihraklarının hareket zeminini ortadan kaldıracaktır. Aslında buna her yörenin insanları zihnen ve ruhen hazırdır. Benliklerin devreden çıkıp adalet duygusunun ön plana çıkarıldığı, etnik özelliklerle hissedilen farklılık yerine insânî değerlerin ortak bir değer olarak vurgulanıp birlik zemini oluşturduğu bir Türkiye’de huzur dolu, kansız, medeniyet yolunda şahlanmış olduğumuz günler pek yakındır. Bundan sonra, ayrılıkların yerine tevhid duygusunun kalplerde hâkimiyeti ile birbirimizi dinlediğimiz, anlamaya çalıştığımız ve huzura odaklanmakla silâhları kaldırdığımız günlere odaklanmamız gerekiyor. Bu, huzur için en önemli fiilî duâmız olacaktır. Bu duânın yaygınlaştığı ve samimiyeti ölçüsünde, Âlemlerin Rabbi, memleketimizi huzur dolu, medeniyette yükselmiş ve farklılıkları ile mükemmel bir ahenk oluşturmuş muhteşem bir varlık melodisine dönüştürecektir. Bu mübarek ve duâların kabul ihtimalinin çok yükseldiği günlerde çok arzuladığımız bu tablonun gerçekleşmesi için hem kalben, hem de fiilen çok duâ edelim. Aydınlık, barış ve huzur dolu günler pek yakındır. 15.09.2009 E-Posta: [email protected] |