11 Eylül 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Halil USLU

Lokman Yaylası’ndan Asr-ı Saadet’e


A+ | A-

Lokman Sûresi, 34 âyet. Kısa bir sûre, fakat Kur’ân’ın dört esası olan “Tevhid, Nübüvvet, Haşir ve Adalet-İbadet” bu sûrede tevhidî delillerle zikredilmektedir. Hz. Davud’dan (as) ders alan Hz. Lokman’ın (as) oğluna verdiği öğütler zikredilmektedir. Bu âyetler günümüz sosyal hayatının temel taşlarını muhafaza etmekte olup, ne kadar elzem olduğu berrak olarak görülmektedir. Elbette ve gerçekten Kur’ân’ın her âyeti, her kelimesi ve her harfi sırlar manzumesi ve bir bitmez hazinedir.

Kur’ân’a gönül verenler, İslâm’la müşerref olanlar, Kâinatın Serveri Efendimiz’e (asm) bağlılığını hissettirmek için, çevresi ve coğrafi iklimiyle, zeminiyle Arabistan çöllerini andıran, ikamet ettikleri bu meskûn yere “Lokman Yaylası” adını verirler. Çok kıraç bir arazi, kuyu suları içilen bu belde, Konya ilimizin 31 ilçesinden bir ilçesi olan, 4 belediyelik 15 köy ve 185 mezrası bulunan tarihi Karapınar ilçemizin sınırları içerisinde bir belde. Türkiye’nin 45 bin köy ve mezrasından bir parça.

Köyün muhtarı ve ağası Karapınar müftüsü muhterem Ahmet Ergenekon’a gelir ve derler ki: “Bizim yayla köyümüzde cami, imam yok ve Ramazan ayı geldi, buraya bir aylık geçici bir din görevlisi gönder. Salonu büyük bir evimizi boşaltıp, mescid olarak kullanacağız ve teravihlerimizi burada kılacağız, yardım et bize.” Değerli müftümüz de eski eğitimci imamlardan, fedakâr ve çalışkan Ali Kaval Hocaya ricâ ederek buraya göndertir.

Ali Hocamız Ramazan-ı Şerifin birinci gününde gelir, göreve başlar ve oradaki ahaliye 5 vakit namaz kıldırmaya ve akabinde cemaatle teravih kıldırmaya başlar. Faal olan hocamız bununla da kalmaz, yan gelip yatmaz, yaylanın sakinleri olan çocuklardan askerden yeni gelenlerden cemaatin büyüklerine kadar İman ve Kur’ân derslerini verir. Bir ikram-ı İlâhî olarak da bu faaliyetle birlikte bu küçük beldede tarihinde ilk defa merkezi sistemle ezan okunmaya başlar, kadın erkek ağlaşırlar ve Allahu ekber derler.

Bu arada müftü kardeşimizden, Ali Hocamızdan ve Ereğlili ağabey ve kardeşlerimizden de davet aldık, “Yaylaya gidilecek ve oradaki cemaatle birlikte namaz kılınacak.” Dâvete icabet ettik. Eğitimci Hüseyin ve A. Çömçe Beyler ve müftümüzle birlikte buraya intikal ettik. Fakat çok hislendim, gözlerim yaşlarla doldu. Çünkü toprak, zemin ve hizmet mahalli bir çok cihetle Asr-ı Saadet’i andırıyordu. Kavurucu sıcak, toz ve toprak içinde, her bitkinin yetişmediği ve ancak hayvancılık yapılan çorak bir arazi. Cami yok, evleri mescid yapmışlar, bir hayli zaman mazinin derinliklerinden kendimi kurtaramadım.

İslâmın ilk gelişi ve yayılışı ve Asr-ı Saadet’te Efendimizin (asm) maruz kaldığı inanılmaz eziyetler, güçlükler, imkânsızlıklar vesâireler beni alıp götürdü. Köy odasındaki mescide teravihten sonraki hitâbemde bunları anlatmaya çalıştım. Hz. Peygamber (asm) “Kimin ayakları Allah yolunda tozlanırsa, Allah onu cehennem ateşine haram kılar”1 buyurur ve on binlerce Sahabe-i Kiram bu iman ve itikat içinde Arap çöllerini aşar, bizim yaylalara kadar gelirler. Üç kıt'ada, kısa zaman diliminde İslâmiyet büyük bir ihtişamla yayılır ve kabul edilir.

Lokman Yaylası ile Karapınar arası 25 km. Müftü beye dedim: “Acaba şimdiki Müslümanlar bu 25 km’lik çölü yayan ve çıplak ayakla aşabilirler mi?” Müftü bey: “İmdadımıza arabalar yetişti, İnşaallah onun tozlanan tekerleri aynı mânâyı deruhte eder” dedi. Bu çoşku ve bu aşk içinde durmadan Konya Ereğlisi’ne geçtik, orada da bütün can dostlarımızla iki sahur ve bir iftarda bulunduk. Dersler, sohbetler, cemaatle namazlar ve ziyaretler ayların sultanı Ramazan’ın boşa geçmediğini bize hatırlattı.

Emeği geçen bütün yayla sakinlerine, Ali Hocamıza, müftü bey ve ekipteki kardeşlerime, muhterem Fikri Günen ve Bahaddin Ağabeyimize, Durhasan Çaylak, H. Çopur ve Temel Dıvarcı kardeşlerime ve diğer zevâta binler tebrikler. Yayladan Asr-ı Saadet’e fikren ve hayalen bile gitmek ne büyük bir lezzet-i mânevî!

Dipnotlar: 1- Camiü’s-Sağir: 6:76, Hadis no: 8486

11.09.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (04.09.2009) - Milliyetimiz bir vücuttur

  (28.08.2009) - Açılım paketine arzuhâlimdir

  (21.08.2009) - Bir vefat, bir düğün

  (14.08.2009) - Çobanlıktan peygamberliğe

  (07.08.2009) - Ümitsizliğin tehlikesi

  (01.08.2009) - Çin’in akibeti

  (24.07.2009) - Çin de parçalanacaktır

  (17.07.2009) - Kırşehir mezuniyet pikniği

  (10.07.2009) - İslâmın ilk emri ve Uzungöl

  (03.07.2009) - Karadeniz bir başkadır

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.