Halil USLU |
|
Çin de parçalanacaktır |
Çin için için kaynıyor ve derinden derine büyük bir değişime her şekliyle gitmektedir. Birinci Körfez Savaşında ABD’nin yazılı-görsel basına baskısı ve hakimiyeti neticesinde dünya yapılan hunhar katliâmı göremedi ve çokları da âlet oldular. 1 milyar 300 milyonluk Çin aynı propagandayı kullanarak, Müslüman kardeşlerimize yaptığı katliâmı ve zulmü gizlemeye çalıştı. Fakat inandırıcı olmadığı ardı ardına ortaya çıkan belgelerle iyice sırıtmıştır. Son 197 Uygur Türkünün idam edilmesi bunun en bariz örneğidir.1 Nüfus cihetiyle dünyanın en büyük ülkesi Çin’in bazı kesimlerinde Müslümanlara ve özellikle de kadınlara büyük baskı yapılmakta ve dinlerinden dolayı işkence ve eziyet görmektedirler. Mazide bunlar daha çoktu. Her ne kadar bunlar zahiren çirkin olsa da, yeni bir inkişafın habercisidir. Yüz ölecekler, fakat milyon dirileceklerdir. Son gelişmeler de bunu teyid etmektedir. Çin’de büyük İslâmî inkişaflar vardır. Dünya ilim adamları ve sosyologlar, iktisatçılar ve araştırmacılar Çin’in de Rusya gibi patlamaya hazır olduğudur. Müslümanlar Çin’e Habeşistan’dan gelmişlerdir. Habeşistan ilk Müslümanlardan bazılarının Mekke’deki Kureyşlilerin işkencelerinden kaçıp sığındıkları bir ülkeydi. O mülteci grubu içinde Peygamber Efendimizin kızı Rukiye, kocası Osman bin Affan, Sad bin Ebi Vakkas ve daha pek çok tanınmış Sahabe vardı. Habeş Kralı Necaşi 615 yılında onlara siyasî sığınma hakkı vermişti. İşte bu kafileden bazıları Arabistan’a geri dönmedi. Çin kayıtlarına göre, üç Sahabe, 616 yılında Habeşistan’dan Kral Necaşi’nin de desteğiyle Çin’e doğru deniz seyahati yaptılar. Tang Hanedanlığı dönemindeki bu seyahat, imparator Yung Wei’nin sıcak karşılaması ve heyetin İslâm’ı özgürce anlatmasına izin vermesi sonrasında, Çin’in ilk camisi olan Fener Kulesi Camiinin (Guantgta Mosque) inşasıyla sonuçlandı. Bu caminin diğer bir ismi ise Peygamberimizin aziz hatırasına atfen “Hatıra Camii”dir. Çin’in İslâm’la tanışması, Peygamberimizin (asm) Medine’ye hicretinin sadece 29 sene sonrasına tekabül ediyor. O tarihlerde İstanbul’da bir tek cami yokken, Uzakdoğu’da Çin’in Guangzhou liman şehrinde 651 yılında ilk cami ibadete açılmıştı. Bugün itibariyle 1350 yıl geçilmiş. İnşaallah nesl-i cedid bu tarihin derinliklerine inecektir ve Çin’in gerçek vechesi ortaya çıkacaktır. Nitekim Hollanda’da neşrolan One Wereld dergisinde de, “Çin de Rusya gibi dağılacaktır ve yeni yeni muhtariyetler meydana gelecektir2 denilmektedir. Çin’de bugün 100 milyondan fazla Müslüman yaşıyor. Uygur Türkleri ve Huiler (Müslüman Çinliler) bu sayıda önemli bir yekûn tutuyor. Yine Çin’de son yapılan tesbitlere göre yaklaşık 1000 civarında cami ve imam bulunmaktadır. 1980’den sonra Müslümanlar daha rahat dinlerini yaşamaya başlamışlardır.1953’te Pekin’de kurulan Çin İslâm Derneği, defalarca Kur’ân-ı Kerim yayınlamış, birçok kitap Çince ve Uygurcaya çevrilmiş, “Çin’de Müslümanlar” adlı üç aylık dergi ve çeşitli milliyetlerden Müslümanların dinî hayatlarını yansıtan kitaplar derlenip yayınlanmıştır. Dinî eğitimi ve hac gibi organizasyonları da düzenleyen bu dernek, Çin hükümetiyle Müslümanlar arasındaki ilişkilerin sağlıklı yürümesi için Müslümanların sözcülüğünü üstlenmiş haldedir. Hz. Bediüzzaman fikr-i hürriyet savaşında “fikr-i hürriyet Çin’e kadar yayıldı ve yayılacaktır. Fakat Çin ifrat edip komünist oldu. Âlemdeki terazinin hürriyet gözü ağır geldiğinden, birdenbire terazinin öteki gözünde olan vahşet ve istibdadı kaldırdı, git gide kalkacak” müjdesinin tahakkukunu göreceğiz ve İnşallah gelecek makalede onun üstünde duracağız. 3
Dipnotlar:
1- Temmuz-2009 basın 2- The Light Nur, February 1991 3- Münâzarât, Bediüzzaman Said Nursî. 24.07.2009 E-Posta: [email protected] |