Bu akşam yaşadığım bir olay uzun zamandır yazmayı düşündüğüm, ama bir türlü müsait bir an bulamadığım bu yazı için bana fırsat verdi. Kübra kardeşim çocukluk arkadaşı Melek’e bir hediye hazırlamış. Bir tabloda birlikte resimleri ve resimlerin ortasında “friends forewer,” yani “sonsuza kadar arkadaşlık” yazısı. ”Forewer,“ yani “sonsuza kadar” kelimesi düşünce ve duygu dünyamda bir kıvılcım olup, hissiyatımı alevledi.
Ve kadim dostum Yeni Asya ile geçirdiğim yıllar bir film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden.
Daha doğar doğmaz başladı Yeni Asya ile yolculuğumuz. Babam doğduğum yıl gazetemizde yazan bir büyüğümün adını vermiş bana. İşte böyle başladı gazetemle dostluğum. Otuz bir yıldır beraberiz onun kırkıncı yılında.
Şöyle geçmişe gittim hayalen. Hafızamda çocukluğumdan kalma gazeteme dair hatıraları yokladım. Daha ilkokuldaydık. Ve televizyonda Yeni Asya’nın reklâmları çıkacaktı. O akşam ailece televizyonun önünde bu anı beklemiştik. Biz çocukların küçücük kalpleri bu bekleyişin heyecanıyla deli gibi çarpıyordu. Nihayet beklenen an gelmiş, kimseden çıt çıkmıyor, reklâmı seyrediyordu herkes. Arkasından alkış sesleri.
Sonra bir gün babam eve büyük bir hüzünle geldi. Gazetenin kapatıldığını söyledi. Üzüntüsünden konuşamıyordu. Elhamdülillah bu ayrılık çok uzun sürmedi.
Urfa Ceylanpınar’daydık o zamanlar. Aile dostumuz Muzaffer Amcayı hep elinde gazeteyle hatırlıyorum. Babamın her akşam eve elinde gazeteyle gelişi çocukluğumun unutulmaz karelerinden. Amcamın şiirleri çıkardı gazetede. Heyecanla gazetede yayınlanmasını beklerdik. Ve daha pek çok şey hafızamda gazeteme dair..
Sonra büyüdük. Gazetemizin yıllarca maruz kaldığı ve mücadele ettiği zulmün mağdurlarından biri de biz olduk. Biz dini dünyaya rüşvet vermemeyi, müsbet hareketi, zalimlere meyil göstermemeyi, dik ve onurlu duruşu Yeni Asya’dan öğrendik. Ve pazara kadar değil, mezara kadar devam edecek birlikteliğimizde daha çok şey öğreneceğiz Yeni Asya’dan. Sana çok büyük bir teşekkür borçluyuz Yeni Asya’m.
16.03.2009
E-Posta:
[email protected]
|