İsveç’ten okuyucumuz: “Kıyâmeti ve daha sonra gelecek ebedî saadeti inanmayanlara nasıl ispat ve izah ederiz?”
Nesillerin îmânını sorularla çalan bir asırda Kur’ân’a dayalı her haberi ve her hakîkatı delilleriyle ispat eden Bedîüzzaman Saîd Nursî Hazretleri, Kur’ân’a ait olan Kıyâmetin kopması, yeni bir âlemin yaratılması ve ebedî saadetin verileceği ile ilgili haberleri bütün sıcaklığı ve ilginçliği ile kuvvetli sorular ve cevaplarla inanç dünyamıza taşır.
Bedîüzzaman’a göre bir padişahın, sarayını veya şehrini yıkıp yeniden yapması söz konusu olunca ister istemez altı önemli soru gündeme gelir.
1- Niçin yıkacak? Buna sebep ve gerekçe var mıdır?
Eğer padişahın sarayı yıkmasının bir ihtiyaç olduğu, buna şiddetli bir sebep ve gerek bulunduğu ispat edilirse, şöyle bir soru daha gündeme gelir:
2- Bunu yıkıp yeniden yapacak derecede pâdişahın gücü-kudreti var mıdır? Bunu yapabilir mi?
Eğer padişahın muktedir olduğu, güç ve kuvvetinin eksiksiz bulunduğu, dilediği anda sarayını veya şehrini yıkabileceği ve yeniden kurabileceği ispat edilirse, şöyle bir soru daha sormak lâzım gelir:
3- Bu sarayın veya şehrin yıkılması mümkün müdür?
Eğer bu sarayın yıkılması ve şehrin dağıtılması ve parçalanması imkân dâhilinde bir iş olduğu, padişahın gücü açısından bunun kolay bulunduğu ispat edilirse, şöyle bir soru daha kapımızı çalar:
4- Bu saray veya şehir gerçekten yıkılacak mıdır? Padişahın gerçekten böyle bir niyeti, plânı ve projesi var mıdır?
Eğer, padişahın bu sarayı veya şehri gerçekten yıkacağı, buna ciddî olarak niyeti bulunduğu, bunu plân ve proje kapsamına aldığı ispat edilirse, şöyle bir soru daha sormak gerekir:
5- Peki bu sarayın veya bu şehrin yıkıldıktan sonra yeniden yapılması, ikame edilmesi, kurulması, onarılması ve düzeltilmesi mümkün müdür? Yıkmak kolay olabilir ama, yapmak da imkân dahilinde midir?
Eğer sarayın veya şehrin yıkıldıktan sonra yeniden yapılması ve hattâ eskisinden daha güzel ve daha donanımlı biçimde inşâ edilmesine imkân bulunduğu ispat edilirse, şöyle bir soru daha sorulur:
6- Yeni bir saray gerçekten yapılacak mıdır? Yeni bir şehir hakîkaten kurulacak mıdır? Saray ve şehir sahibinin gerçekten böyle bir niyeti, plânı ve projesi var mıdır?
Eğer bu sorulara “evet” cevabı verilerek ispat edilirse; bu defa hiç şüphe yok ki, bu saray ve şehir padişahın emriyle yıkılacak, bozulacak, dağıtılacak; sonra yeniden daha güzel, daha alımlı, daha muhteşem ve daha câzibedâr biçimde yapılacak, onarılacak, tâmir edilecek ve yeniden hayat sahiplerine ve insanlara mesken kılınacaktır.1 Üstad Hazretleri bu çok sorulu ve cevaplı girişten sonra bu dünya sarayının ve kâinât şehrinin tahrip ve tamir edilmesinin şiddetli gerekçesi bulunduğunu, bunu yapacak ustanın muktedir olduğunu; bu tahrip ve tâmir işinin imkân dâhilinde bulunduğunu ve bu imkânın da gerçekleşeceğini izah ve ispat eder. Ebedî saadete gerekçe vardır. Bu saadeti verecek olan Allah (cc), muktedirdir. Âlemin harap olması, yıkılması ve dünyanın ölmesi imkân dâhilindedir. Bu imkân gerçekleşecektir.
Hem sonra; yeniden âlemi ihya etmek ve insanları haşir meydanında toplamak imkân dâhilindedir. Bu imkân da gerçekleşecektir. Çünkü bunun ciddî gerekçesi vardır. Bu işin ustası da bunu yapacak derecede güçlüdür.
Yarın inşallah devam edelim.
Dipnot:
1- Sözler, s. 476
16.03.2009
E-Posta:
[email protected]
|