Raşit YÜCEL |
|
Erkan Bey: “Mü’min ve Müslüman arasındaki fark nedir? Dininin icaplarını yerine getirmeyen, fakat ‘B |
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, aile içi şiddetle ilgili olarak ülkemize verdiği son ceza dünyada bir ilk. Bizi hayli yaraladı ve üzdü bu karar. Halbuki bir köklü gelenekten geliyoruz. Hâlâ Avrupa’da en sağlam temeli olan milletiz. Ama bazı noktalarda karnemiz hiç iyi değil. Karı ve koca arasındaki geçimsizlik ve şiddet; evlâtlar ve anne-babalar arasındaki tartışmalar; kardeşler arasındaki uçurumlar... Bu noktalarda oldukça dertliyiz. Her ailede irili-ufaklı şiddetin ve nefretin eserlerini görmekteyiz. Bunun birçok sebebi var: Sosyolojik sebepler, ekonomik sebepler, hissî ve nefsî sebepler, görgü kurallarının yok oluş veya zedelenmesi, dinî hassasiyetlerin kaybolması... Halbuki bir aile düzenimiz vardı. Kadınlarımız bize emanet idi. “Eğer benden başka birisine secde etmenizi istese idim, o kocalarınız olurdu” (hadis-i kudsî) hitabına lâyıktı hani beyler? Her iki tarafta da kırılmalar var şimdi. Hanımların bazıları ölçüyü iyice kaçırdılar. Erkeğini döven hanımlar bile var. Ya beyler? Onlar evin tek efesi olarak “Ali kıran baş kesen” konumunda. İstisnâlarını tenzih ediyoruz tabi.. Ama duyduklarımıza ve şahit olduklarımıza bakınca oldukça üzülüyoruz. Halbuki aile hayatı karşılıklı sevgi ve saygı ile güzelleşir; adeta cennetin bir köşesi haline gelir. Aile fertleri arasındaki uyumsuzluklar ise aileyi cehenneme çevirir. Çocuklar haylazlığa, gençler taşkınlığa başlayınca, eski tâbir ile “Yan ağla, dön ağla” hâline gelmiş aile fertlerinin dengeleri alt-üst olur. Aile reisinin bu noktada çok önemli sorumlulukları vardır. Eğer bu denge iyi kurulamaz ise, çocuklar da anne ve babalardan aldıklarını kendi dünyalarına taşırlar. Şiddet, bu defa çocukların hayatına yansır. Vuran, kıran, tahrip eden, azarlayan ve şiddetin en acımasızını hayatında yaşayan insanın kendi ruh dünyası çok korkunçtur. Şunu da unutmamak gerekiyor: Şiddeti doğuracak sorunları körüklemekten kaçınmalıdır. Yani aile bireyleri şiddetten olduğu kadar, şiddete sebep olacak olaylardan da uzak kalmalıdırlar. Kırgın ve parçalanmış ailelerin ıztırabı başka ıztıraba benzemez. Evet, dünya öyle bir meta değil ki tartışma ve şiddete değsin. Ve sevgi dolu evlerde melekler hınca hınç doludur. Şiddet dolu evlerde ise, şeytanlar cirit atar. 30.06.2009 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (23.05.2009) - Senirkent’in gülleri (14.05.2009) - Kargı kahramanları |