Osman ZENGİN |
|
Sultan Hasan Camiinden, Fatih Sultan Mehmed Camiine |
“İnsanoğlu kuş misalidir; bir oraya, bir buraya konar” derler ya, gerçekten de öyle. Bunu az önce eda eylediğim Cuma namazını kıldığım esnada tahattur ettim. Bir önceki Cuma namazını başka bir kıt’a da, Mısır’ın başkenti Kahire’deki Sultan Hasan Camiinde kılmışken, bu haftaki namazımızı güzel Bursa’mızda, Fatih Sultan Mehmed Camiinde kıldık. Sultan Hasan Camii; Memlûklu sultanlarından Hasan adına yapılmış tarihi bir camii. Mahallemizdeki camii ise; Osmanlı padişahlarından Fatih Sultan Mehmed Han’ın adını taşıyan birkaç senelik bir camii. Aslında, dünyanın her yerinde Müslümanların ibadet yeri olan camii ve mescidler esasta birdir, aralarında farklılık yoktur. İbadete müteallik bütün kısımlar birbirine benzer. Fark, genellikle inşaa ve mimari usul tarzındadır. Fakat, Müslümanların mezheplerinden dolayı, yine esasta, asılda fark olmamasına rağmen fer’i mes’elelerde, teferruatta farklılıklar vardır. Bunu da, dinî bilgisi iyi olanlar pek dert etmez, ama bazıları maalesef kendi mezhebinden olmayan dindaşlarının da, kendi mezheblerine göre, (özellikle de namazlarda) ibadet yapmasını istiyorlar. İşte bu halleri biz Mısır’da yaşadık. Evimizin bulunduğu mahalle mescidinde yani camiinde yaşadık. Tabiî, çoğunluğu Şafii olan Mısır’lılar, namazın selâm verme kısmında imamın sağa ve sola selâm vermesi bittikten sonra selam veriyorlar. Hanefi mezhebine tabi olan bizler ise, imama iktida ettiğimizden, selâmda da imamın hemen peşinden selâmlarımızı veriyoruz. Bu ise onlara çok ters geliyor. Birkaç defa beni neredeyse sıgaya çektiler. Camilerindeki temizlik de, maalesef bizdeki gibi değil. Hatta Safsafi Hoca ile görüşmemizde kendisine de biraz latife yollu söylemiştim bunu. “Hocam, ‘temizlik imandandır’ hadis-i şerifi burada bilinmiyor galiba” diye. Ayrıca, Ayn-Şems Üniversitesinin mescidinde namaz kıldığımız zaman, bunu Mısır’lı, Türkoloji talebelerine de söylemiştim. O talebelerden şu anda İstanbul’da bulunan Muhammed Samir bana dedi ki, ”Ağabey, siz bize o zaman söylemiştiniz ya, burada sizin camilerinizin temizliğini görünce anladım ne demek istediğinizi...” Mısır’daki camilerin hepsinin içinde su sebilleri bulunmakta, susayanlar buradan soğuk su içmektedir. Ayrıca, kâğıt peçete de camilerde bulunan şeyler arasındadır, ihtiyacı olan kullansın diye. Namaz esnasında, genellikle açık olan cep telefonları çaldığında, cebinden çıkarıp eline alıyor, bakıyor sonra kapatarak namaza devam ediyorlar. Bizim namazdaki huşumuz ve hürmetimiz daha başka tabiî. Hele hele, bizde Kur’ân’a hürmetinden dolayı onu göbek altı mesafesinin üzerinde tutması orada pek yok. Yere rahatlıkla koyup, sonra namaza durabiliyorlar. Fakat her şeye rağmen oradaki dinine bağlı Müslümanlar ibadetlerini aksatmıyorlar. En büyük düşmanlarımızdan biri olan cehaletin yok olmasıyla bütün menfilikler son bulup daha iyi durumlar da meydana gelecektir İnşaallah. 28.06.2009 E-Posta: [email protected] |