Abdil YILDIRIM |
|
İyi dost, en güzel aynadır |
Ayna, insanların günlük hayatında önemli bir yer tutar. Her sabah saçımızı taramak ve kıyafetimizi kontrol etmek için ayna karşısına geçeriz. Kışlalarda, merdiven başlarına ve koridorlara aynalar yerleştirilmiştir. Altında da “Kıyafetini düzelt” diye yazar. Yani askerler gelip geçerken aynaya bakar, kepini parkasını kontrol eder, kılık kıyafetine çeki düzen verir. Eskiden düğünlerde gelinin çeyizi taşınırken, ilk önce aynası götürülür, yeni evine yerleştirilirdi. Böylece gelinlerin her fırsatta aynaya bakarak hata ve kusurlarını düzeltmeleri gerektiği mesajı verilmek istenirdi. Bir zamanlar berber dükkânlarında ayna yokmuş. Traş için berber koltuğuna oturanlar saçlarının ne kadar beyazlandığını merak edermiş. Berberler de “Biraz sonra saçların gözünün önüne dökülür, o zaman görürsün” derlermiş. Demek ki ayna insanlar için çok önemli bir araçtır. İnsan aynaya bakarak kendisini seyreder, ahvâlini görür. Ne durumda olduğunu anlar. Gözünün ferini, yüzünün tenini, saçının rengini, ayna sayesinde fark eder. Aynalar, insanda gördüğünü insana söyler. Mevlânâ Hazretleri, “İyi dostu olanın aynaya ihtiyacı yoktur” demiş. İyi dost, düzgün ve berrak bir aynadır. İnsanda ne gördüyse, onu aynen yansıtır. Yani hiçbir hile ve yalana tenezzül etmeden, riya ve dalkavukluk yapmadan, mürailiğe müracaat etmeden gerçekleri olduğu gibi insanın yüzüne söyler. Zira aynalar yalan söylemez. Aynalar yalan söylemez ama camı düzgün, sırı sağlam ise. Yani düz aynalar karşısındakini olduğu gibi gösterir. Yamuk aynalar ise yalancıdır, aldatıcıdır. Bazıları insanda olmayan sıfat ve meziyetleri varmış gibi göstererek gururunu okşar, bazıları ise, var olan vasıfları ya tamamen gizler veya olduğundan çok küçük gösterir. Tümsek aynaya bakanlar bedenlerini küçülmüş, boylarını kısalmış görürken, çukur aynaya bakanlar olduklarından çok iri ve heybetli görünürler. Yani kendilerini dev aynasında görürler. İşte insanın dostları da böyle aynalar gibidir. Dost bildiğimiz bazı insanlar, bizde olmayan meziyetleri varmış gibi göstererek nefsimizi okşayıp, gururumuzu kabartırlar. Nefis zaten böyle okşanmak ve iltifat görmek istediğinden, böyle dostlara sıkı sıkıya bağlanır, onların sahte sevgilerini gerçek zanneder. Bu durum, istikametin kaybolmasına, ihlâsın bozulmasına yol açar. Böyle dostlar çukur aynalar gibidir, insanın kendisini dev aynasında görmesine sebebiyet verir. Bazı dost bildiğimiz insanlar da, yüzümüze güler, arkamızdan kuyumuzu kazar. En ufak bir meziyet ve muvaffakiyetimizi kıskanır, onları yok sayarak hep bizi ümitsizliğe, karamsarlığa teşvik ederler. İnsan onları dinlerken, ne kadar kusurlu olduğunu düşünüp, kurtuluş için bir yol kalmadığını zanneder. Bunlar da tümsek aynalara benzer. Tümsek aynaya bakan bir insanın görüntüsü kendisinden uzaklaştığı gibi, böyle dostlarla beraber olanlar da kendilerinden uzaklaşırlar, karamsarlığın karanlıklarında kaybolurlar. Hakikî dostlar, düz aynalar gibidir. Karşısındakini olduğu gibi gösterir. Kusurunu da, meziyetini de insanın yüzüne söyler. Öyle dostların kalbi cam gibi düzgün ve parlaktır. Sözleri şeffaf, düşünceleri berraktır. Duyguları temiz, niyetleri halistir. İnsan hakikî bir dostun yüzüne baktıkça, hatası varsa görür, ondan vazgeçmeye çalışır. İyilik ve güzellikleri varsa, bundan mutlu olur, daha iyi olmak için gayret gösterir. İyi dost, sır tutandır. Sizde gördüğü bir kusuru başkalarına ilân ederek yayılmasına fırsat vermez. Sadece size söyler, dostça ikaz eder. Aynaların da arkası sırlı değil midir? Dostunda gördüğü bir kusuru arkada bulunanlara göstermesin, sadece onun yüzüne söylesin diye arka yüzeyleri sırlanmıştır. Kılık kıyafetimizi kontrol etmek ve düzeltmek için evimizde, işyerimizde, çantamızda veya cebimizde bir ayna bulundurduğumuz gibi, ruhumuzun ve kalbimizin keyfiyetini kontrol için de iyi bir dosta her zaman ihtiyacımız vardır. İyi dost bulabilmek için de önce iyi dost olabilmek gerekir. Önce kendi kalp ve gönül aynamızı her türlü lekeden ve kirden temizler, dürüst ve düzgün bir kalbe sahip olursak, kendimize lâyık bir dostu daha kolay bulabiliriz. İyi dostu nasıl anlayacağız diye bir suâl akla gelebilir. Cevabı çok basittir. Birisi dostumuzdan bize bir haber getirdiğinde, hiç tereddüt etmeden “O söylemişse doğrudur” diyebiliyorsak, işte o dost en iyi dost, en güzel aynadır. 20.06.2009 E-Posta: [email protected] |