Şükrü BULUT |
|
Perle’nin örgütüyle baş edebilmek için |
Menfide şöhrete ulaşmak kolay olduğundan, şöhretperestler zahmetli yol olan “insanlığa iyilik” yolunu terk ediyorlar. İşledikleri şerlerle hızlıca zirveye yükseliyorlar. İşte “Karanlıklar Prensi” Perle bu yolda şöhrete ulaşmış Musevî kökenli teorisyen ve pratisyen eski bir ajandır. İnsanlığa, dünyaya ve bilhassa Müslümanlara gelen zararlarda payı büyük olduğundan, genellikle bizimkiler onu iyi tanırlar. Yazımıza Perle'nin kimliğini, marifetlerini ve istikbale matuf teorilerini konu edinmeyeceğiz. Yalnızca Türkiye'nin doğusundaki meşhur fitne ile ilgili düşünceleri dikkatimizi çekti. Haklı taraflarını görünce, hakkını verelim diyoruz. Perle'nin PKK ve Kürt meselesi hakkındaki beyanları, hakperest bazı politikacı, diplomat ve siyaset bilimcilerde şafak attırmış olmalı. PKK'ya Türkiye´nin gücünün yetmeyeceğini, bu meselenin köklerinin deniz ve kıta aşırı coğrafyalarda olduğunu söylüyor. Washington´daki enstitülerde yapılan çalışmaların boyutlarını görmeden, PKK´nın mahiyetini deşifre etmeden ve şu Kürtçülük meselesinin dünyada hangi global terör ve menfaat örgütlerine fayda taşıdıklarını öğrenmeden, “Kürt meselesinin” hallolmayacağını söyleyen bir diplomat, elbette ki hakikati ifade ediyor. Dağları bombalamak, ara sıra arazide bir-iki teroristi öldürmek ve doğrudan dışarıyla bağlantılı çalışan eski komünist ve bugün Kürtçü vekillerle uzlaşmaya çalışmak; Avrupa ve Amerika´dan gülünç görünüyor. Zira, fitnenin esas tarafları, olayların senaryolarını yazanlar, finanse edenler ve bu finans desteğine göre beklenti içine girenler; bölgede yaşayan PKK´lı, peşmerge veya solcu Kürtçü vekiller değil. Yıllardır tekrarladığımız bir husus var: Doğudaki “Kürtçülük fitnesini” dünyanın her tarafına taşıyanların Türkiye, İran veya Irak Kürtleri olmasının imkânı yok. Avrupa, Avustralya ve Amerika´nın “yerel medyasınca” da gündemde tutulan bu mesele, ancak ve ancak dünyayı global bir ateşe atmak isteyen dinsiz küresel şebekelerin işi olabilir. Dünyayı ateşe vermek, kıtalar arası çatışma çıkarmak ve insanlığı tahrip etmek üzere örgütlenenlerin torbasındaki önemli bir aletin Türkiye'nin doğusunda yer alan “Kürt meselesi” olduğunu göremediğimiz zaman, geçmişte olduğu gibi ülkeye yüz milyarlaca dolar zarar vermekle kalmayız, on binlerce gencimizin daha bu ateşte yanmasına sebep olmaya devam ederiz. Perle “Bu fitneyi ancak biz söndürebiliriz” diyor. Yani küresel fitneyi hazırlayanlar… Yani bugün için neocon ve neoliberal diye adlandırılan eski komünist ve bolşevikler... Enstitülerinde bu çalışmanın en küçük ayrıntılarını bile görevlilerine ders veren bu dehşetli küresel cinayet şebekesi, itiraz edenlere de haritanın küçük bir tarafını gösteriyor. İşte bütün bunları dolaylı anlatımla ifade eden Perle, “Bizim menfaatlerimize râm olursanız –Amerika´nın değil, neocon ve neoliberallerin– sizi rahat bırakabiliriz. Sembolik olarak başka coğrafyaları da haritanızda gösterebiliriz” diyor. Bu küresel dehşetli fitneye karşı Türkiye'mizin bir yerlerden destek almadan baş etmesi elbette mümkün değil. Bir taraftan İslâm dünyasına, diğer taraftan AB ülkelerine derdini açıkça anlatamayan Türkiye'de kan kaybı devam eder. Perle'nin hizmet ettiği küresel şebekenin hakkından ancak Avrupa Birliğinin geleceğini bildikleri halde, AB´den uzak durmaya (dolaylı olarak) özen gösteren bu hükümetin de, söz konusu küresel şebekelerin tuzağına düşmesinden, ister istemez endişe duyuyoruz. 12 Eylül ve 28 Şubat ihtilâllerini yargılayamamış bir Türkiye'nin daha büyük zararlı küresel cereyanların tuzaklarına yakalanma riskinin çok yüksek olduğunu akıldan uzak tutmamak gerekiyor. Perle ilk değil… Perle ve onun gibi Türkiye medyasında ellerini kollarını sallaya sallaya ve gözümüzün içine baka baka bizi tehdit eden onlarcası Ankara ve İstanbul'dan geçmedi mi? Peki, idarecilerimiz onlara hangi cevapları verdiler? Kemalizmin bürolarını Washington´a taşıyarak Türkiye'nin bürokratlarını da Atlas ötesinde zapt u rapt altına almaya çalışan “Perle´nin örgütü”ne karşı, Türkiye tek başına üstesinden gelemez. AB'den başlayarak İslâm âlemine; dünya barışını engelleyen bu fitneyi ayrıntılarıyla anlatmalıdır. 19.06.2009 E-Posta: [email protected] |