Şükrü BULUT |
|
Gurbetteki bayramlar - 2009... |
Gurbetteki bayramları tarif ve tasvir etmek o kadar zor ki… Mahiyetine uygun bir isim bulmak fevkalâde müşkil… Gerçi Avrupa Nur Cemaati “Bediüzzaman Hazretlerini Anma” ismini bulmuş bu toplanmalara… Katolik kilisesinin meşhur iktisat prof'u konuşurken salonun köşelerinde koşuşturan küçük Said ve Nur’ların manzarasına böyle ilmî bir toplantıda şahit olmak mümkün mü? Bin kişilik salonda anneler, babalar ve gençler, meşhur ilim adamının konuşmasına kulak kesilirken, ara ara kundaktaki bebelerin sesleri de salonun arka taraflarında duyuluyor. İstanbul Üniversitesinin ve dindar iktisatçıların yüzakı Nazif Gürdoğan'ın halka inen ilmî konuşması ile Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz'ün mevzuyu Risâle-i Nur çerçevesinde resimleyen konuşmalarını can kulağıyla dinleyenleri gördükçe, kendinizi “ilmî bir konferansta” hissediyorsunuz. Toplantının dördüncü saatinde Yûsuf Sûresi çerçevesinde “küresel krizi” tahlil eden Prof. Dr. Mehmet Emin Ay Hocamızı dinleyenlerdeki dikkat, toplantının seansından da canlı olunca, Köln'deki “Nur'un bayramının” başka bayramlarla mukayese edilemeyeceğini anlıyorsunuz. Mehmet Emin Ay Hocamızın sesini cd, kaset ve ekranlardan duyan dinleyicilerinin, hoca ile sahnede karşılaşmaları, Kur'ân-ı Kerîm ve na't-ı şerifleri bizzat kendisinden duymaları, bu bayramın orijinalliğini biraz daha öne çıkardı. Bahri Güngördü ve kıymetli arkadaşlarının icra ettikleri ilâhîler ve na't-ı şerifler, bin yıllık tarihimizden ve inançlarımızdan nebean eden musîkimizi bilhassa Avrupa'daki nesillerimize aktarmaya ne kadar mecbur olduğumuzu ortaya çıkardı. Türk kültürünün ikinci Avrupa'nın sefih ve dinsiz kültürleri karşısında asimileye uğramaması için çırpınan yetkililerimize bu noktayı ayrıca hatırlatmakta fayda var. Elektronik aletlerin, dijital org ve diğer musîki enstrümanların; ney, kanun, ud ve bendir karşısındaki mağlûbiyetine Avrupa Nur Cemaati Köln Şehir salonunda bir defa daha şahit oldu. Musîki heyetinin bilhassa ikinci bölümde seslendirdiği kahramanlık türküleri, vatanî kasîdeler ve hasret melodileri başlı başına bir program oluşturduğundan dolayı, Köln'deki “Nur bayramlarını” belli bir formata taşımak zorlaşıyor. Çocukların programa katkılarını unutmadan; bu bayramı aynı zamanda Anadolu kadınının gurbetteki “mutfak bayramı” olarak da anabiliriz. Avrupa'daki Müslümanların Mc Donalds'ı lahmacun ve dönerle nasıl devre dışı bıraktıklarını; Pommes, Ketçap ve Kola ile fıtratı tahrip edilmek istenen mutfağının şanlı mücadelesini de yine Köln'de seyretmek artık gelenek olmuş. Köln'deki Nur bayramlarının gelenekselleşen bir özelliği daha burada öne çıktı: Her senenin Haziran ayındaki bu bayrama “orjinal sinevizyonlar” hazırlamak. www.SaidNursî.de sitesinin idarecisi Abdullah kardeş ile İzmir'deki kardeşlerimizin fedakârane gayretleriyle, profesyonellere parmak ısırtacak güzellik ve kalitede hazırlanan bu 20-25 dakikalık filmlerin bu denli kolayca ortaya çıkışını, söz konusu kardeşlerimiz “cemaatin şahs-ı manevîsinin kerametine” bağlıyorlar. Avrupa Nur cemaati ile Yeni Asya İnternational´in birlikte hazırladıkları bu bayrama “hasret giderme bayramı” da diyebiliriz. Sekiz saat süren bu buluşmayı bir yönüyle Van, Urfa, Isparta ve Kocatepe mevlidlerine de benzetebiliriz. İskandinavya'dan Alpler'e, Paris'ten Viyana'ya, Türkiye'den Amerika'ya uzanan coğrafyaların buluştuğu bu bayramın en önemli diğer bir özelliği, Hıristiyanlarla birlikteliğe önem verilmesidir. Her bayrama, seçilmiş konunun mütehassıs ilim adamları dâvet ediliyor. Netice-i Kelâm, bu bayramların tasviri kabil olmuyor. En iyisi Türkiye'den de olsa, kalkıp gidip katılmak… Bu yazının asıl çerçevesini bu bayramın hazırlığında bulunan Nur Cemaati mensuplarının fedakârane ve gayretli çalışmaları teşkil ediyor. Rabbimiz istihdamlarını devam ettirirse, en büyük mükâfata kavuşmuş oluruz. 15.06.2009 E-Posta: [email protected] |