Mehtap YILDIRIM |
|
Hayatın fiyatı |
Bu kâinatın en nazdar ve nazenin misafiri olan insan; dünyaya gelir gelmez sonsuz zenginlik sahibi Ganî-i Mutlak'ın sanatlı, hikmetli ve inceliklerle dolu ikramlarıyla karşılanıyor. Aklımızın alamayacağı kadar büyük bir kainat içinde bir zerre kadar küçük olan dünyamızda, yaklaşık yedi milyar insandan biriyiz. Etrafımız ve vücut mekanizmamız bize kusursuz hizmet veren varlıklarla dolu. Büyük bir uyum, ahenk içinde şefkat ve nezaketle hizmet vermekteler. İçinde oturduğumuz evlerin karşılığında bir fiyat veriyoruz. Ve ya ulaşımda kullandığımız taşıtlara bir bedel ödüyoruz. Dünya bizi hem üzerinde barındırıyor, hem kendi etrafında, hem de güneşin etrafında gezdiriyor. Biz bu mesken ve bu seyahat için hiçbir karşılık ödemiyoruz. Hava için de bir fiyat ödemiyoruz. Oysa bize basit gibi gelen ve çoğu zaman düşünmediğimiz tek bir nefes almak ne kadar önemli. Bizim bir tek havayı içimize çekmemizle aldığımız oksijene vücudumuzdaki tüm hücrelerin ihtiyacı var. Bu oksijen olmadan hücrelerin bölünmesi, kalbin atması, organların faaliyetleri, kasların hareketi v.s işlevlerin hiç biri görevini yerine getiremez. Evlerimizde ısı ve aydınlatmada kullandığımız elektrik ve doğalgaz için bir fatura bedeli ödüyoruz. Güneş ise her gün ısı ve ışığıyla tüm canlılara kucak açıyor. Hem de bedava. Uzmanlar güneşin bir saniyede ürettiği enerjinin, dünyada ancak üç milyar enerji santralinin bir yıl boyunca çalışmasıyla elde edilebileceğinden bahsediyorlar. Bediüzzaman Hazretleri ise, güneşin bir günlük yakın ihtiyacı için denizler ve okyanuslar kadar gazyağı, dağlar kadar kömür ve dünyanın bin katı kadar odun yığınları lazım olacağını söylüyor. Nature dergisinin haberine göre ise canlıların yaşamasını sağlayan ekolojik sistemin bir yıllık maliyeti en az 33 trilyon dolar olarak hesaplanmış. İnsan değil bir yıllık, bir anlık yaşamasının karşılığını dahi ne kadar servet harcasa yine veremezdi. Hiçbir insan böyle bir karşılık veremeyeceğine göre, her insan fakirdir. Zaten Halıkımız da bizden bize verdikleri için sadece kendisini tanıtmak, bildirmek ve sevdirmek istiyor. Yaptığımız ibadetler de sadece bir nefes almamızın karşılığı olamaz. Allah ayrım yapmadan her canlıya havayı, güneşi, suyu, toprağı vermiş. Onun mutlak ve sonsuz zenginliğinin yanında bunlar çok basit ve ehemmiyetsiz. Hani bir hadis meali vardır ya; "Dünyanın, Cenâb-ı Hakkın yanında bir sinek kanadı kadar kıymeti olsaydı, kâfirler bir yudum suyu ondan içmeyecek idiler." Yaratıcımız kendisine isyan eden, şirk koşan, inanmayanlara dahi aynı imkanları sunuyor. Rabbimiz sonsuz hazinesinden büyük bir cömertlikle veriyor. Küçük hesaplar peşinde koşan ise ancak aciz ve fakir insan. Bize verilen ömür sermayesinin ve yaşamamız için verilen tüm imkanların farkında olarak sonsuz hayatımız için en etkin şekilde kullanmaya çalışmalıyız. Dünyada istifade ettiğimiz en basit bir ihtiyaç maddesine bir bedel ödediğimize göre, bize sunulan bu kadar nimetlerin de bir fiatı olmalı elbette. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle, bunların fiatı üç şeydir: Biri fikir, biri zikir, biri şükür. Hayatımızın fiyatını üç kelime ile ödemek mümkün olduğuna göre, bunu ödemekten kaçınmak, gaflet değilse ihanettir, nankörlüktür. Fıtratı bozulmamış, insanlığı sükut etmemiş bir insanın bu fiyatı ödemekten kaçınması mümkün değildir. 27.05.2009 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (21.05.2009) - Kelebeğin dâvâsı (06.05.2009) - Zengin olmanın yolu |