Rifat OKYAY |
|
Hayatımızın en güzel isteği... |
Güzel bir bakış ve niyet insanın yapacakları hakkında çok doğru ve iyi bir yönlendirici olabilir. Özellikle toplum hayatımızda, içtimaî yaşayışımız içerisinde yer alan ticarî faaliyetlerimizde ve alış verişlerimizde. Kendimizi her halükârda ve her ortamda mü’min ve muvahhid ilân ettiğimiz gibi ticarette ve alış verişlerimizde de bunu bu şekilde, uygulamalarımızla da ilân edebiliyor muyuz acaba?.. Ehl-i imana yakışır Müslümanca bir alış verişimiz, bir ticaretimiz var mı? Bunu gerçekten hayatımızın her safhasında yapabiliyor, gerçekleştirebiliyor muyuz?... Elbette ki bizim Müslüman olarak diğer insanlardan farklı özelliklerimiz olmalı. Meselâ mü’min olarak ticaretimizde, alış verişimizde ne kimsenin hakkına hukukuna zarar vererek aldatmalıyız, ne de kendimizin, çoluk çocuğumuzun, ailemizin, Müslümanların haklarına hukuklarına zarar verecek şekilde aldanmamalıyız... Alış verişlerimizde, ticaretimizde adaletli olmak, adil davranmak da bizim en belirgin özelliklerimizden olacağı gibi; ölçüyü, tartıyı ve her türlü miktar ayarlamalarını tam ve adil olarak yapabilmeliyiz... Hani meşhur atasözümüz vardır;‘’Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.’ diye. Müslüman kesinlikle bu dünyada ve ahirette yüzüne çarpılacak ve ah ü vahla söylenecek yalan sözler ile ticaret ve alış veriş yapmamalıdır... Yalan, mü’min sıfatı olmadığı gibi, işi de değildir... Bunun yanında, hele hele kendisini bütünüyle günah ve haram bataklığına sürükleyecek olan yalan yere yemine hiç mi hiç yaklaşmamalıdır... Efendimizin hile yapan ve mü’minleri kandıran bizden değildir mealindeki hadis-i şerifleri bizim ticarette ve alış verişlerimizde uyacağımız başucu kuralı olmalıdır. Alış verişinde ve ticaretinde hile yapan ancak kendisini kısa bir süre için kandırır ve aldatır. İki günlük dünya hayatımızda yapacağımız geçici ticaretlerin fani kârları için ebedî bir âlemin ticaretini ve kârlarını tehlikeye atarak kendimizi de cezaya müstehak ettirmemeliyiz... Rabbimizin Nur Sûresinde mealen bildirdiği; Allah’ı zikretmekten, namazı hakkıyla ifa etmekten, zekâtı vermekten kendilerini alıkoymazlar ve dehşetli kıyamet gününün dehşetinden endişe ederler... Gerçeğini ve hakikatını aklımızdan çıkarmamalıyız ve her zaman ders alacağımız bir düstur ve emir olarak sahip çıkmalıyız, hayatımızda tatbik etmeliyiz... Doğru olmak ve helâlinden kazanmak isteği bizim için hayatımızın her safhasında ve ticaretimizde, alış verişimizde hiçbir zaman taviz verilmeyecek düsturlar ve prensipler olmalıdır İnşaallah... 22.05.2009 E-Posta: [email protected] |