Raşit YÜCEL |
|
Kastamonu |
Kastamonu ilimiz tarihî seyir içinde önemli bir yere sahiptir. Birçok maneviyât ehli bu beldeyi mekân ve makam eylemiştir. Osmanlı döneminde bu ilimizin vergi gelirleri, Mekke ve Medine’deki mukaddes mekânların ihtiyaçları için kervanlar ile gönderilirmiş. Kastamonu, merkezi ve ilçeleri ile tam bir nostaljik atmosferdir. Birçok defa bu ilimizi ve bazı ilçelerini görme ve gezme imkânı buldum. Geçtiğimiz günlerde de, bu ilimizin gayyur muhabbet fedaisi İbrahim Vapur kardeşimin müzahereti ile birkaç dostumuzla birlikte tekrar gezme ve incelemelerde bulunduk. İbrahim kardeşim şu otuz yıl içinde on bin Risâle-i Nur Külliyatı’nı muhtaç insanlara ulaştıran bir kahraman. Son yüzyılımızın müceddidi Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, 1930’lu yılların ortasından itibaren sekiz yıl bu ilimizde mecburî ikamete tabi tutulmuştur. İşte “Kastamonu Lâhikası”, ekseriyetle bu ilimizden Isparta’daki Nur Talebelerine gönderilen mektuplardan ve Kastamonu’daki hizmet seyri ile ilgili konulardan oluşmuştur. Şapka inkilâbının da bu ilimizde ilân edildiğini ifade hatırlatmış olalım. Bediüzzaman Hazretleri yaşadığı her yeri iman ve Kur’ân’a hizmet mekânları haline getirdiği gibi Kastamonu ve çevresini de öyle yapmıştı. İnebolu, Taşköprü gibi ilçelerin kahramanları, Mehmet Feyzi ve Çaycı Emin Efendiler bu günlerin unutulmaz isimleridir. Birçok hizmet hatıraları yaşanmıştır Kastamonu’da. Bir gün Karadağ mevkiine giderken, içki içenlerin yanından geçerken “Acaba hoca efendi bize selâm verir mi?” diye içlerinden geçirenlere Bediüzzaman selâma benzer bir mukabelede bulunur. Bu hâle bir mânâ veremeyen Mehmet Feyzi Efendi; “Efendim böyle zatlara selâm verilebilir mi?” diye sorar. Bediüzzaman Hazretleri ise; “Kardeşim ben onlara ‘Allah sizi bu halden kurtarsın’ diye mukabelede bulundum” der. O insanlar daha sonra o hallerini terk ederek takvâ sahibi olurlar. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Kastamonu El Sanatları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nün yöresel dokumacılığı, yöresel ahşap el oymacılığını, Kastamonu el sanatlarını sergilediği nostaljik mekânları ve—tatil olmasına rağmen—Şeyh Şaban-ı Veli Hazretlerinin külliyesi içindeki müzeyi görmemize imkân sağlayan yetkililere, Kastamonu El Sanatları Enstitüsü’nün değerli yetkilisine ve yakın ilgilerine teşekkürlerimizi sunarız. Kastamonu’da, Bediüzzaman Hazretlerinin sekiz yıla yakın ikamet ettiği hânesinin yerine inşâ edilen evini gezdik. Bazı eşyalarını görme imkânı bulduk. Hatıralar tazelenmişti. Bir daha buluşmak ümidiyle Kastamonu topraklarından ayrıldık. Kastamonuların adlarına lâyık yeni mekânlar ve hizmetlerin gerçekleşeceği ümidiyle... 18.06.2009 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (23.05.2009) - Senirkent’in gülleri (14.05.2009) - Kargı kahramanları (23.04.2009) - Milli hâkimiyet |