H. İbrahim CAN |
|
Bric: Rusya öncülüğünde yeni dünya ekonomik düzeni |
Salı akşamı Moskova’da BRIC ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) toplandı. Yabancı döviz rezervlerinin yaklaşık 3 trilyon dolarlık kısmını kontrol eden bu ülkeler, bu birliğin basacağı tahvillere küresel piyasadaki döviz rezervlerinin bir kısmının kaydırılarak, piyasadaki ABD kontrolünün zayıflatılmasını hesaplıyor. İşte bu toplantının amacı bu. Rusya şimdiden para rezervlerinin bir kısmını dolardan çıkarıp BRIC ülkelerinin tahvillerine yatırmayı planlıyor. İşin aslı, Rusya, Çin ve Hindistan’ı yanına alıp Amerika’ya meydan okumaya hazırlanıyor. Brezilya da bu üçlünün Amerika’daki şubesi konumunda. İlk kez 2001 yılında Goldman Sachs tarafından kullanılan BRIC ismi, bir teori halinde geliştirildi. Bu da bu dörtlünün ilk zirvesi olacak. Ekonomisi hızla büyüyen bu ülkelerin 2050 yılında dünyanın şu anki en zengin ülkelerinin toplam ekonomilerinden daha büyük bir ekonomiye sahip olacakları hesaplanıyor. Bu ülkeler dünya topraklarının yüzde yirmi beşinden fazlasının, dünya nüfusunun yüzde kırkının sahibi. Toplam millî gelirleri 15.435 trilyon dolar. Küresel sermayenin yüzde kırkına sahipler. Bu dörtlüden Brezilya ve Rusya imal edilmiş mal ve hizmetlerin dominant küresel tedarikçisi olmayı hedeflerken, Çin ve Hindistan da en önemli hammadde tedarikçileri olacaklar. Brezilya soya ve demir özünde dominant, Rusya ise petrol ve doğal gazda önemli bir tedarikçi. Diğer yönden dördü de Amerika’nın paranın muhafızlığını yapmasından ve ABD’nin malî krizi dolayısıyla hızla düşen doların değerinden yakınıyorlar. IMF’nin yapısının değişmesini istiyorlar. Yabancı merkez bankalarında yığılan dolar, bu ülkeleri güç bir seçimle karşı karşıya bırakıyor; ya bu dolarları ABD bonolarına yatıracaklar ya da ellerinde tutup, kendi para birimlerinin aşırı değerlenip, ihracat şanslarının azalmasına göz yumacaklar. Bu arada meselâ Çin 1 trilyon dolarını Amerikan hükümet tahvillerine yatırmış. Bu yüzden Amerika’daki bütçe açığının enflasyona yol açıp, doları zayıflatmasından endişe ediyor. Çin merkez bankası başkanı geçen aylarda doların yerine yeni bir uluslar arası para biriminin konulması çağrısı yaptı. Rusya da doların kullanımını Amerika’nın uluslar arası piyasaları kontrol etmesi olarak yorumluyor. İşte şimdi BRİC ülkeleri bu durumu değiştirme peşinde. Medvedev; “tamamen yeni türde, belli siyasal sorunlar ve motifler ile belli ülkelerin egemen olamayacağı, malî kurumlara ihtiyacımız var” diyor. Ancak uluslar arası uzmanlar dünyanın ekonomik düzenini değiştirmenin çok kolay olmadığını, bu toplantının yalnızca bir sembolik anlam taşıyacağını savunuyorlar. Amerika’nın doların uluslar arası para birimi olmasından kaynaklanan savurganlığı ve keyfî politikaları en çok gelişmekte olan ülkeleri vuruyor. Türkiye de bu bencil ABD politikasının zararlarını yaşadı. Aşırı değerlenen Türk lirası Türkiye’nin ihracatta rekabet gücünü azalttı. Tekstil sektörü ise bundan en çok etkilenen sektör oldu. Bu yüzden Türkiye’nin de BRIC ülkelerinin bu girişimlerini dikkate alması ve dünya ekonomisinin 2050 yılındaki resmine göre şimdiden tavır belirlemesi gerekiyor.. 18.06.2009 E-Posta: [email protected] |