H. İbrahim CAN |
|
Güvenlik Konseyi’nde Rusya vetosu: Şimdi ne olacak? |
Rusya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde Birleşmiş Milletler Gürcistan Gözlem Misyonunun görev süresinin iki hafta uzatılmasına ilişkin kararı veto etti. Türkiye dahil on ülkenin lehte oy vermesi, bu veto karşısında bir işe yaramadı. 1993 yılı Ağustos ayında Güvenlik Konseyi tarafından o tarihte Gürcü ve Abhazlar arasında varılan Ateşkes ve Güçlerin Ayrılması Anlaşmasına uyulmasını gözlemleme, mülteciler ve yerlerinden edilen kişilerin yurtlarına güvenli ve düzenli olarak dönüşünü sağlama, barış gücünün çalışmalarını gözlemleme göreviyle kurulmuştu. Bu misyonda 130 gözlemci asker ile bir düzine polis görev yapıyordu. Önceki sabah bu görev sona erdi. Türkiye’nin Güvenlik Konseyi başkanlığını yönettiği bu dönemdeki ilk Rusya vetosunun gerekçesi, “Kararda Gürcistan’ın bütünlüğünün korunacağından ve bu ülkenin Güney Osetya ve Abhazya bölgelerindeki egemenliğinden söz eden bir karara atıfta bulunulması” olarak açıklandı. Halbuki BM, sırf Rusya’yı memnun etmek için “Gürcistan Misyonu” yerine yalnızca “Misyon” tabirini kullanmış ve bu yüzden Gürcistan Büyükelçisinin, “BM Rusya’nın şantajına boyun eğdi” suçlamasına maruz kalmıştı. Aslında BM Gözlem Misyonunun kuruluşunu gerektiren şartlar tamamen değişti. Gözleyeceği anlaşma çoktan rafa kalktı. Yalnızca iki devlet tarafından tanınmış olsa da, Abhazya ve Güney Osetya bağımsızlığını ilân etti. Ortada belirgin bir gerginlik havası var. Rusya bir yandan bu iki ülkenin sınırlarını korumak için binlerce askerini bu iki ülkenin Gürcistan sınırına gönderdi. Bu iki ülke ile çeşitli alanlarda yoğun işbirliğini öngören ikili anlaşmalar imzaladı. Evet bu misyonun görevi bitti. Ancak bunun yerine sürmekte olan ateşkesi izleyecek, karşı taraf topraklarında kalanların güvenliği ve güvenli bir şekilde göçünü sağlayacak daha geniş bir barış gücüne ihtiyaç var. Daha önceki bir yazımızda Rusya’nın bu hamlelerinin, eski Sovyetler Birliğini ihya etme çabası içinde, bu iki ülkeyi Rusya Federasyonuna dahil etme adımları olduğunu yazdığımızda, Abhaz ve Oset okurlarımız itiraz ettiler ve Rusya’nın böyle bir niyeti olmadığını ısrarla vurguladılar. Elbette haklı olmalarını diliyoruz. Ancak araştırmacı Nicu Popescu’nun konuştuğu bir Abhaz’ın söylediği şu sözler çok anlamlı: “Abhazya birbiriyle yarışan baskılarla karşı karşıya. Güvenliğimizi teminat altına almak için daha fazla Rus birliğine ihtiyacımız var. Ancak aynı zamanda çok fazla Rus birliğinin gelmesi yüzünden Abhazya’nın kontrolünü elimizden kaçırmaktan korkuyoruz”. Bir yandan Rusya ile iyi ilişkileri sürdürüp, Gürcistan’a karşı bu iki ülkenin hamisi olmasını sağlama, diğer yandan ise Rusya ile mesafeyi koruma ihtiyacı arasında denge kurma çabası, bölgedeki tüm alanlarda görülüyor. Rusya’ya yakınlaşma, Batılı yatırımcıların bu ülkelere yatırım yapmaktan kaçınmasını sonuç veriyor. İlginç olan husus; Sovyetler Birliği döneminde esir ülke konumunda bulunan bu iki ülkenin şimdi Rusya’yı kurtarıcı olarak görmeleri ve her alanda bu ülkeye güvenmeleri. Türkiye bu bölgede iki açıdan zor durumda. Bir yandan Güvenlik Konseyi başkanı olarak etkin bir rol oynama yükümlülüğü altında. Öbür yandan da hem Gürcistan’la iyi ilişkileri sürdürme hem de tarihsel bağlara sahip olduğumuz Abhazlar ve Osetleri küstürmeden bölgeye barış getirilmesine öncülük etme göreviyle karşı karşıya. Umarız bu gergin bölgede doğan boşluğun doldurulmasında, dönem başkanı olan Türkiye, süresi dolmadan kalıcı bir çözüm yolu bulunmasını sağlayabilir. 19.06.2009 E-Posta: [email protected] |