H. İbrahim CAN |
|
Dünya Michael Jackson’a da kalmadı! |
Dünyaya ibret nazarıyla bakanlar için her şeyde dersler yok mudur? Bu Pazar sizinle geçen Perşembe gün hayata gözlerini yuman pop yıldızı Michael Jackson aynasından yansıyanları ibret nazarıyla bakarak paylaşmak istedim.? Ailesinin yedinci çocuğu olarak dünyaya geldi. 11 yaşında profesyonel müzik yapmaya başladı. Pop müzikte zirveye çıktı. 13 Grammy ödülü aldı. Plakları 750 milyon adet sattı. Lüks ve israf içinde yaşadı. İçinden tren geçen Neverland adlı malikanesinde kalp krizi geçirerek öldü. Kendisiyle hiç barışık olamadı. Ten rengiyle mutlu değildi. Rengini açma çabaları yüzündenmidir bilinmez, ten rengini beyaza dönüştüren ‘vitiligo’ hastalığına yakalandı. Cilt kanseri oldu. Hayatı çalkantılarla, olaylarla dolu geçti. En sıkıldığı dönemde Bayreyn’e gidip uzun süre kaldı. Orada Müslümanların yaşamını gördü; inançlarını tanıdı. Kalbinin İslâma ısındığı, hatta bir cami yaptırma teşebbüsünde bulunduğu söylendi. Bu arada kardeşi Jermaine Müslüman olmuştu. Hac dönüşü getirdiği kitaplar Michael’in ilgisini çekti. İki kardeş uzun sohbetler yaptılar. Bayreyn’deyken İslâmın beş şartını yerine getirdiğini, Müslüman olacağını söyledi. Çünkü bir dönüm noktasına gelmişti: “Aynadaki adamla başlıyorum, Ondan tarzını değiştirmesini istiyorum. Ve hiçbir mesaj daha açık olamaz Eğer dünyayı daha iyi bir yer yapmak istiyorsan Kendine bak ve bir değişiklik yap!” Sonra bazı rivayetlere göre İngiliz Şarkıcı Yusuf İslâm’ın da şahitliğinde Müslüman oldu. Hatta “Mikail” ismini almıştı. Onun Müslüman olması İslâma herhangi bir şey katmazdı. Yalnızca iman etmişse ahretini kurtarabilirdi. Zaman zaman yardım kampanyalarına öncülük etti; uyanışlar yaşadı. “Aynadaki Adam” adlı şarkısında şöyle diyordu: “Çocuklar görüyorum sokakta, yiyecek ekmekleri olmayan Ben kimim, kör müyüm? Onların ihtiyaçlarını görmeyecek!” Yaşadığı ihtişam ve israf dolu hayatı ona mutluluk vermemişti. Teskin edici ilaçlar ve ağrı kesicilerle yaşıyordu son yıllarında. Ama israftan vazgeçememişti. Öldüğünde 500 milyon dolar borç bıraktı geriye. Ecel gelince zenginliği fayda etmedi. Özel kardiyologu da yetmedi. Ambulansta hastaneye götürülürken telsiz anonsunda adı pop kralı olarak geçmiyordu: “50 yaşında, erkek, nefes almıyor”. İmtihan bitti. Krallık bitti. Götürebildiği tek şey yoksullar için, kimsesizler için yaptığı yardımlar, yaptığı ibadetler ve hayırlı işleri olacak. Geriye aslında ibret dolu bir hayat hikâyesi bıraktı. Nefsin ve şeytanın oyunlarına kurban olmanın, dünyayı ebedi sanmanın insanı mutlu etmeye yetmeyeceğini gösterdi Amerikan gençliğine. Kimsenin akibetini biz bilemeyiz. Yaptığı her zerre işin hesabını ahirette verecek. Umarız ki; Müslüman olmuştur; dileriz ki imanlı gitmiştir. Bize düşen ise ibret alıp, nefsimizi “ben kimim, ne yapıyorum?” hesabına çekmek. Kolay hesap verebileceklerden olmak duasıyla. 28.06.2009 E-Posta: [email protected] |