Nejat EREN |
|
Ahir zamanın dehşeti, işaretleri ve korunma yolları |
Sahabe devrinden başlayıp tabiin ve tebei tabiin zamanından başlayarak günümüze kadar gelen zaman içerisinde Müslümanların en fazla çekindikleri, korktukları ve endişe ettikleri “Ahir zaman fitnesi” olmuştur. Cenâbı Hak hepimizi muhafaza etsin. (Âmin.) Fitnenin çok çeşitli tarifleri var. Vicdanı tamamen tefessüh etmemiş herkesin dehşetini hissettiği bu felâketli devrelere Kur’ân ve Hadis lisanında fitne deniliyor. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş ki: « “Ne vakit size Fars ve Rum kızları hizmet etti; o vakit belânız, fitneniz içinize girecek, harbiniz dâhilî olacak» (Mektubat, sh: 107) Resulullah (asm): “Benden sonra erkeklere kadınlardan daha zararlı bir fitne, bir imtihan vesilesi bırakmadım” buyuruyor. Ahir zaman fitnesinin dehşeti, tehlikeleri, tuzakları ve cazibeleri: •Nefse hâkim olamamak. “Fitne-i Âhirzaman o kadar dehşetlidir ki, kimse nefsine hâkim olmaz.” •Başka nefisleri kendisine çekmek. •İnsanları ihtiyarlarıyla, menhus zevkleri iştahla yapmaya düşürmek. •Kadınların, kendi güzelliklerini göstermeye fıtraten çok meyyal olmalarından dolayı, seve seve o fitneye atılmaları. •Fıtraten cemalperest (güzelliğe tutkun) erkeklerin nefsine mağlûp olup o ateşe sarhoşâne bir sevinçle düşüp, yanmaları. •«Bu asırda hayat-ı insaniye, hususan hayat-ı içtimaîyesi dehşetli, câzibeli, elîm, meraklı bir vaziyetle en ulvî lâtifelerini ve kalb ve aklını, nefs-i emmaresinin arkasına düşürüp pervane gibi o fitne ateşlerine düşmeleri.» (Kastamonu Lâhikası, sh: 104) •«Fitne-i âhir zamanın en dehşetlisi ve cazibedarlarının, kadınların yüzsüz yüzünden çıkıyor olması. •İnsanın ihtiyarını elinden alıp, pervane gibi sefahet ateşine atması. •Bir dakika dünya hayatını ve zevklerini, senelerle bâki hayata tercih ettirmesi. (Gençlik Rehberi, sh: 16) •Bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyuruyor: «Size benden sonra dört fitne gelecektir. Dördüncüsü geldiğinde, kulağa bir şey girmez, göz görmez ve her tarafı fitne sarar. Ümmet bir belâya mübtela olur, yılanın çöreklenmesi gibi. Öyle ki, onda ma’ruf inkâr edilir, Münker ise maruf sayılır. Ve bu fitnede, insanların bedeni öldüğü gibi kalbleri de ölür.» •Diğer bir hadîs de özetle şu mealdedir: «Âhirzaman fitnesinde bozuk insanların kalbleri şeytan kalbi gibidir. Kan dökücü (anarşist ve ihtilâlci, fâsık) tırlar. •Ahirzamanın, Çocukları uram (edebsiz ve hırçın); gençleri hayasız ve vakarsız; yaşlıları emr-i bil-ma’rufu yapmaz; sünneti bid’at gibi, bid’atı sünnet gibi görürler; idarecileri tâgi ve müfsiddir..; İşte o zaman Allah onlara şerlilerini musallat eder. Hayırlıların duâsı (ve dâveti) kabul olmaz.» (Ramuz-ul Ehadîs, No: 502) •«Âhirzaman fitnesinde kişi mü’min olarak sabahlar, kâfir olarak akşamlar. Ancak Allah’ın ilim ile ihya ettiği kimseler müstesnadır.» •Bu âhirzaman fitnesinde açlık ehemmiyetli bir rol oynayacak. Dinin şiddetle men’ettiği şey fitne ve anarşidir.
KORUNMA ÇARELERİ: •İnsanın hakikî ilim ve fazileti kazanmasının iki temel menbaı, naklî ve aklî delillerdir. Kulak naklî delillerin, göz aklî delillerin iki ana cihazıdır. Fitneye düşmemek isteyen bu mühim iki organı asıl vazifelerinde istihdam edip nefsin âleti olarak kullanmamalıdır. Çünkü İslâm cemiyetinde taklidî iman kâfi olsa da, fitne zamanlarındaki bozuk cemiyetlerde mü’min iman-ı tahkikî ile hak ve batılı ayırıp kendi hayatında iman nuru ile hakkı takib eder. Medeniyet namı altında işlenen günah ve haramı tanır. •Hadisi Şerif: Âhirzaman fitneleri zuhur ettiğinde: İnsanların akaidleri bozulur, emanetlerini hafife alırlar ve—parmaklarını birbirine geçirip—böyle olduklarını gördüğün zaman; evini tercih et.” Lisanına sahib ol, maruf olanı al, münkeri bırak, kendi işinde meşgul ol ve ammenin işlerini kendilerine bırak.» •«Risâle-i Nur’un nuru- ile dalâletin tecavüz eden nârı İnşâallah sönecek. Yani, fitne-i diniye ateşini ya tahribattan vazgeçirecek veya ileri tecavüzatını kıracak. O sed ise, bu zamanda çok intişar eden Risâle-i Nur’un keskin hüccetleri ve kuvvetli bürhanları olduğu, çok emareler ile hissediliyor.» (Şuâlar sh: 735) •Risâle-i Nur’dan ders alan, elbette çok masumların kanını ve hukukunu zayi eden fitnelere girmez ve bilhassa tecrübeleriyle, mükerreren akîm ve zararlı kalan fitnelere hiçbir cihetle yanaşmaz. Ve bu on senedeki on fitnelere, Risâle-i Nur’un şakirdlerinin ondan birisi, belki aslâ hiçbirisi karışmadığı gösterir ki, risâleler bu fitnelere zıd ve asayişi temine medardırlar.» (Tarihçe, sh: 232) •Buradaki ikaz bütün Müslümanlara şamildir. Bu asrın fitnelerini araştırmayan ve gereken tedbirleri almayanın içine düşme tehlikesi çok kuvvetlidir.
FİTNE ZAMANINDAKİ CİHAD ŞEKLİ Bu zamanda yapılacak cihad, maddî değil, manevîdir. Bunun da yolu eğitim, ıslâh, tamir ve müsbet harekettir. Dahilde ve hariçte İttihad-ı İslâmın teşekkülü için gayret gösterip mesai harcamaktır. Cemaat ve ümmet anlayışı ile hareket edip işi resmiyete dökmeden vazifeyi yapmaktır. Sivil bir toplum hareketi şeklinde formalize etmektir. Hayat-ı içtimaîye ve siyasîye ile alâkadar olanların o mercii teşkil edecek olan ittihad-ı İslâm’ın tahakkukuna hizmet etmeleri evveliyet kazanıyor. (İttihad-ı İslâm, İttihad Yayıncılık 1993 İst.) Ahkâmda rey sahibi olmayan Müslümanlar, âyet ve hadîslerden ahkâm istinbat edemez. Ancak müteşabih ve müşkil olmayan âyet ve hadîslerden seviyeye göre ibret, teşvik ve ikaz dersleri alabilirler. Menfi hareketlerden kaçınmayı tavsiye eden birkaç hadîs mealleri: «Ebu Hüreyre'den (ra): Peygamberimiz (asm) buyurdu: "Öyle fitneler olacak ki; oturan ayakta durandan, ayakta duran yürüyenden, yürüyen (o fitneye) koşandan daha hayırlıdır. Kim o fitneye karışırsa, fitne onu kendi içinde yere çarpar. Kim ondan korunacak bir yer bulursa oraya sığınsın!" Sa’d b. Ebi Vakkas (ra), Ebi Vakkas (ra): "Ey Allah’ın Resulü, biri evime girip, beni öldürmek için elini uzatırsa, ne buyurursun?" Peygamberimiz (asm): “Beni öldürmek için sen bana elini uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatmam” (Maide Sûresi 5:28) diyen Hz. Âdem’in oğlu gibi. Âdem’in oğlu gibi; ol! buyurdu. Ebu Musa’dan (ra): Peygamberimiz (asm) fitne hakkında; şöyle buyurdu: "Oklarınızı kırın, kirişlerinizi koparın; fitne halinde evlerinizin içinden ayrılmayın ve Âdem'in (as) oğlu gibi olun!" Harice karşı ise: Müslümanlar arasında hattâ hakikî İsevîlerle dahi ittifak etmenin lüzumuna dikkat çeken Bediüzzaman Hazretleri diyor ki: "Şimdi ehl-i iman, değil Müslüman kardeşleriyle, belki Hıristiyanın dindar ruhanileriyle ittifak etmek ve medar-ı ihtilâf mes’eleleri nazara almamak, niza etmemek gerektir. Çünki küfr-ü mutlak hücum ediyor." (Emirdağ Lâhikası-I. sh: 206) Ahirzaman fitnesinin dehşetli ifsadatını tamir, ıslâh ve halkı tenvir ve irşad vazifesini Bediüzzaman ve talebeleri, muannid düşmanlarına karşı en ağır şartlar içinde hayatlarını ortaya koyarak, en kudsî ve en büyük vazife olan iman hakikatlarını keşif ve neşirle; hakikat nokta-i nazarında asrın rivayetlerde müjdelenen en haşmetli tarihî hâdisesini ortaya koymuşlar, küfrün belini kırarak da İslâmî hayat ve içtimaîyatın zeminini hazırlamışlardır. Bir Müslümana düşen vazife, bu fitne-i âhirzamanı tanımak ve ona karşı tedbir almaktır. Yoksa başını devekuşu gibi gaflet kumuna sokmak ve etrafında olan bitenlere hiç aldırmamak o ateşlere düşmek ve yanmak demektir. Gizli İfsad Komitelerinin kimler olduğunu çok iyi tesbit edebilmek, ona göre de tedbir almaktır. Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin işaret ettiği gizli komitelerin her devirde temsilcileri vardır, “derin”lerde gezen bu komitelerin mahiyeti nedir? Bu gizli dinsizlik akımlarına karşı cihad sahası neresidir. Bunlar bilinmediği zaman din adına yapılan hizmetlerden netice almak hem zorlaşır hem yanlış metodlardan dolayı mesul oluruz. Her alanda olduğu gibi bu sahada da; Bediüzzaman Hazretleri Risâle-i Nur eserlerinde âhirzaman fitnesi, Deccal, Süfyan gibi kıyamet alâmetleri hakkındaki çok mes’eleleri ele almış, ikna edici delillerle ve hiç çekinmeden ve tam bir fedaî olarak ortaya çıkıp büyük ve geniş çapta muvaffakiyet kazanmıştır. Çare Risâlei Nur Külliyatındaki reçeteleri yerli yerinde kullanabilmektir. Bu mevsimde, bilhassa kıyı şeridinde yaşayan Mü’minlerin imtihanları bu konuda daha da çetin ve zor. Cenâbı Hak her türlü fitne ve fesattan muhafaza eylesin. Fitne ve fesattan uzak bir hayat yaşamak dilek ve temennisiyle.
NOT: Bütün dostlarımın geçmiş Mi'raç Kandilinizi tebrik eder duâlarınız beklerim. N.E. 24.07.2009 E-Posta: [email protected] |