Cevşen sanal âlemde… Okuyun, dinleyin, izleyin…

2003 yılında sanal âlemin ilk cevşen sitesi olarak hizmete başlayan www.cevsen.de sitesi 7 yıl aradan sonra baştan aşağı yenilendi. Regaib kandilinde test yayınına başlayan cevşen sitesi görsel olduğu kadar içerik olarakta bir çok kesime hitap ediyor. www.cevsen.de sitesinin kuruluş öyküsü ise hayli ilginç.

O zamanlar internet üzerinden cevşen konusunu araştırırken cevşen hakkında iftira ve yalanlamalarla karşılaşan site yetkilileri, Cevşen´in sahih olduğunu, önemini ve mahiyetini anlatan aynı zaman da her türlü sual ve iddiaya da cevap sunan bir site hazırlamaya karar verirler. 2003´ün kısıtlı imkanlarıyla hazırlanan cevşen sitesi kısa zaman da Türkiye, Avrupa ve Arap dünyasından büyük ilgi görüp kaynak olarak kullanılır.

Bir kaç ay önce Cevşen sitesinin yenileneceği duyurusu yapıldıktan sonra misafir defteri ve irtibat bölümü üzerinden bir çok kullanıcı yeni site için isteklerini göndermiş. Ziyaretçilerin isteklerini de dikkate alarak yeni siteye cevşenin Arapça okunuşu haricinde Türkçe, Almanca, İngilizce ve İsveçce açıklamaları hazırlanmış. Ayrıca cevşenin latin harflerle Arapça okunuşu da düzenlenmiş. Sitenin Cevşen okuyun, izleyin, dinleyin, indirin ve alın bölümlerinin bir kısmı henüz faaliyete geçmediğini belirten yetkililer, bu bölümlerin içeriğinin çoğunun hazırlandığını fakat bir kaç kez kontrolden geçmesi gerektiği için henüz siteye eklenmediğini ama Ramazan ayına kadar içeriğin büyük bir kısmının siteye eklenmiş olacağını söylüyor.

Cevşen nedir sorusu için özel bir bölüm ayrılan sitede, Cevşen hakkında bir çok ilmi ve araştırma makalelerine yer verilmiş. Sual ve cevaplar kısmında ise ziyaretçilerden gelen suallere kaynaklarıyla beraber cevaplar sunulmuş. Risale-i Nur Külliyatın da cevşen ile ilgili geçen kısımlar "Risale-i Nur´da" bölümünde toplanmış. Cevşen ile ilgili basında çıkan haber ve makaleler ise "Basında Cevşen" bölümünde yer alıyor.

Tasarımını ve teknik desteğini EuroNur´un üstlendiği sitenin içeriğini hazırlamak için dünyanın bir çok ülkesinden gönüllü hizmet erlerinin yardımcı olduğunu belirten yöneticiler hepsine teşekkür ediyorlar.

Siteye ayrıca www.Jawshan.de ve www.Cawshan.de adresleri üzerinden de ulaşabilirsiniz.

21.07.2009

Blog Yazarlığı

Yep yeni bir bilişim sayfasından sizlere merhaba diyoruz. İnşallah başladığımız gibi devam eder ve siz değerli okuyucularımızın beğenisini kazanırız. Fazla uzun girişe gerek yok. İlk hafta çalışması olduğu için hem heyecanlıyım, hem de mutluyum. Bu hafta blog yazarlığını ele alacağım. Bloglar kişisel alanlardır ve insanlar buraları istedikleri gibi (yasal sorumluluklar çerçevesinde) doldurabilirler. Önemli olan blogunda paylaşabilmesini bilmek. Sonuçta bu bir hobi, unutmamak lazım. Günlük veya kişisel bir defter gibi düşünebilirsiniz. Yayıncının seçimine göre okuyucular yazılara yorum yapabilir. Yorumlar, blog kültürünün çok önemli bir dinamiğidir.

Blog Türleri

Kişisel: Bu tür bloglar çok fazla deneyimi olmayan kişilerin bile kullanabileceği ve sayfalarını düzenleyebileceği yapıdadır ve daha çok günlük olarak kullanılırlar. Kişilerin günlük yaşamda yaşadıkları olayları, karşılaştıkları durumları okurlarıyla paylaşmasını sağlar. Bloglarda en fazla rastlanan türdür.

Temasal: Sadece belirli bir alanda yazılan gönderilerin yer aldığı, belirli bir konuda uzman kişilerin yazdığı ve düzenlediği bloglardır. Politika, pazarlama, yemek, internet, ekonomi, tasarım, fotoğraf, programlama dilleri ve benzeri konularda odaklanmış bloglar bulunmaktadır. Türkçe olarak yayınlanan bloglarda en fazla ilgiyi yemek konulu bloglar çekmekte, sayı olarak ise bilgisayar blogları göze çarpmaktadır.

Topluluk: Üyelik sistemine sahip olan ve bu üyelerin yazdıkları gönderilerden meydana gelen bloglardır. Komünite olarak da adlandırılan bu türdeki blogların çoğu kendi sunucularındaki blog yazılımını kullanmaktadır. Tarihsel olarak ise, LiveJournal'da oluşan bir kültür mirasını devam ettirmektedirler.

Şirket: Şirketlerin kendileri ile ilgili haber ve duyurularını daha samimi bir şekilde halka açtıkları bloglar dünyada ve iş hayatında giderek önem kazanmaktadır. Türkiye'de az sayıda olsa da bazı şirketler şirket bloglarını hizmete sunmaya başlamıştır. Aslında yeryüzündeki akım, şirketin doğrudan değil, samimi karakterdeki bazı çalışanların desteklenmesi yoluyla bloglamaktır. Hatta en ünlü şirket bloglarını tutan Microsoft çalışanları, samimiyetlerine inandırmak için arasıra rakip firmaların ürünlerini de övmekte, reklamını yapmaktadır.

M. BEŞİR PARLAKOĞLU

21.07.2009

Bütün Yeni Asya okuyucularına muhabbetlerimizle…

Her gün bilgisayara ve bilgisayar bilimlerine daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Bu nedenle Bilişim Sayfası’nın artık bir ihtiyaç haline geldiğini düşünüyoruz. Şunu biliyoruz ki, bilgisayar bilgilerinin çok muhtelif derecelerde seyrettiği bir okur kitlemiz olacak. Bunun için bazı bölümlerimiz tekrar gibi gelecek ama mail kanalıyla dinamik bir irtibat ile bu durum istenilen seviyeye gelecektir inşallah. Böylece okur tepkilerine göre sayfalarımız oluşmuş olacaktır. Eksikliklerimiz mutlaka olacaktır, elimizden gelenin en iyisini yapma gayreti içinde olacağız. Bu süreçte de okuyucularımızın katılımına açık olduğumuzu da belirtelim. Çalışmalarınızı "[email protected]" adresine yollayabilirsiniz. Hepinize hayırlı haftalar diliyoruz…

21.07.2009

BİLİŞİM SÖZLÜĞÜ

Bilişim

İnsanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin, özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve rasyonel bir biçimde işlenmesi bilimi.

Bilişim Bilimi

Bilginin yönetimi, işlevleri, bilginin yapısı ve iletişimini konu edinen bilim dalı.

Bilişim Sistemi

Belli bir konuya ya da örgüte ilişkin verilerin, belli bir düzen içinde bilgisayar ortamında saklandığı, ve kullanıcılara gereksinim oldukça raporlar üreten, ya da gereken veriye kısa bir süre içinde erişim imkânı sağlayan yazılım ve veriler topluluğu.

(Kaynak: Bilişim Sözlüğü 2006)

-Mail gönderirken gördüğümüz

‘CC ve BCC’ ne demektir?

Her hangi bir mail sisteminde mail göndermek istediğimizde karşımıza bu alanlar çıkar. Peki bunların ne işe yaradığını biliyor muyuz? Açılımları ‘cc : carbon copy , bcc: blind carbon copy’ şeklinde. İşlevlerine gelecek olursak bir maili gönderirken o maille alakalı birine mailimizin ulaşmasını istiyorsak 'cc' alanına göndermek istediğimiz kişinin mailini yazarız. 'bcc’de 'cc' gibidir, ama yazdığımız mail adresleri karşı taraftan gizlenmektedir.

Microsoft Office internete taşınıyor

Microsoft, Windows’a rakip işletim sistemi geliştiren Google’a, Office programını internete taşıyarak karşılık verdi. Google’ın yeni işletim sistemi Chrome OS’i açıklamasının ardından Microsoft’tan cevap geldi. Gelecek yıl piyasaya sunulacak ‘Office 2010’, Word, Excel, PowerPoint ve OneNote programlarına internetten erişim olanağını verecek. Ofis 2010, Google’ın ofis programı olmaksızın Word, Excel gibi belgeleri online olarak görüntülemeyi sağlayan ‘docs suite’ yazılımıyla rekabet etmeyi amaçlıyor. ‘docs suite’, üç yıl önce bedava olarak kullanıcıya sunulmuştu. Microsoft, bununla rekabet etmenin de yolunu bulmuş. Buna göre, Windows Live kullanıcısı yaklaşık 400 milyon müşteri, uygulamaya ücretsiz olarak erişebilecek. Şirket, beta sürümünü sene sonunda, tam sürümü de 2010’un ilk yarısında tamamlamayı planlıyor.

Beyin gücüyle hareket eden mekanik kol

ABD’de yürütülen çalışmada, bir maymun, beyin gücünü kullanarak mekanik kolu hareket ettirmeyi başardı. Uzmanlar, yakın gelecekte sistemi insan üzerinde denemeye hazırlanıyor. Sistem, şöyle çalışıyor: Beynin hareket merkezindeki motor kortekse yerleştirilen çip, nöronların titreşimlerini topluyor. Titreşimler, kablolar yardımıyla bilgisayara aktarılıyor. Bilgisayar, titreşimlerin şiddetine göre maymunun beyniyle gönderdiği komutu belirliyor. Komut, mekanik kol sistemini harekete geçiriyor, böylece beyin gücüyle hareket sağlanmış oluyor. Çalışmanın, merkezi sinir sisteminde engeli olan kişilerin kollarını hareket ettirmesiyle sonuçlanacak bir dönemin başlangıcı olması bekleniyor. Bilimadamlarına göre ileride felç geçiren bir hastanın, yapay bir kol desteğiyle bir bardağı alıp, ağzına görürüp suyu içebilmesi sağlayanabilecek. Üstelik bunu sadece kendi düşünce gücünü kullanarak yapacak.

Jackson’un ölümü korsanları canlandırdı

Michael Jackson’ın ölümünün resmî olarak açıklanmasının ardından bilgisayar kullanıcıları, ‘’Jackson’’ içerikli spam ve virüs bombardımanına tutuldu Siber korsanlar, önemli bir gelir kaynağı olan, “Spam”lerden milyonlarcasını, ‘’Jackson’ın ölümünün perde arkası, Gerçek Nedeni, Saklanan Gerçek’’ gibi başlıklarla bilgisayar kullanıcılarına göndermeye başladı. Bunların büyük bölümü, kullanıcının bilgisayarına zarar vermekten daha çok elektronik posta adreslerini toplamaya yönelik hazırlandı. Ancak bu spamlerin bazılarının içerisine yerleştirilmiş truva atları ise bilgisayarlara ciddî anlamda zarar verebilecek türde. Görünüşte son derece normal olan ve Jackson’ın yüksek çözünürlüklü fotoğraf ve videosunun eklendiği elektronik posta açıldığı zaman söz konusu truva atı, kullanıcının haberi olmadan bilgisayarına yerleşebiliyor. Bazı siber korsanlar ise ‘’Fishing’’ olarak da adlandırılan sahte internet siteleri hazırlayarak kullanıcıları ‘’Jackson’ın hiç yayınlanmamış resimleri’’ gibi başlık ve linkler ile bu sitelere yönlendirmeye çalışıyor. Kullanıcılar bu siteye girdikleri zaman Script olarak da ifade edilen yazılımlar arka planda çalışmaya başlıyor ve kullanıcının bilgisayarına bulaşıyor. Bilişim uzmanları, söz konusu saldırılardan ‘’kısmen’’ korunmak için, özellikle tanınmayan kişi ve adreslerden gelen şüpheli elektronik postaları açmadan silmelerini ve mesajlarda yer alan linklere tıklamamalarını öneriyorlar. Uzmanlar, ayrıca bilgisayarında Mozilla Firefox internet tarayıcısı yüklü olan kullanıcılara, bu tarayıcıya özel ‘’NoScript’’ yamasını bilgisayarlarına indirip yüklemelerini de tavsiye ediyor.

21.07.2009

Bilgiden korkmayın, bilgiyi yönetin…

Çağımız ‘Bilgi Çağıdır’, bilgiye ulaşma problemi büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Bu durum, aslında bilgiyle alakalı bir takım problemleri de beraberinde getirmiştir. Bilgi kaynaklarının çokluğu ve denetimsizliği, bilgiye ulaşmayı sağlayan bilişim vasıtalarının bilinçsiz kullanılması beraberinde ‘bilgiyi yönetme’ problemini ön plana çıkarmıştır. Asrımızda bilgiye ulaşmak kolaydır, ama bu bilgiler içerisinden işimize yarayan bilgiyi çıkarmak ayrı bir sıkıntı haline gelmiştir. Temel olarak, ‘bilgi yönetimi’ konusunda sıkıntımız had safhadadır.

Zaman bilgiyi değil, bilgi yönetmeyi daha kıymetli hale getirmektedir. Ülkemizde 5 ayrı üniversitede 6 programda lisans seviyesinde ‘Bilgi ve Belge Yönetimi’ eğitimi verilmektedir. Bilgi kirliliğinin en yoğun yaşandığı yerlerden birisi de işletmeler olduğu için, işletme içerisinde bu sorunu çözmek için Türkiye’de 9 ayrı üniversitede 16 programda ‘Yönetim Bilişim Sistemleri’ ve ‘İşletme Bilgi Yönetimi’ bölümleri de lisans seviyesinde eğitimlerine devam etmektedirler. Ayrıca bu programlara her yıl yenilerinin eklenmesi de ‘bilgi yönetiminin önemini’ anlatan bir gelişme olduğunu söyleyebiliriz.

İnternete her gün daha fazla muhtaç hale gelen bireysel kullanıcılar için de ‘bilgi yönetimi’ni öğrenmek kaçınılmaz hale gelmiştir. Risale-i Nur okuyucuları ‘bilgi yönetimine’ yabancı değildirler. Bediüzzaman Hazretleri 1940’lı yıllarda Asâ-yı Musa’nın 4. Meselesini yazarak insanı bilgi kirliliğinden kurtarmanın yollarını göstermiştir. Temel olarak, insanın saadet-i ebediyesini ve Rıza-yı İlahiyi esas alarak, önceliklerini bu çıtaya göre ayarlamasıdır diyebiliriz. İnternet kullanımlarında da aslında bu temel değerlerimizin önemi çok büyüktür. Hedefini belli etmemiş bir insana, hiçbir bilişim rüzgârının yardım etmeyeceğini söylemek abartı olmasa gerek. İnternet kullanımlarımızda bilgi yönetimimize yardımcı olacak birkaç noktayı paylaşmak istiyorum:

İnternete girmeden önce, alışveriş listesine benzer bir yapılacaklar listesi hazırlamamız dikkatimizin başka yöne dağılmasını engelleyecek ve işlerimizi daha kısa sürede halletmemizi sağlayacaktır.

Gereksiz e-mail gruplarına üye olmaktan kaçının. Hem posta kutunuzun gereksiz yere dolmasına sebep olacak hem de zihniniz gereksiz konularla dolacaktır.

İnternet üzerinde birçok abartılı reklama rastlarız. Bunlara tıklamayın, zaman kaybına sebep olacaktır.

Tarayıcınızın adres kısmına, ulaşmak istediğiniz son yerin linkini girmek sizi görsel yoğunluktan alıkoyacaktır. Örneğin maillerinizi kontrol etmek için mail.x.com gibi.

Tarayıcıların ‘Sık Kullanılanlar’ kısmını kullanmak da gitmek istediğimiz yerlere daha kısa sürede ulaşmak açısından pratik bir çözümdür.

Sadece size gerekli olan web sayfasına yoğunlaşın. Web sayfalarının büyük kısmında başka adreslere gitmeye sebep olan linkler vardır.(İlanlar, reklamlar vs.)

Gelen kutumuzda mailleri önem derecelerine göre okumak ve uzun maillerinizi daha sonra okumak üzere kaydetmek pratik bir çözümdür.

Sadece bir veya birkaç kez kullanacağınız sitelere üye olmaktan kaçının. Gereksiz e-mail listeleri de mail kutunuzun boş yere dolmasına sebep olacaktır.

Üye olduğunuz sitelere ait kullanıcı bilgilerinizi-özellikle gizli soru ve cevabı- mutlaka kaydedin.

Belirli işleriniz için, belli kalitede hizmet veren siteleri takip etmek bilgiye yönetimimizi kolaylaştıran etkenlerdendir. İçerik ve güncellenme yönünden zayıf olan sitelere üye olmak ve takip etmek zaman kaybına sebeptir.

Birden çok forum veya e-mail grubuna üye olmaktansa, bize gerçekten hitap eden bir veya iki foruma veya mail grubuna üye olup takip etmek bizi rahatlatacaktır.

Bazı tarayıcılarda bulunan ‘Sekmeli Gözatma’ özelliğini kullanmak, birden fazla web sayfası ile çalışırken kullanışlı bir yöntem olacaktır.

Bir markete gittiğimizde sadece ihtiyacımız olanı alırız. Bir sürü eşyanın olması bizi ilgilendirmez. İnternet ortamında da sadece ihtiyacımız olana yönelmek bilgi yönetiminin temelini oluşturur. Sonuç olarak, bilgi çağında bilgiden korkmak ve bilginin altında ezilmek yadırganacak bir durumdur. Bilgiden korkmayın, bilgiyi yönetin!

ZÜBEYİR ERGENEKON

21.07.2009