Faruk ÇAKIR |
|
Suçlu biziz! |
Türkiye’nin en büyük şehri olan İstanbul’un İkitelli bölgesinde yaşanan sel felâketi sonrasında “Suçlu kim?” sorusu akla geldi. Tabiî ki “suç”a sahip çıkmak, bedel ödemeyi göze almak ve “Suçlu biziz!” demek kolay değil. İstanbul’u ve Türkiye’yi yönetenler bütün kabahati ‘sebepler’e havale etmenin peşinde. Elbette sebepleri gözardı edemeyiz, ama “Türkiye’yi idare edenlerin, meydana gelen bu felâket sesebiyle hiç mi kabahatı yok?” sorusunu da sormak durumundayız. Tarihî bir vak’a olarak anlatılır ki, dönemin Japonya Devlet Başkanı, İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki mağlubiyetin sorumlusu olarak kendisini görmüş ve “Suçlu benim!” diyerek halkından özür dilemiş. Halk, devlet başkanının bu hareketi karşısında ‘insaf’a gelmiş ve “Hayır, suçlu sen değilsin. Asıl suçlu biziz!” demiş. Nihayetinde Japonya bu mağlubiyetten ciddî dersler çıkarmış ve dünyanın sayılı ekonomileri arasına yükselmiş. İstanbul’da şahit olunan durum ise çok farklı. Aslında felâketin meydana geldiği bölge küçük bir Anadolu ilçesi kadar bir yer. Fakat felâketin şekli çok dehşetli. Yağan yağmur sonrası taşan Ayamama deresi, saatlerce otobandan aktı ve yol neredeyse iki gün ulaşıma kapalı kaldı. Dar bir alanda olmasına rağmen görenlere “tusunami”yi hatırlattı. Aynı bölgede daha önce de bu ölçüde olmasa da dere taşmaları yaşanmıştı. Buna rağmen gerekli tedbirlerin alınmamış olması “Bu ihmalin sorumlusu kim?” sorusunu akla getiriyor. Türkiye’yi idare edenlerin sözlerine bakılırsa ortada sorumlu yok. Elbette bu ölçüde yağan yağmur karşısında tedbir almak kolay değil. Fakat “hiç birşey olmamış gibi” de davranılmaz ki! Yöneticilerimizi diyorlar ki, “Dere yatağında tır garajı yapılmaz!” İyi de bunu şimdi mi hatırladınız? Düne kadar faaliyet gösteren kocaman tır garajını hiç görmediniz mi? O garaj ya da garajlara kim müsaade etti? Hem, dere yatağına tır garajı yapılmaz da, koca koca binalar, iş hanları, apartmanlar yapılır mı? Felâket sonrası açıklama yapan İstanbul’un yöneticileri meâlen şöyle dediler: “Helikopterden inceleme yaparken gördük. Bazı duyarsız ‘vatandaşlar’ Bahçeşehir’in yakınındaki vadiye toprak ve moloz dökmüşler. Orada bir anlamda ‘baraj’ oluşturulmuş. Böyle iş yapılır mı? Bunu yapanlar sorumsuz davranmışlar, suçlu onlardır!” Elbette vadilere moloz barajı kuranlar suçludur, fakat bunu vakti zamanında görmeyen, çare almayan ve bu yanlışlara engel olmayan yöneticilerin hiç suçu yok mu? Yoksa dünyayı gezmek sebebiyle İstanbul’u yeterince gezemiyorlar mı? Hani bu işler ‘uydu’ kanalıyla yapılıyordu? Taş üstüne taş konulsa İstanbul’u idare edenlerin haberi oluyordu? Nasıl oldu da böyle bir ‘moloz barajı’nın kurulmuş olmasından haberleri olmadı? Çare olup olmadığı tartışılır, ama istifa müessesesinin çalışmadığı bir vakıa. Hadi istifa etmeyi düşünmediler, hiç değilse “Kabahatimiz var, özür diliyoruz” demek de mi zor geliyor? İnanın, Türkiye’yi idare edenler gerçekten “Suçlu biziz!” deyip milletten özür dilese, millet onlara daha fazla sahip çıkar. 11.09.2009 E-Posta: [email protected] |