Robert MİRANDA |
|
Amerika’da İslâm |
Amerika’daki Müslümanlar yaklaşık 6-7 milyonluk bir topluluğu teşkil ediyor. Amerika’nın saygın üniversiteleri tarafından son zamanlarda yapılan bütün araştırmalar, ABD’de Müslümanların sayısının gün geçtikçe hızlı bir şekilde artmaya devam ettiğini gösteriyor. Cami Araştırma Projesi adı verilen son araştırmalardan bir tanesi, Amerika’da camilerin kuruluşu ve yapılanmasını incelemiş. Sözkonusu çalışmaya göre, Amerika’da 1200’ün üzerinde cami var ve bunların ekseriyeti yakın zamanda inşa edilmiş. İstatistikler gösteriyor ki; Amerika’da 1994 yılındaki toplam cami sayısı 962 iken, 2000 yılında ise bu rakam yüzde 25 oranında artış göstermiş. İslâm’ın Amerika’da yayılışı oldukça hızlı. Amerika’nın hali hazırda iki İslâm devletini işgal etmiş ve savaş halinde olduğu ve de Kur’ân üzerinde haddi olmayarak bazı reform çalışmaları yapmaya gayret gösterdiği düşünüldüğünde bu yayılış gerçekten çok önemlidir. “O, kendisine ortak koşanlar hoşlanmasa da, dinini bütün dinlere üstün kılmak için peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir.” (Saff Sûresi, 9) Allah yaşadığımız her anı kendi takdir ettiği kaderimize göre belirlemektedir. İnsanların nerede ve nasıl İslâm’a yaklaşacağı, bireylerin İslâm’a ne şekilde ilgi duymaya başlayacağı ve bu ilginin nerede, ne zaman ve nasıl ortaya çıkacağı Allah’ın zaten kader cihetiyle önceden belirlemiş olduğu şeylerdir. Allah kaderimizi biz bilmesek de önceden belirlemiştir. İşte Amerika’da İslâmiyet’in bu denli hızlı bir şekilde yayıldığına müşahade etmek de biz Müslümanlar için kaderin bir cilvesidir. Biz Amerikalı Müslümanlar olarak böyle bir zaman diliminde yaşadığımız için Allah’a şükrediyoruz. Bu hususa olan şükran ve minnettarlığımız hem kavli hem de fiili olarak olursa makbuldür. Başka bir deyişle, Kur’ân’ın ahlâkî mesajlarının yayılmasının hızlandırılması için gayret göstermeli, insanlığın gelişimine engel olan her türlü din karşıtı fikir ve ideolojiye karşı mücadele etmeli ve İslâm’ın öğretilerinin Amerikalılara anlatılması için çaba sarfetmeliyiz. Böyle yaparak, Müslümanlar, inançsızlar güruhundan gelecek türlü türlü baskılara maruz kalacaktır. Elbette Amerikalılar İslâm’ın dünya genelinde hızla yayılışını, İslâm’a Amerika’da artarak devam eden ilgiyi ve ABD nüfusunda Müslümanların sayısının artışı hakikatini görmezden gelemez. Müslümanlar olarak bizler olabileceğimiz en güzel konumdayız. Bir çok İslâm karşıtı ve Müslüman karşıtı tutumların ve düşmanca yaklaşımların tam ortasında, bizler Allah’ın mesajını yaydığı ve iradesini yansıttığı ışığın izinde duruyoruz. “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de itaat edin.” (Nisa Sûresi, 59) Bu iki karşıt gibi görünen medeniyet arasında diyalog zemini ancak Allah’ın emrettiği yüksek ahlâk değerlerini ilke edinmiş ve vicdan sahibi imanlı insanların iyi niyetleri ile tesis edilebilir. Bu bakımdan tebliğ metodumuz her zaman birebir olmalıdır. Bireylerden bireylere aktarılan fikir ve düşünceler en etkili yöntemdir ve bu şekilde İslâm Amerika’da ve bütün dünyada yayılmaktadır. Bu bağlamda bir diyalog zemininin güçlendirilmesiyle; barışa ve selâmeti baltalamak niyetiyle, ayrışmaları, tartışmaları ve savaşı körüklemeyi amaç edinmiş ideoloji ve fikirler kökten sökülüp atılabilir. Şiddete ve dünya barışına zarar veren her harekete karşı verilen mücadelede en önemli araçlar müzakere, diyalog ve fikirler zemininde yapılan tartışmalardır. Bu yaklaşım, dünya topluluklarını barışa ve güvenliğe yaklaştırmak ve masum insanların zarar görmesi veya kötü amaçlar uğrunda suistimal edilmesini önlemek adına izlenebilecek en iyi yoldur. Şüphesiz, kaderimiz önceden belirlenmiştir.
Tercüme: Umut Yavuz 12.09.2009 E-Posta: [email protected] |