Umut YAVUZ |
|
“Düşmanın silâhıyla silâhlanmak” ne değildir? |
Dünya global bir ekonomik krizin ardından çalkalanmaya devam ediyor. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler bu krizden en fazla nasibini alanlar oldu. Dibi gördük, göreceğiz derken azgın kapitalist sistemin cenderesinde milyonlar derdi maişetle imtihan olmaya devam ediyor. Bütün bu hengâmede bu işten maksimum kârlı çıkanlar ise bankalar ile birlikte silâh şirketleri oldu. Dünyada herkes zarar ederken kâr açıklayan bankalardan sonra, bir kâr açıklaması da ABD’li silâh şirketlerinden geldi. Pentagon Savunma Güvenliği İşbirliği Ajansı’nın yayınladığı verilere göre ABD’nin silâh ihracatı, dünyadaki ekonomik krize rağmen bir önceki yıla göre yüzde 4.7’lik artış gösterdi. Hâlbuki hükümetler ekonomik krizi bahane ederek, kıt kanaat geçinmekte olan vatandaşın kemerini sıkmakla meşgul. En hayatî tüketim ve ihtiyaç kalemlerine zam üzerine zam yağdırılıyor. Bununla beraber bütçede emekliye, memura ve bilumum mağdur kesime ayrılan pay ise fındık kabuğunu doldurmayacak cinsten. En son AKP hükümetinin memura 2010 yılında reva gördüğü yüzde iki buçukluk zammı hatırlayalım… Benzeri durumlar dünyanın az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerinde de yaşanıyor. Bu silâh işinin bir ürkütücü tarafı daha var. Zira yayınlanan verilere göre ABD en fazla silâhı İslâm ülkelerine satıyor. Evet, yanlış duymadınız. ABD’den en fazla silâhı İslâm ülkeleri satın alıyor. Buna göre en fazla silâh ithal eden ülke 7.9 milyar dolar ile Birleşik Arap Emirlikleri. 2009 yılında 38.1 milyar dolarlık silâh ihraç eden ABD’nin ikinci en büyük müşterisi ise 5.4 milyar dolar ile her gün intihar saldırıları ve çatışmalarla gündeme gelen Afganistan. Afganistan işgalinin ABD’ye yarayan bir de bu boyutu var ne yazık ki. ABD bu mevzuda da bir koyup beş alma siyasetini izliyor. Verilere devam edelim. ABD’nin silâh ihracatının 2008 yılına göre yüzde 4.7’lik artış gösterdiğini söylemiştik. 2007 yılına göre ise artış tam yüzde 65’i buluyor. Yapılan açıklamada artış hızının önümüzdeki yıl da devam etmesinin beklendiği ifade ediliyor. Bu da demek oluyor ki, ABD tarafından 2008 yılında olağanüstü derecede yüksek miktarda silâh ihracatı gerçekleşmiş. Aynı paralelde, Afganistan’da 2008 yılının, Taliban rejiminin 7 yıl önce devrilmesinden bu yana en şiddetli yıl olduğu biliniyor. Bu, tesadüf olamayacak derecede şaşırtıcıdır. Pentagon’un raporuna göre, ABD’nin diğer önemli silâh müşterileri ise Suudi Arabistan (3.3 milyar dolar), Tayvan (3.2 milyar dolar), Mısır (2.1 milyar dolar) ve Irak (1.6 milyar dolar) olarak sıralanıyor. Hemen bu bilgilerin ardından, iki gün önce 25. İSEDAK toplantısı çerçevesinde yayınlanan İslâm Konferansı Teşkilâtının 2009 yıllık ekonomik raporundan şu bilgiyi aktarmak gerekiyor. Buna göre İslâm Konferansı Teşkilâtı (İKT) üyesi ülkelerde kişi başına düşen millî gelir 3 bin 95 dolardan 2 bin 631 dolara gerileyecek. Raporda yer alan ana unsur ise küresel krizin İslâm ülkelerinde de etkisini büyük oranda gösterdiğiydi. “Düşmanın silâhıyla silâhlanmak” şüphesiz bizzat Allah Rasulu (asm) tarafından verilmiş mühim bir emirdir. Ancak görünüşe bakılırsa İslâm dünyası bu mesajı yanlış anlıyor. Zira bu mesajın anlamı “düşmanın size sattığı silâhlarla silâhlanın, onları sizden ekonomik olarak daha üst düzeye çıkarın, bu arada onların size sattığı silâhlarla hem birbirinizi vurun hem de kendi halkınıza zulüm ve baskı aracı olarak kullanın, böylece devletler arenasında hep teknoloji üreten değil, teknoloji satın alan, gelişmiş değil gelişmekte olan, güçlü değil, güce boyun eğen ülkeler olun” mânâsında olmasa gerektir. Bunun yanı sıra İslâm dünyası yeni asırda esas düşmanının “işgalci batıdan” ziyade, “cehalet, zaruret ve ihtilâf” olduğunu keşfetmemiş, keşfedememiştir. İşte problemin esas kaynağı burada. Çözüm teklifleri ise Kur’ân-ı Kerim ve çağdaş tefsirlerinde yer alıyor. Tabiî ki anlayan veyahut anlamak isteyenler için... 09.11.2009 E-Posta: [email protected] |