Umut YAVUZ |
|
Güvenilir Denizkızı Türkiye'de, güvenilir başbakan nerede? |
Türkiye’de dün yayınlanan gazetelerin ve internet sitelerinin hepsinde şu başlıkta bir haberle karşılaşmışsınızdır: “Güvenilir Denizkızı Türkiye’de”... Haberin muhtevası ise şu şekildeydi: “Türkiye, İsrail ve Amerika’nın kara ve deniz kuvvetlerinin katıldığı ortak arama ve kurtarma tatbikatı ‘Güvenilir Denizkızı’na bu kez Türkiye ev sahipliği yapacak. İsrail ordu sözcülüğünden yapılan açıklamaya göre, 17-21 Ağustos tarihleri arasında yapılacak tatbikat, Akdeniz’in doğusunda, Türkiye’nin arama ve kurtarma alanlarında düzenlenecek. Tatbikata her üç ülkeden 8 gemi, 4 helikopter ile 3 arama-kurtarma uçağı katılacak. Deniz sularında acil durumlarda ortak kurtarma aktiviteleri ile koruma önlemlerinin paylaşıldığı tatbikat, her üç ülkenin donanma ve hava kuvvetleri arasında bu tür durumlarda işbirliğinin ve karşılıklı koordinasyonunun etkin ve hızlı bir şekilde sağlanmasını amaçlıyor. ‘Güvenilir Denizkızı’ tatbikatlarının dokuzuncusu, geçtiğimiz yıl İsrail’in Hayfa şehrinin yaklaşık 40 km açığındaki uluslar arası sularda gerçekleştirilmişti.” Evet Türkiye, İsrail ve ABD ile ortak bir askerî tatbikat düzenliyor ve buna evsahipliği yapıyor. Esasında bu tatbikatın askerî yönünden çok insanî yönü öne çıkıyor. Yani açık denizlerde muhtemel bir acil durumda, arama ve kurtarma çalışmalarının işbirliği içinde, başarılı bir şekilde yapılabilmesi için düzenlenen bir tatbikat bu. Ancak neticede bir askerî tatbikattır ve Türkiye’nin İsrail ve ABD ile yakın askerî ilişkiler içinde bulunduğunun bir göstergesidir. Özellikle 1996 yılında imzalamış bulunduğumuz ve daha sonra da yenilenen anlaşmalar gereği İsrail ile çok yakın ilişkilerimiz var. Bu ilişkilere İsrail Hava kuvvetleri mensuplarının Konya’daki üslerimizde eğitilmesi de dahil... Hani şu Gazze’yi günlerce havadan bombalayan ve hali hazırda da bombalamaya devam eden İsrail Hava Kuvvetleri’nden bahsediyoruz. Her ne kadar bu üslerde sadece İsrailli pilotlar değil, anlaşmalar gereği 11 ülkenin pilotları eğitiliyor dense de, bu durum neticeyi değiştirmiyor. Ayrıca İsrailli şirketler halihazırda askerî ihalelerimize de rahatlıkla girebilmekte. Hatta son zamanlarda mayınlarımızın temizlenmesi tartışmalarında da İsrailli şirketler yeniden gündeme gelmişti. İş böyle olunca bu konuda Türkiye’ye gösterilen tepkilerin boyutları da büyüyor. Zira Türkiye dış politikada İsrail’le kolkola bir durumda görünüyor. Bu politikaların sahipleri ise Davos zirvesinde söyledikleri, ancak daha sonra arkasında durmadıkları bir kaç büyük söz ile yetinmeyi çok iyi biliyorlar (!). Halbuki o günlerde estirilen hava ile, Türkiye halkı ve İslâm dünyası zannetti ki; Türkiye bundan sonra İsrail ile tavizsiz ve sert bir dış politika yürütecek. Ancak böyle olmadı ne yazık ki... Şimdi ise siyonist çevreler bu ortak askerî tatbikatı İsrail ve Türkiye arasında Davos sonrası gerilen ikili ilişkilerin artık “düzeldiği ve normalleştiği” şeklinde yorumluyor. Yani Başbakanımızın yüksek perdeden sarfettiği o sözlerin artık hiçbir geçerliliği yok... Bize de şunu sormak düşüyor: Güvenilir Denizkızı Türkiye’de, peki ya “güvenilir başbakan” nerede? 13.08.2009 E-Posta: [email protected] |