Nejat EREN |
|
Nurun iki fedakâr kahramanını Hakk’a uğurlarken |
Son haftada iki değerli “Nur Kahramanını” daha beka âlemine uğurladık. İlk önce Balıkesir’in sembol isimlerinden Hasan Aktunç Ağabey Hakk’a yürüdü. Hakikaten sanki tunçtan bir delikanlıydı. İlerlemiş yaşına rağmen hayat ve enerji doluydu. En son yüz yüze görüşmemiz 4-5 Ocak 2009 tarihlerinde Balıkesirli dostların Balıkesir’e dâveti üzerine orada kaldığımız üç gün içerisinde olmuştu. Nükteleri, esprileri, ders dolu kıssa ve ifadeleriyle farklı bir gönül insanıydı. Antalya’mızda uzun süre kalan oğlu Mustafa Aktunç’tan dolayı da ayrı bir yakınlığımız olmuştu. Nur câmiası içerisinde “pehlivan tefrikalarıyla” ayrı bir yer ve üne kavuşmuş bu mümtaz şahsiyetin bir Cuma sabahında Hakk’a kanat çırptığını samimî dostumuz Ali Fuat Bey’den haber almıştım. Çok uzaklarda olduğum için maalesef cenazesine katılamadım. Sağ iken haftalık duâ listemde ismen duâma dâhil olan Hasan Ağabeyi şimdi vefat edenler listesine kaydettim. Bu âcizin emaneti kabzoluncaya kadar duâda devam edeceğim İnşaallah. Ruhu şâd, makamı cennet olsun. Başta sevgili eşi, ablamız ve evlâtlarına, damadı değerli insan Recep Özel Ağabeye Cenâb-ı Hak sabr-ı cemil ihsan etsin. Dostlarının ve sevdiklerinin başları sağ olsun. İkinci vefat haberi ise, “Berat Gecesine” hazırlandığımız günde Barla’nın mümtaz şahsiyetlerinden Hz. Üstad’ımızın sadakatli talebesi Mustafa Çavuş’un oğlu Mehmet Güvenç Ağabeyimizle ilgiliydi. Ankara’dan telefonla arayan Ömer Tuncay Ağabey, kandil tebriğinden önce Mehmet Ağabey’in gece saat 02.00 sularında Ankara’da Hakk’a yürüdüğünü söylüyordu. “İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn.” Yıllardan beri Ağustos ayında Barla Yeni Asya Sosyal Tesislerinde yaptığımız “aile programlarının” müdavimi olan Mehmet Güvenç Ağabey, ihlâs dolu, mütevâzi hâliyle merhum babasından, ağabeyinden duyduğu hizmet hatıralarını bıkmadan, usanmadan tatlı şivesiyle anlatırdı. Gazetesini hiç bırakmazdı. Kışları Ankara Keçiören’de, yaz aylarını da memleketi olan Barla’da geçirirdi. Barla’da Üstadımızın 1952 yılından sonra kaldığı evde uzun süre oturduktan sonra kendi inşâ ettiği hânesine taşınmıştı. Baba mesleği olan marangozluk ve dülgerlikte çok mâhirdi. Üstadımızın 1952 yılından sonra kaldığı bu evini görmek isteyenlere hiç üşenmeden anahtarı alır, kapıları açar, evin müştemilâtı ve Üstadın burada geçirdiği hatıraları bildiği ve dilinin döndüğü kadar üşenmeden sakin ve tek tek, net bir şekilde anlatırdı. Geçen yıl amansız bir hastalığa yakalanmıştı. Tedavisi uzun süre devam etti. İyileşme emâreleri vardı. Bu baharda yine Barla’ya geldi. Ali İhsan Ağabeyin defnedildiği gün olan 14 Nisan günü, oğlu Selim ve eşi ile beraberce Barla’dan Antalya’ya aynı arabada beraber geldik. Üç saate yakın güzel bir sohbetimiz oldu. Sağlıklı görünüyordu. Ama “Külli âtin karîb” (Her gelecek yakındır) sırrıyla, sayılı nefeslerini tüketip, mübarek bir gecede, nice Nur Kahramanlarını bağrında barındıran Barla Asrî Mezarlığına defnedildi. Fani hayata veda edip Allah’ına, Resûlüne, Üstadına, babasına, iki yıl önce vefat eden değerli insan, Medine-i Münevvere’de Cennetü’l-Mualla kabristanında medfun, damadı Selâhaddin Yeşilyurt’a ve diğer dostlarına kavuştu. Yine uzaklarda olduğum için Mehmet Ağabeyin de cenazesine maalesef yetişemedim. “Üstadı görenler” listemde ismen duâma dâhil olan Mehmet Ağabey de artık bu mübarek geceden itbaren “Hakka kavuşanlar” listesinde yerini alacak. Şahsen bana ve gazete yönetim kurulundaki iki ağabeyimize son emaneti, Üstadımızın ikamet ettiği—yukarıda bahsi geçen—Barla’daki evin bakım ve onarımının Yeni Asya câmiası tarafından deruhte edilmesiydi. İnşaallah bunu gerçekleştiririz. Barla Kabristanı’nda haşrin sabahını bekleyen merhum Mehmet Güvenç Ağabey’e Allah’tan rahmet, geride kalan eşi muhtereme ablamıza, evlâdü iyâline, akraba ve dostlarına sabrı cemil niyaz ederim. Makamı Cennet olsun İnşallah (Âmin). 07.08.2009 E-Posta: [email protected] |