Recep TAŞCI |
|
Dumanını yel, parasını el alır |
Kasamda bir sigara paketi, nerden gelmiş, kim unutmuş, bilmiyorum. Ambalajına bir etiket iliştirilmiş: “Sigara içmek öldürür.” Ne ürkütücü… Madem “öldürür”, neden üretimine, satışına müsaade edilir? Akıl sır ermez. Paketten itina ile bir tane çıkarıyorum. Ucu sarı, gövdesi beyaz, şekli silindir. Ellerimle yokluyor, parmaklarımın arasında dolaştırıyor, ağzıma götürüyorum, sessiz, sakin. Biraz zorlasam, elimde kalacak, zayıf, narin. Yüz milyonlarca insanı kendisine bağlayan, esir alan, hasta eden, öldüren bu parmak kadar nesne mi? Dünya üzerinde hiçbir uyuşturucu ve keyif maddesi tütün kadar geniş kitlelere egemen olamamış. Ne afyon, ne eroin, ne de içki... Eline su dökemez. Hakkını teslim edelim, çok adil. Irk, dil, din, cinsiyet, yaş, sınıf ayırımı yapmıyor, herkese kucak açıyor. Kim yaklaşırsa dostluk elini uzatıyor, bir daha hiç bırakmıyor. Merak, özenti, büyük görünmek gibi saiklerle birkaç nefes çekeni oracıkta köleleştiriyor. Esasında ilk tanışmada hiç de hoş bir intiba uyandırmıyor. Baş dönmesi, mide bulantısı... Vücut direniyor, karşı koyuyor, çaresiz sonunda pes ediyor. Üzüntünüzde, sevincinizde hep yanınızdadır. Onsuz bir hayat düşünülemez. Adeta eliniz kolunuzdur. İşin tuhafı her nefeste 6 bin çeşit madde ile zehirlendiğinizi, ömrünüzün kısaldığını bildiğiniz halde vazgeçemezsiniz. Terk etmeyi denersiniz... Sinir sisteminiz bozulur, konsantrasyonunuz kaybolur, eşinizi, dostunuzu kırar, incitirsiniz. En yakınını kaybetmiş birinin duygusuna kapılır, mutsuz olursunuz. Dayanamaz da bir sigara yaktınız mı... Tekrar doğmuş gibi olur, normale döner, neşeniz yerine gelir. Bırakılamaz mı? Çok zor. Çelik iradeli nice devlet adamları, ordu komutanları, bilim adamları, yazarlar, çizerler, ünlüler, aklı başında pek çok insan... Ve doktorlar... Ceplerinde sigara paketleriyle bu dünyadan göçtüler. Yine de imkânsız değil. Özgürlüğüne kavuşanlar azımsanamayacak kadar çok. Kimisi kendi iradesiyle, kimisi ağır bir ameliyattan sonra… Umudumuzu yitirmeyelim. Deneyin, yine deneyin, yılmayın. İngilizlerin ünlü devlet adamı Churchill, “En kolay şey sigarayı bırakmak. Ben 100 kere bıraktım” demiş. Zararın neresinden dönerseniz kâr… Türkiye’de her 8 saniyede bir insan sigara yüzünden ölüyor. Bir de sigarayı ağzına sürmediği halde ölenler var. Pasif içiciler... Sayıları bilinmiyor. Yakın zamana kadar, Türk halkının tamamı pasif içiciydi. Aklınıza gelen her yerde sigara içmek serbestti. Şimdi düşünüyorum. Cinayet. Yıllarca bu cinayete nasıl göz yumuldu. Kapalı spor tesislerinde dumandan göz gözü görmez, top seçilemezdi. Dolmuşta...Şehirler arası otobüslerde... Hastane koridorlarında.... Çoluk çocuk az mı sigara içtik birlikte? 19 Temmuz’dan itibaren sigara, sadece evlerde ve açık yerlerde içilebiliyor. Büyük bir adım, takdir edilmeli. Kahvehaneler, lokantalar şikâyetçi... Çare bulunur. İşin ekonomik boyutuna gelince; Türkiye, sigara tüketiminde dünyada ilk 10 ülke arasında. 20 milyon insanımız tüttürüyor. Halkımız sigaraya 20 milyar dolar harcıyor. Bu para çoluğun çocuğun rızkından kesilip beş büyük yabancı sigara üreticisinin cebine giriyor. Sonra, başta kanser olmak üzere 24 çeşit hastalığa dâvetiye. Tedavi için de 7 milyar dolar sağlık harcaması yapılıyor. Bu ne akıl almaz çelişki? Çelişkilerin sonu gelmiyor. Bir tarafta açlık sınırında çırpınan bir milyon insan... Diğer tarafta dumanını yelin, parasını elin aldığı sigaraya ödenen milyar dolarlar... Eğitim, istihdam, yatırım, bilimsel araştırmalar yerine... Bir an önce ölmek için harcıyoruz. Yazık. Çok yazık. Şu küçük sigara hâlâ parmaklarımın arasında… Bütün bunların müsebbibi bu mu? Kızgınlıkla parçalıyorum. Ey tiryakiler! Siz de deneyin, ertelemeyin. Hemen şimdi, kurtulun şu illetten. Kavuşun sağlığınıza ve özgürlüğünüze. Soluyun temiz havayı özgürce. 03.08.2009 E-Posta: [email protected] |