Recep TAŞCI |
|
Rakamların dili |
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıklamasına göre; yılın ilk çeyreğine ilişkin GSYH, geçen yılın aynı döne- mine göre sabit fiyatlarla yüzde 13,8 oranında azalmış. Kavramları biraz açalım. Yılın ilk çeyreğinden kasıt, 2009 yılının Ocak, Şubat, Mart ayları. Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH); ülkede üretilen mal ve hizmetlerin parasal değerini gösterir. Parasal değer; sabit fiyat, cari fiyat ve dolar baz alınarak bulunur. Sabit fiyat, 1998 yılı mal ve hizmet fiyatları; cari fiyat ise bugünün fiyatlarıdır. Cari fiyatla bulunan tutar, kur'a bölünürse dolar cinsinden büyüme hesaplanır. Bu bilgiler çerçevesinde GSYH’nın daralması ne anlama geliyor? Mal ve hizmet üretiminde düşme. Üretimin düşmesi demek, fabrikaların atıl çalışması, işyerlerine kilit vurulması, işsizlik demek. Kısaca GSYH’nın küçülmesi, yoksulluktur. Dünyada kriz varken yüzde 13,8 küçülme normal değil mi? Anlamak için mukayese etmeliyiz. Mukayese diğer ülkelerle veya ülkenin geçmiş performansıyla yapılabilir. Önce krizin en şiddetli yaşandığı ve doğduğu ABD ve Avrupa ülkelerine bakalım. ABD, İngiltere ve Almanya’da küçülme aynı dönemde yüzde 6 civarında. Avrupa Birliği’ne dahil 27 ülkede ortalama küçülme yüzde 4,5. Türkiye’de yüzde 13,8. Kaç katı? Üç. Letonya, Estonya gibi marjinal iki devleti saymazsak, küçülmede Türkiye birinci. İşsizlikte İspanya’dan sonra ikinci. Krizin en derin bir şekilde ülkemizde hissedildiğini ispatlamak için rakamlar hangi dili kullansın? Geçmişimizle mi teselli bulalım? Sürekli kötülenen, eleştirilen dönemlerde tablo nasıldı? En kötü dönem 2001’de küçülme yüzde 9,8. 1994’ün ikinci çeyreğinde yüzde 10,7. Türkiye tarihinde 1945 yılı hariç bu oranda bir küçülme gerçekleşmedi. 1945’te ekonomi yüzde 15,3 daralmış. İkinci Dünya Savaşı yılları. Bir hususun altını çizelim. GSYH hesaplamaları sabit fiyatlara göre yapılmış. Dolar esas alınırsa durum daha da vahim; yüzde 30 küçüldüğümüz görülecektir. Ayrıca malî disiplinin gevşetilerek kamu harcamalarının arttırılması ve Merkez Bankası’nın faiz indirimleriyle bankacılık sektörünü desteklemesi daha da yoksul çıkmamızı engellemiştir. Tabiî malî disiplinin elden bırakılması bütçenin tahmin edilenin 6-7 katı fazla açık vermesine sebep olacaktır ki bunun yansımalarını önümüzdeki aylarda göreceğiz. Şimdi masum bir soruyla yazımızı noktala-yalım. Söylendiği gibi kriz ekonomiyi teğet geçiyorsa, büyüme ve işsizlik rakamları diğer ülkelere göre neden olumsuz? 06.07.2009 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (29.06.2009) - IMF’siz yola devam (22.06.2009) - Yeniye destek, eskiye köstek (2) (15.06.2009) - Yeniye destek, eskiye köstek - 1 (25.05.2009) - Enflasyon düştü, sevinelim mi? |