Röportaj |
RECEP İĞREK |
Yeni Asya; doğruları tebliğ ediyor |
Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız? Ben Hüseyin Yasul, 1949 yılında Afyon’da doğdum. İlkokul, ortaokul ve lise tahsilimi Afyon’da bitirdim. 1970 yılında askerden döndüm. Devlet Demir Yollarında 28 sene çalıştıktan sonra emekli oldum. Şimdi de Afyon İlme Hizmet Vakfı’nda kardeşlere yardımcı olmaya çalışıyorum.
Yeni Asya’yı ne zaman ve nasıl tanıdınız? Yeni Asya’yı 1971 yılında kardeşlerin elinde gördüğümde, gazete çok hoşuma gitmişti. ‘’Beni bu gazeteye abone edin’’ dedim. 1971’den beri hiç aralıksız olarak, her gün evimizin baş köşesinde, bize istikrarlı olarak yol gösteriyor. Kendim, eşim ve çocuklarım her gün ilk yaptığımız iş, sabahleyin gazetemizi alıp okumak; onun çizdiği istikamette, istikrarlı olarak, Nur yolunda hizmetlere devam etmektir.
Sizi Yeni Asya’ya bağlayan sebepler nelerdir? Yeni Asya’yı 1971 yılında tanıdıktan beri bu zamana kadar onun istikrarlı duruşu ve bize istikametli yolu göstermesi, hiçbir zaman zikzak çizmemesi, her zaman Hakk’ı ve hakikatı haykırması, hiç kimseye boyun eğmemesi, Risâle-i Nur’un dâvâsına bayraktarlık etmesi beni Yeni Asya’ya bağlamıştır.
Yeni Asya’nın size ve ailenize kazandırdığı değerler nelerdir? Yeni Asya, bize ve aileme ilk önce Risâle-i Nur mesleğini istikametle gösteriyor. Doğruları tebliğ ediyor. Vasatta, orta yolda ilerlemeyi öğretiyor.
*Yeni Asya’yla ilgili bir hatıranızı alabilir miyiz? 1977 yılında ‘’Aydınlar Bediüzzaman’ı Konuşuyor’’ dizisi Yeni Asya gazetesinde tefrika ediliyordu. Onun duvar ilânlarını, afişlerini Afyon’a göndermişlerdi. Bir kardeşimiz de onları Afyon’un çeşitli yerlerine asmıştı. Üstad’ın muhakeme olunduğu Adliyenin karşısındaki lisenin duvarına da çokça asmış. Sabahleyin savcı geldiğinde görüyor ki duvarlarda ‘’Bediüzzaman Said Nursî’yi Aydınlar Konuşuyor’’. Ama buna çok kızıyor, hemen emniyeti arıyor. ‘’Siz uyuyor musunuz? Bütün sokaklardan sonra, bizim karşımıza da Bediüzzaman’ın resimleri asılmış’’ diyor. Polis hemen büroya geldi, büroda ben vardım. ‘’Ya Hu, siz ne yapıyorsunuz?’’ dedi. ‘’Hayr olsun’’ dedim. ‘’Afişleri her tarafa asmışsınız ama adliyenin önüne asılır mı? Savcı bize kızıyor, köpürüyor!’’ dedi. ‘’Bunlar serbest, her yerde yayınlanıyor. Aydınlar görüşlerini açıklamış.’’ ‘’Doğrudur, ama oraya asmayın bir daha. Savcılık çok tepki gösterdi. Onları oradan sökün. Afişleri asanları bir gönderin de onların bir ifadesini alıp gönderelim.’’ Afişleri asan kardeş gitmiş, demişler ki: ‘’Bir daha adliyenin karşısına asmayın.’’
Yeni Asya okurlarına son olarak söyleyeceklerinizi alabilir miyiz? Gazetemizi hak ettiği noktaya getirebilmemiz için bütün kardeşlerimiz gayretle çalışsınlar. |
RECEP İĞREK 05.08.2009 |