Raşit YÜCEL |
|
Yol hikâyesi |
Yaz ayları çabuk geçer. Günleri de öyle… İki hafta müddetince Sakarya ilimizin Kuzuluk kaplıcalarında kaldık. Cenâb-ı Hakk’ın nimetlerine karşı ne kadar şükretsek azdır. Muhteşem bir manzara… İğne atsanız yere düşecek toprak parçası yok sanki. Her taraf yeşilin tonları ile dolu. Bol su, Bol nimet, Bol kaplıca suları. İnsanları çok sıcak. Sevecen. Bu bölgede genellikle Trabzonlular ikamet ediyor. İçki tüketimi çok az. Camileri muhteşem. Minareler ile yeşilin âhengini görmek gerekir. Merakınızı tahrik etmiyorum. Yaşadığım güzel anları anlatmakta zorlanıyorum. Sakarya ilimizde dostlar ile beraberdik. Bir akşam Akyazılı dostlar ile muhabbet halkası oluşturduk. Her gün bir mekânda olduk. Tefekkür ve temâşâ duygumuzu tatmin ettik. Dağlar ve ovalar… Ağaçlar ve kuşlar… Uçsuz ve bucaksız ormanlar... Hayat bu mânâlar ile anlam kazanıyor. Akyazı ilçesinin muhteşem merkez camiinin ve ihlâslı hafızlarının okuduğu ezan ve aşr-i şerifler… İnsanlarının sıcaklığı… Burası Anadolu… Muhabbet ve sevgi dolu. Tarihin mükemmel imzalar attığı zaman seyri… Söylemiştim: Bazı şeyler zor anlatılır. Yaşamak başkadır. “Seyahat ediniz sıhhat bulunuz” hadisinin ne kadar önemli olduğunu bir daha anladım. Kısmet olursa, bundan sonra yaz ayının 15 gününü burada geçireceğim. Adeta vücudumuzu bakımdan geçireceğiz. Her şey görmek ve anlamakla ilgili. “Köre ne, görene” demişler. Görmek, anlamak ile ilgili. Okumanın bir yanı da görmekle bağlantılı. “Bakmazlar mı?” hitabı çok düşündürücü. Bu bir hayat yolu hikâyesi çünkü. 13.08.2009 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları |