Umut YAVUZ |
|
İslâm’ı doğru kaynaklardan öğrenmek |
Elden geldiğince Avrupa’da İslâm ile şereflenenlerin sayısında ciddî mânâda artışlar olduğunu bu sütunlardan müjdelemeye çalışıyoruz. Elbette bu, dünya üzerindeki bütün Müslümanları mesrur eden bir gelişmedir. Ancak bizce bundan daha önemlisi İslâm ile şereflenen insanların “doğru İslâmiyeti ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğu” da bulmasıdır. Zira ne yazık ki İslâmiyet adı altında kimi zaman çok yanlış yorumlara ve inanışlara sahip insanlar da ortaya çıkabiliyor. Bu tür insanlarla hasbelkader karşılaşıp İslâm’ı böyle tanıyan ve Müslüman olanlar da haliyle “doğru İslâmiyet’i” bulmuş olmuyor. Elbette iman ve küfür arasında Lut Gölü ile Everest arasındaki farkın milyon katı kadar fark vardır. İmanın girdiği bir kalp ile imanın bulunmadığı kalp arasında kıyas bile yapılamaz değer bakımından. Ancak Allah (cc) bizzat Kur’ân-ı Kerim’inde “Ey iman edenler iman ediniz” diyerek “gerçek anlamda imana” işaret buyurmuştur. Demek ki her “Müslüman oldum” diyen aslında “İslâm” olmayabiliyor. Bu kabilden olarak kimi zaman özellikle Avrupa’dan, sonradan ihtida etmiş bazı Müslümanların inanılmaz derecede radikalleşebildikleri ve hatta intihar bombacısı olacak derecede kafalarının karışık olduğuna dair haberler ulaşıyor. Bunlardan bir tanesi İngiltere’de sonradan Müslüman olan ve İsa İbrahim adını alan bir İngiliz vatandaşı... Geçtiğimiz gün bu şahıs intihar saldırısı için bomba hazırlamak ve intihar saldırısı planlamaktan suçlu bulunmuş. Dâvâya bakan mahkemenin jüri üyeleri, 20 yaşındaki İsa İbrahim’in, ‘’insan hayatını hedef almak üzere patlayıcı hazırlamaktan, insanların hayatına ve mallarına ciddî biçimde zarar vermeyi hedeflemekten’’ suçlu olduğuna karar verdi. Kraliyet savcısı, İsa İbrahim’in Nisan 2008’de Bristol’daki bir alış veriş merkezine yönelik intihar saldırısı düzenlemeyi planladığını bildirmişti. İsa İbrahim’in tutuklandığı baskında polisler zanlının evinde, ev yapımı bomba, bu bombanın içine yerleştirileceği yelek ve bombayı harekete geçirecek düzenek ele geçirmişti. Sorgusunda 11 Eylül saldırılarının haklılığını savunduğu belirtilen İbrahim’e verilecek cezanın önümüzdeki günlerde açıklanması bekleniyormuş. Evet İsa İbrahim adına İslâm ile şereflendiği için sevinmeyi hepimiz arzu ederdik. Ancak görülüyor ki İsa İbrahim yanlış kişilerle tanışmış ve İslâmiyet’in aslında hiçbir zaman tasvip etmeyeceği bir yorumla karşılaşmış. Halbuki İsa İbrahim “doğru İslâmiyet’i” doğru kaynaklardan yani bizzat Kur’ân ve hadisten ve onun yaşadığımız çağa yani “ahirzamana” bakan tefsirlerinden öğrenmiş olsaydı bunlar başına gelmeyecekti. İşte o zaman İsa İbrahim, İslâmiyet’in “asla ama asla” masumların öldürülmesine cevaz vermeyeceğini bilecekti. Cihad’ın gerçek anlamını öğrenecek ve kendini iman kurtarmaya ve insanlara iyiliği ve güzelliği tavsiye edip, onları kötülükten nehyetmeye ve tebliğe adayacaktı. Ancak o böyle yapmayıp, evinde masum insanların öldürmek amacıyla bomba hazırlamayı öğrendi. Bu şekilde yanlış kaynaklardan İslâm’ı öğrenen İsa İbrahimlerin sayısının artmaması için onlara doğru kaynakları ulaştırmakla mükellef olan Müslümanların işi çok zor ama bir o kadar da hayatî değer taşıyor. Bu anlamda Risâle-i Nur gibi çağımızın en isabetli Kur’ân tefsirlerinin Avrupa’ya, Amerika’ya ve diğer kıt’alara ulaştırılmasına derhal ihtiyaç ve zaruret vardır. 19.07.2009 E-Posta: [email protected] |