Mehmet KARA |
|
Arz-ı endam |
Başbakan Tayyip Erdoğan Meclis kapandıktan sonra hafta sonlarında partisinin kongrelerinde yaptığı konuşmalarla yeni tartışma konuları ortaya atıyor. Erdoğan’ın polemik meydana getiren konuşmaları hafta başlarında tartışılıyor, diğer hafta yeni bir polemik konusu ortaya atıyor, bu sefer o tartışılıyor. Bugün yine bir partisinin kongresine katılacak, muhtemeldir ki, yine yeni tartışma konuları ortaya çıkacaktır. Geçtiğimiz hafta sonu partisinin Erzurum kongresinde de MHP’li Oktay Vural’ın kıldığı “gıyabi cenaze namazı”nı gündeme getirerek, “O zaman (Bahçeli’nin 2002’deki Uygur Üniversitesini ziyaretini kastediyor) kabinede olan beyefendi dün baktım cenaze namazında arzı endam ediyor. Gerçekçi olun gerçekçi” demesi hem Bahçeli’yi hem de Vural’ı kızdırdı. Vural, “Siz kimsiniz ki benim namazıma dil uzatıyorsunuz? Biz namazları arz-ı endam için değil, o acıları paylaşmak için kılıyoruz. Bizim namazımıza dil uzatmak sizin haddinize değildir” dedi. Her şey polemik konusu yapılırsa böyle sert tartışmalarda kaçınılmaz oluyor. Namaz konusu böyle polemik konusu yapılmamalı. Sonrasında iş farklı taraflara kayabilir? Aman dikkat… * * * BEŞİNCİ KİŞİ ARANIYOR Bugünden itibaren apartman merdivenleri ve tente altı dahil bütün kapalı alanlarda sigara yasak. İçenler hakkında ağır yaptırımlar uygulanacak. Kahvehaneler, nargile içilen yerler ve lokantalardaki uygulamalar merak konusuydu. Tiryakiler buralarda “gerekirse cezasını verir içeririz” dese de işyeri sahiplerine daha ağır yaptırımlar olduğu için sigara içilmesine izin vermeyecekleri görülüyor. “Dumansız hava sahası” fikrinin mimarı Recep Akdağ’ın bu eleştirilere cevap verirken söylediği şu cümle dikkat çekiciydi: “Kahvede okey oynarken beşinci kişi bulacaksınız ve diyeceksiniz ki, ‘Benim taşlarıma iki dakika bak. Ben sigarayı içip geleyim…’” Nasıl çözüm ama... Konuyla ilgili sokaklardaki bilbordlarda bir afiş dikkat çekiciydi. “Onlar % 100 Dumansız Hava Sahasına, % 100 Destek Veriyor!” sloganının altında bulunan Tayyip Erdoğan, Recep Akdağ, Devlet Bahçeli, Ahmet Türk, Masum Türker ve kısa bir süre önce bir helikopter kazasında vefat eden Muhsin Yazıcıoğlu’nun resmi yer alıyordu. Bir tek Baykal’ın resmi yoktu. Resmin olmaması ile ilgili değişik yorumlar yapıldı. “Baykal dumanlı havayı sever” diyen de oldu. Bakanlığın unuttuğunu ifade eden de. Partiden yapılan açıklamada işin gerçek sebebi anlaşıldı. Meğer Baykal, liderlerin afişteki kullanılma sırasını beğenmemiş. Sağlık Bakanının ikinci sırada olmaması gerekiyormuş. Ne diyelim takdir kendisinin… Takdir kendisinde. Bakarsınız ‘afiş’i de Anayasa Mahkemesine götürür! * * * UTANMASI GEREKEN KİM? AKP Milletvekili Haluk Özdalga, CHP’nin, askere sivil yargı yolunu açan yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine başvurusuyla ilgili sert ifadeler kullanmış ve “Sizi her zeminde bu tavrınız yüzünden teşhir edeceğim” demişti. CHP’li Anadol, buna hayli içerlemiş. Ancak verdiği cevap neresinden tutsanız ellerinde kalacak nitelikte… “Talat Aydemir ve Fethi Gürcan darbe yaptıkları için askerî mahkemede yargılandılar ve idama mahkûm oldular. İdam kararı veren, babası Numan Özdalga idi. Askerî mahkemenin duruşma yargıcı idi. Haluk Özdalga babasıyla iftihar mı ediyor, yoksa utanıyor mu? Evvela onun hesabını versin!” demişti. Asıl tartışılması gereken darbe yapanları yargılayan hâkim babadan utanılmalı mı, utanılmamalı mı sorusu cevapsız kaldı. Yani; darbeyi yapan mı, yargılayan mı utanmalı… * * * DARBECİ YARGILANMAKTAN KORKAR MI?! Baykal’ın 12 Eylül ihtilâlini yapanların yargılanmasıyla ilgili teklifi, ihtilâlin lideri Kenan Evren’in epey canını sıkmış. Baykal’dan böyle bir şey beklemiyor olmalı ki, hayli de içerlemiş. “Kimsenin beni ya da diğerlerini yargılayacağı yok... Lâf olsun diye ortaya atılmış iddialar bunlar. Daha önce söyledim, şimdi de söylüyorum. Mahkemeye çıkacağıma kafama sıkarım” demiş. Darbenin lideri ol. Astığın astık kestiğin kestik, her dediğin kanun olsun. Ondan sonra kalk hesap vermekten kork. Olacak şey mi? Bu arada Evren’in Baykal’la ilgili söylediği sözler de yabana atılmamalı. Bakın ne demişti: “Madem 1980’in yargılanmasını istiyor, 20 yıl boyunca bu ülkede 27 Mayıs bayram olarak kutlandı. Baykal neden onu sorgulamıyor? Neden sorgulamadığını söyleyeyim: 20 yıl boyunca bu ülkede bayram havasında kutlanan 27 Mayıs’a kendisi de alkış tuttu da, ondan...’ Şimdi Baykal’da buna içerler mi bilemeyiz, ama zaten Baykal da bu sözünü çoktan unuttu bile… 19.07.2009 E-Posta: [email protected] |