Mehmet KARA |
|
Dönüyoruz dönüyoruz, aynı noktaya geliyoruz |
Meclis 1 Ekim’e kadar tatile girdi. Fakat Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın görev süresi 5 Ağustos’ta dolacağı için yeni başkanı seçmek amacıyla 4 Ağustos’ta tekrar toplanacak. TBMM Başkanlığı için başvurular, 30 Temmuz Perşembe gününden 3 Ağustos Pazartesi saat 24.00’e kadar Başkanlık Divanına yapılacak. Meclis Başkanı seçiminin birinci ve ikinci turları 4 Ağustos Salı günü, ilk iki turda seçilmemesi halinde üçüncü ve dördüncü turlar ise 5 Ağustos Çarşamba günkü birleşimde gerçekleştirilecek. Bundan sonra “tatil” devam edecek. Ancak siyasette yaşanan gelişmeler dolayısıyla daha öncede toplanabileceği söyleniyor. Meclis tatile girmeden, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Temmuzda tatil-matil yok, yola devam… Biz şu anda belirlediğimiz kanunları çıkartıncaya kadar tatil bize haram olsun” demesinden sonra yoğun bir çalışma içerisine girmişti. Bakanlar Kurulu’nun hafta başında yaptığı toplantının ardından açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Meclis’in bu dönemde yaptığı çalışmaları istatistikî olarak açıklarken, “verimli bir dönem” geçirildiğini, 23. dönemde 233 kanun çıkarıldığını söylemişti. Türkiye 22 Temmuz seçimlerinden bu yana sun’î gündemlerle meşgul ediliyor. Bu yüzden, hükümetten beklenilen birçok kanunda önümüzdeki döneme kalmış durumdu. Öncelikle sivil bir anayasa yapılacağı söylenmiş, bu yönde bazı çalışmalar yapılmıştı. Ancak iki yıldan bu yana Meclis’e getirilebilmiş değil. Uzunca bir süredir bir kanun çıkarılmak istendiğinde “anayasaya aykırı” olduğu gerekçesiyle demokratik açılımlar sonuçsuz kalıyor. * * * Buna en son örnek, Meclis’in son çalışma gününde çıkarılan “askerlerin de sivil mahkemelerde yargılanmasına ilişkin” kanunda görüldü. Çıkarılan değişikliğinin anayasaya aykırı olduğu iddia ediliyor. Emekli askerî hâkim Dr. Ümit Kardaş, yargıda çift başlılığın önlenmesi gerektiğini söylerken, başta Avrupa ve Afrika ülkeleri olmak üzere dünyada askerî yargının sivilleşme yoluyla tamamen kaldırılması uygulaması ve eğiliminin giderek yaygınlaştığına dikkat çekiyor. Söz konusu CMK değişikliği için de “İvedilikle anayasanın askerî yargı başlıklı 145. maddesinin tamamen kaldırılması zorunludur. Ayrıca ceza yargısı alanında çift başlılığa sebep olan ve 156. maddede düzenlenen Askerî Yargıtay’ın (...) kaldırılması gerekmektedir. Bu yapıldığı takdirde ancak ordu kendi görev sınırları içine çekilebilecek, askerler de tabiî hakimleri olan sivil hakimler önünde yargılanabilecektir. Böylece demokrasi ve hukuk devletine doğru bir kapı açılabilecektir” diye yorum getiriyor. (Zaman, 1.7.2009) Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker de “Askerî Yargıtay sivil Yargıtay’la birleşsin” teklifini dile getirirken bir de bilgi veriyor. Askerî Yargıtay gibi bir kurumun hiçbir Batı ülkesinde olmadığını, yargı birliği açısında da askerî ve sivil yargıtayın birleşmesi gereğini ifade ediyor. (Hürriyet, 2.7.2009) Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk ise daha çarpıcı açıklamalarda bulunuyor: “Komutanlarına bağımlı oldukları için askerî yargıçlarımızın mutlak bağımsız olduğu düşünülemez. Yargıcın sicil amiri komutandır” diyor. Hukukçular, meselenin daha iyi anlaşılması içinde polis için ayrı, devlet memurları için ayrı mahkemeler olmadığı gibi askerler için de ayrı mahkemelerin olmaması gerektiği üzerinde duruyorlar. Cumhurbaşkanı Gül ne yönde karar verecek bilemiyoruz, ama imzalarsa değişikliğe Anayasa Mahkemesi yolu gözüküyor. Ondan sonra da günlerce bunu tartışırız! * * * Bütün bunlar dikkate alındığında bir gerçek ortaya çıkıyor. Bu da yeni anayasa hazırlanması gerektiği... Çünkü, dönüyoruz dönüyoruz yine aynı noktaya geliniyor, meseleler kitlenip kalıyor. “Bir ülkenin tek yargısı olur” görüşünde herkes hemfikir olmasına rağmen, tek kelimelik bir değişiklikte dahi ihtilâl anayasası öne sürülüyorsa başka da çare kalmıyor. Bütün bu tartışmaları bertaraf etmek için de, Meclis’in yeni dönemde yeni bir anayasa hazırlığı ile işe başlamasının ne kadar gerekli olduğu ortaya çıkıyor. Bu yapılmazsa önümüzdeki dönemde de sun’î tartışmalar sürecek, demokratikleşme yolunda adım atılamayacaktır. Böyle olunca da AB süreci sekteye uğrayacaktır. Sivil anayasayı sık sık gündeme getiren ve uzlaşma komisyonu kurmak için çaba sarfeden TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın “en büyük hayali” olarak söylediği “sıfırdan bir anayasa” gelecek dönemde hayal olmaktan çıkarılıp, gerçekleştirilmesi gerekir. Bunu yapacak olan da Meclis’tir… Yeter ki, irade olsun. 04.07.2009 E-Posta: [email protected] |