Mehmet KARA |
|
Söz Meclis’ten |
Türkiye Genelkurmay Harekât Başkanlığı, Bilgi Destek Dairesi, 3. Bilgi Destek Şube Müdürü Deniz Kurmay kıdemli Albay Dursun Çiçek’in hazırladığı önü sürülen “İrtica ile mücadele eylem plânı”nı konuşurken, Meclis’te de milletvekilleri geceli gündüzlü çalışıp, çıkarılması gereken kanunları çıkartıp 1 Temmuz’da tatile girmeye hazırlanıyor. Basına pek yansımayan fakat önemli kanunlar da bu arada çıkıyor. Bu kanunlar çıkarılırken enteresan tartışmalar da yaşanıyor. Bugünkü yazımızda Meclisteki bu çalışmalardan birkaç örnek aktarmak istiyorum. * * *
DEMOKRASİ… Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç’i; sivri çıkışları, bir kanun görüşülürken başka konuda konuşan milletvekili olarak bütün Türkiye tanıyor. Kıdemli Albay Çiçek’in hazırladığı önü sürülen planla ilgili konuyu gündeme geçiriş tarzı da farklı oldu Genç’in. “Gümrük Kanunu” görüşülürken “AKP ve Gülen’i bitirme planı” diye gazetelerde yer haber habere konuyu getirirken, “Şimdi, bir Fethullah Gülen’i Türkiye’de bu kadar gündeme getirmenin bu ülkeye yakışan bir tarafı var mı?” diye sordu ve ardın tartışmalar başladı. Gerisini tutanaklardan okuyalım: Asım Aykan (Trabzon) : Sen demokrasiyi savun, demokrasiyi. Bak, arkanda ne yazıyor bak. Kamer Genç: Bilmiyorsunuz demokrasiyi. Asım Aykan: Demokrasiyi savun, demokrasiyi. Kamer Genç: Siz bu memlekette rejim düşmanlarına hayat hakkı tanıyorsunuz, rejim düşmanlarına. Rejim düşmanlarına hayat hakkı tanıdığınız için… Bugün Fethullah Gülen kim ya? Kim ya? Şimdi Türk ordusu gidecek Fethullah Gülen’le uğraşacak. Asım Aykan: Sen nerede konuşuyorsun, burası neresi? Kamer Genç: İşte burası Meclis. Asım Aykan: Millî İrade burası, millî irade. Kamer Genç: Efendim, millî irade sizin iradeniz değil, millî irade Tayyip Erdoğan’ın iradesi hâline gelmiş sizin zamanınızda. Tayyip Erdoğan’ın iradesi… Kamer Genç’ten beklenilen de bu değil mi? * * *
PADİŞAH İkinci tartışma da Erdoğan’ın “padişah mı, başbakan mı?” olduğu konusunda yaşandı. Elbette Erdoğan başbakan… Ancak son seçimlerde miting meydanlarında açılan bir pankart bu tartışmaya malzeme oldu. Yine tutanaklardan aktaralım: Hüseyin Yıldız (MHP Antalya)… Siz, Sayın Başbakanı padişah, sözlerini ferman; bakanlarınızı ve grup başkan vekillerinizi şehzade, sözlerini de buyruk kabul ediyor… Nurettin Canikli (AKP Giresun) – Sayın Başkan, lütfen sözlerini geri alsın sayın konuşmacı. Böyle bir hakkı yok… Padişah yok, kulları da yok. Sayın Başkan, lütfen geriye alsın… Başkan – Sayın Yıldız, o kelimeleri tashih edin lütfen. Sayın Canikli, sürçülisan olduğuna inanıyoruz. Tashih edecek, düzeltecek Sayın Yıldız. Hüseyin Yıldız – Sayın Canikli, ben sözlerimi söylerim, siz beğenmiyorsanız çıkar burada cevap verirsiniz. Burası Türk milletinin kürsüsü. Ben de bu kürsüden milletimden almış olduğum yetkiye istinaden konuşuyorum. Nurettin Canikli– Bu şekilde kelime kullanamazsınız! Kimsenin hakkı yok! Padişah yok burada, demokrasi var. Bu ülkede Başbakan var ve milletvekilleri var. Necati Özensoy (Bursa) – Pankart açmadılar mı “Son Osmanlı Padişahı” diye? Hüseyin Yıldız – Siz söylediğimi anlayamadıysanız benim sorunum değil. Sözlerimi, birazdan alırsınız, okursunuz, ne söylemek istediğimizi çok iyi anlarsınız Sayın Canikli… Bir pankartın nerelerde kullanılabileceği böylece ortaya çıkmış oldu. Konuşurken sözlerin, pankartların nelere varacağı iyi hesap edilmeli… * * *
TAVAN SU DAMLATINCA Ankara’da havalar iyice ısındı. Geçtiğimiz hafta yaşanan fakat yazamadığımız bir notu daha aktarmak istiyoruz. Geçen hafta Meclis genel kurul salonunda yaşanan bir olay gülelim mi, ağlayalım mı dedirtmişti. Anlatalım siz karar verin. Hem de biraz serinlemiş oluruz… Meclis Genel Kurulu’nda bir kanun görüşülürken bazı vekillerin tavana bakması muhabirlerinin dikkatini çekti. Foto muhabirleri yukarıya doğru bakan milletvekillerinin fotoğraflarını çektiler sonra onların baktıkları yere baktıklarında şaşkınlıklarını gizleyemediler. Genel kurul salonu yapılalı daha uzun zaman olmamasına rağmen tavan yağmur suyu damlatıyordu. İşin diğer ilginç yönü de milletvekillerini Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki kuraklığın etkilerinin konuşuluyor olmasıydı. CHP’li bazı milletvekili, Başkanvekili Nevzat Pakdil’e “tavandan yağmur suyu damladığı” ikazında bulunmuş, Pakdil de oturuma ara vermişti. Verilen arada, yağmur damlaları milletvekilleri arasında espri konusu oldu. Eski Bakan Kürşad Tüzmen’in “CHP’nin üzerine su mu damlıyor, rahmettir rahmet...” diye espri yapması Nasrettin Hoca’nın “rahmetten kaçılır mı?” fıkrasını hatırlattı… 21.06.2009 E-Posta: [email protected] |