Umut YAVUZ |
|
Irak konusunda iyimser olmak için çok geç |
Geçtiğimiz hafta Irak’ın kuzeyindeki Bölgesel Kürt Yönetimi’nde gerçekleştirilen başkanlık seçimlerini yeniden kazanan Mesud Barzani, haber dergisi Newsweek’e konuştu. Newsweek muhabiri Larry Kaplow’un sorularını cevaplayan Barzani, Bağdat hükümeti ile ilişkileri, Türkiye ile ilişkileri, Kerkük, Kürt bölgesindeki seçim, yeni bir muhalefetin ortaya çıkışı ve yolsuzluklar ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yapılan seçimleri Kürdistan bölgesi halkının bir başarısı olarak yorumlayan Barzani, halkın “kimi isterse ona oy vereceği” bir seviyeye kavuşmasından duyduğu memnuniyeti dile getirmiş. Aynı zamanda seçimlerde yeni bir muhalif kanadın ortaya çıkışını da “demokrasi için sağlıklı bir fenomen olarak yorumluyor. Aylar sonra ilk defa Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile görüşmelerini de değerlendiren Barzani, “Başbakan Maliki beni aradı ve tebrik etti. Bu iyi bir girişimdi ve buzları kıracağına inanıyoruz.” diyor. Bu bölgesel yönetimin Irak’ın merkezi yönetimiyle ilişkilerinde bir derece iyileşme olduğu anlamına geliyor. Bölgesel yönetim Anayasa’da kendileri için öngörülen ayrıcalık haklarına kavuşmak istiyor. Bu konuda merkezi yönetimle bazı sıkıntılar yaşanıyor. Kerkük’ün statüsü konusu da bu meselelerin başında geliyor. Barzani Amerika’nın Irak’tan çekilmesi ile ilgili olarak da “asker sayısından” ziyade siyasî iradeye bakılması gerektiği görüşünde. Amerika çekilirken “durumun çökmesine izin mi verecek yoksa istikrar bırakarak mı çekilecek” diyor Barzani ve bunu söyleyerek aslında Kürdistan bölgesinin durumunun muhafazası endişesini yansıtıyor. Evet Kuzey Irak bölgesel yönetiminin en büyük korkusu Amerikan işgaliyle kendilerine sağlanan avantajlı pozisyonun, işgalin sona ermesiyle ellerinden gidecek olmasıdır. Ancak sözkonusu işgal ile Irak’ta pozisyon alan ve avantaj kazanan grupların er geç bölgedeki dengeleri alt üst eden işgalin sona ermesiyle dağılıp, parçalanacağı da su götürmez bir gerçektir. Irak’ta merkezi kuvvetlendirip, bütünlüğü sağlamak yerine bölünmüş ve parçalara ayrılmış bir Irak tablosu ortaya koyan ABD işgal mantalitesinin, kısa ve uzun vadede Irak’a hayır getirmeyeceği ve sonunda bir patlamaya yol açacağı bilinmelidir. Kerkük’ün kontrolü konusunda Anayasa’ya atıfta bulunan Barzani, “Diğer her türlü alternatif, konuyu zorlaştırır.” diyor. Bu konuda başka alternatiflerin gündeme gelmesi durumunda ne yapacakları sorusuna ise sert bir şekilde karşılık veriyor Barzani: “O zaman Kürt halkının hakları gasp edilmiş olur ve bizim de kendi tasarrufumuzda olan araçlarla kendimizi savunma hakkımız var.” Muhtemel bir iç savaşta sayıca çok az oldukları hatırlatıldığında ise “Çok sayıda olmak her zaman kazanacağınız anlamına gelmez. Çoğunluğun kazandığı tek yer seçim sandığıdır.” diyor Barzani. Böylece demokrasi dışındaki seçeneklere açık olduklarının ve Kerkük konusunda silâha sarılabileceklerinin sinyalini veriyor. Irak için en son istenen şey bir iç savaştır şüphesiz. Ancak daha önce de ifade ettiğimiz gibi Irak’ın etnik olarak silâhlandırılması neticesinde gün gelir iç savaş kaçınılmaz bir hâl alır. Zira birlik ve bütünlük yok olduğu noktada, etnik parçaların çıkarları gündeme gelir ve çıkarların çatıştığı noktada da savaş başlar. Irak için daha iyimser yaklaşımlar geliştirilmesi için sözkonusu işgalin hiç gerçekleşmemesi gerekiyordu. Ancak artık bunun için çok geç. 04.08.2009 E-Posta: [email protected] |